Dünyada yüzde 3 azalırken, Türkiye'de yüzde 15 arttı

Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker, 2009 yılında dünya hububat üretiminde yüzde 3'lük azalma yaşandığını, Türkiye'de ise buğday üretiminin geçen seneye oranla yüzde 15 arttığını bildirdi.

Türkiye'nin buğday üretimindeki artışın sevindirici bir durum olduğunu belirten Eker, "Bu gelişme gerek kendimiz için gerekse ticari ilişkide bulunduğumuz coğrafya içindeki insanlar için de son derece önemli. Buğday üretimindeki kalitenin artması da son derece önemli." dedi.


YATIRIMLARDA 61,6 MİLYAR AZALMA OLACAK
Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker, Türkiye Un Sanayicileri Federasyonu tarafından Antalya'da düzenlenen Uluslararası Değirmenciler Birliği Orta Doğu ve Batı Afrika Bölgesi Yıllık Teknik Konferansı ve Ticaret Fuarı'na katıldı. 55 ülkeden 500'ün üzerinde sektör temsilcilerinin katıldığı konferansta konuşan Eker, Türkiye'nin hububat alanında dünyanın 3 gen bankasından biri olduğunu söyledi. Türkiye yetişen hububatın genetik olarak olgunlaşmasını tamamladığını belirten Eker, "Bu nedenle dünyanın en güvenli, en sağlıklı ürünleri bu topraklarda yetişiyor." dedi.

BİO ÇEŞİTLİLİĞİN ÖNEMİNE DEĞİNİLDİ
Hububatın dünyanın üçte birindeki coğrafya için son derece önem arz ettiğini vurgulayan Eker, şöyle devam etti: "Dünyada insanlar buğday, mısır ve pirinçle besleniyor. Buğday üretimi küresel açlık sorunun tartışıldığı bu günlerde önemi giderek artan üzerinde daha çok durulması gereken meseledir. Bugün dünyada öngörülerin tutturulamaması nedeniyle aç insan sayısı giderek artıyor. Bundan 10-15 yıl önce 840 milyon civarında olan aç insan sayısı bugün 1 milyar sınırına yaklaşmıştır. Üzerinde yaşadığımız dünya, sadece açlar açısından toklar açısından güvenilir ve emin bir yer olamaz. O nedenle biz tarım sektörünün mensupları ve hububat sanayicileri bunun en önemli parçasını oluşturuyor." Bakan Eker, Türkiye'nin biyo çeşitlilik açısından sahip olduğu öneme de değindi. Dünyada yer alan 8 etkin gen bölgesinden üçünün Anadolu'da yer aldığını kaydeden Eker, "Anadolu'da 3 bin 905 tanesi endemik olmak üzere 12 bin bitki yetişiyor. Bu biyo çeşitlilik en önemli gen kaynağımızdır. O nedenle bunun korunması muhafaza edilmesi ve gelecek nesillere aktarılması sadece kendi insanımız için değil bütün insanlık için iyi korunması ve muhafaza edilmesi de önemlidir." diye konuştu.

TEBDİRLER SORUNLARI ÇÖZMEYE BAŞLADI
Hükümet olarak Türkiye'de buğdayla ilgili sorunları çözmeye çalıştıklarını bu çerçevede verimlilik ve kaliteyi artırdıklarını vurgulayan Bakan Eker, Türkiye'nin ihtiyacından fazla buğday ürettiği dönemlerde bile buğday ithalatının yapıldığını aktardı. Tarım Bakanı, sertifikalı tohum üretimi ve kullanımının teşvik edilmesi sayesinde, süne ile mücadelede havadan ilaçlama yerine yerden ilaçlama yaparak hem verimi hem de kaliteyi artırdıklarını dile getirdi. Türkiye'nin aldığı bu tedbirlerle buğdayda verim ve kalite sorununu aştığına işaret eden Eker, şöyle devam etti: "Şimdi Türkiye'de 6 yıl öncesine göre daha az kimyasal ilaç kullanıyor ve daha verimli ve kalitede buğday üretiyor. Artık Türkiye ihtiyaç sebebiyle, kalite sorunu nedeniyle buğday ithal etmemektedir. Biz gelecek nesiller açısından bilhassa biyo çeşitliliğin ve gen kaynakların korunması amacıyla bir takım tedbirler aldık. Bu çerçevede Türkiye'de dünyanın üçüncü büyük tohum gen bankasının inşaatı sürüyor. İnşallah 2010 yılı başında tamamlanacak. Bu banka Anadolu'nun 252 bin çeşit örnek tohum varlığını muhafaza etmekle kalmayacak. Buralarda uygun araştırmalar yapılmak suretiyle gelecek kuşaklara katkısı olacak önemli bir projedir."

TOHUMLULUK
Eker, dünyada yaşanan küresel ısınmanın yarattığı kuraklık riskinin en çok buğday üretimi yapılan bölgelerini tehdit ettiğine dikkat çekerek Akdeniz havzası başta olmak üzere Ortadoğu, Kuzey Afrika, Avrupa, Balkanlar ve Anadolu'nun kuraklık riskine karşı en çok etkilenecek bölgeler arasında yer aldığını kaydetti. "Küresel ısınma doğrudan doğruya buğday üretimini etkileyecek doğal felakettir." diyen Eker, "Bakanlık olarak bununla ilgili bir takım tedbirler aldık. Suyun tasarruflu kullanımının kolaylaştırılması ve teşvik edilmesinin yanında, inşa ettiğimiz Kuraklık Test Merkezi ve kuraklığa dayanıklı buğday ve hububat tohumluklarının geliştirilmesi konusunda çok sayıda araştırma başlattık ve güzel sonuçlar aldık. Kuraklığa dayanıklı 15 tane buğday ve arpa tohumu ürettik. Bu çeşitleri sadece Türk çiftçisinin değil, dünyadaki ilgili kesimlerin hizmetine de sunduk. Dünyada bundan sonraki süreçte gerek kuraklık hasarlarının ve etkilerinin azaltılması gerekse küresel ısınmaya karşı alınacak tedbirler, hububat araştırmaları ve gıda güvenliğinin en önemli unsurlarını oluşturacaktır." şeklinde konuştu

ÜLKE GENELİ Haberleri