Dünya'nın Çiçeklerine

 Değerli  Okuyucularım;

     Şu günlerde medyadan aile facialarına,tüylerimiz ürpererek okuyoruz,izliyoruz.Nereye gidiyoruz?Bu gidişin sonu ne olacak?Dikkatinizi çekmiştir.Bu cinayetler ,iftiralar tüm dünyayı sarmış durumda.Şöyle bir düşünelim!neden ve niçinlerinin sebeblerini öğrenelim.

      Bakın, sevgi yoksunu olduk. Kimse kimseye güvenmiyor.Böylesine sevgisiz yaşamak,insanı ne hallere sokuyor görüyoruz. Ne dedik, sevginin sınırı yoktur. Saygı ve sevgi arkadaştır ayrılamazlar. Buna rağmen dünyadaki insanların, mutlu yaşam sürmeleri hala mümkün. Ben hep diyeceğim,yine diyorum.Büyüklerimize çok görevler düşüyor.Her küçüğün bir büyüğü vardır.Onların hayat tecrübelerinden faydalanmak en önemli görevimizdir.Fakat ebeveynler de kendilerini yetiştirmeli.Çünkü bazen,kaş yapayım derken göz çıkartanlarda oluyor.           

       Ben çocukluğumu hiç unutmam. Amcam, dayılarım, halalarım bile, bize hep bir şeyler anlatırlardı. Onların anlattıkları bize örnek olurdu. Bu gün evlerde sabah açılan televizyonlar yatarken kapanıyor. Büyüğünden küçüğüne, çoğu gecesini gündüzünü bilgisayar başında geçiriyor. Ailesini, çocuğunu,eşini ihmal ediyor. Zaman ise su gibi akıp gidiyor. İpler kopuyor, yuvalar yıkılıyor. Aileler iletişimsiz ve mutsuz oluyor.                                       

      Böyle bir ortamda hayatını, sanal alemde geçiren büyük ve küçükler, ister istemez yalnızlığın içine girip kayboluyorlar. Sanal alem, onları o sırada mutlu ederken, ne kadar yalnız kaldığını da anlıyorlar. Oysa insanların birbirlerinden öğrenecekleri o kadar şeyler var ki! Herkesin hayatı, bir roman. Herkes yaşamı içersinde öyle mücadeleler veriyor ki… Bunların hepsi birer örnek oluyor. Çocuklarımız hepimizin. Onlar çiçeklerimiz. Komşularımız bizim en yakınımız. Akrabadan önce en kötü, en iyi anlarımızda onlar yakınımızdalar. Seçkin arkadaş,seçkin komşu,insanın güven içinde olmasını sağlar.                                       

      Ne kadar dostunuz,arkadaşınız olsa da,onlara güvenseniz de,ailenin yeri  başkadır.Gelin hep beraber şu televizyon izlemeye bir sınır koyalım.Bilgisayarlarımızın kullanımında, gereklilik sürelerimiz olsun. Diğer zamanlarda ise, ailece sohbet edelim. Sıkıntılarımızı, dertlerimizi, çözemediğimiz problemlerimizi birlikte paylaşalım. Bu davranışlar bizlere, kendimizi güvende hissettirir. Düşünsenize, söylediklerinizi ön yargıda bulunmadan dinleyenler var. Sizi kanatları altına almışlar.Gözleri ve yürekleri ile takip ediyorlar.

        Geçen gün gazetelerde, Adana"da on bir yaşında dünyalar güzeli bir çocuk, okumak isteğine karşı çıkan annesini öldürdü. Tek isteği, sevdiği bir okulda okuyup, sevdiği bir mesleği yapmaktı. Ama, önüne çıkan” olmaz” sözcüğü, onu bu duruma itti. Bu kabul edilebilir bir şey değildir. O güzel çocuğun okumaya hakkı vardır, engellenemez. Ama annesini öldürme hakkı da yok. Burada ki soru işareti, iletişimsizlik ve hoş görüsüzlüktür. Sonuç böyle olmamalıydı. Oysa onun istediği ailesi gibi olmamaktı. Çünkü aile, kardeşinin de okumasına izin vermemiş. Ne olacak şimdi? Bence en iyi yol, yabancı bir ortamda okuyarak,yepyeni bir hayata hazırlanması olacak.        

         ANNELER VE BABALAR; Çocuklarımıza doğru yolu gösteriyorum zannederek,hem onlara hem de kendimize zarar veriyoruz.Onlarla dost olun,menfaatinize uygun değil,gerçek bilgileri verin,onları dinleyin.Eğitim çok kutsal bir olgudur.Zordur ama inanın çok zevklidir… Sizleri seviyorum, hoş çakalın