O kadar yoğun çalışıyoruz ki akşam eve gittiğimizde yorgunluktan haber dahi dinlemek istemiyoruz, ancak mesleğimiz gereği her şeyi en ince detayına varıncaya dek bilmek zorunda olduğumuzdan tüm kanalları gezip her şeyi takip etmek zorundayız. Gazetecilik sadece haber yapma sanatı değil, siyasetten magazine, tarihten coğrafyaya, ekonomiden sosyal hayata her şeyden haberdar olmak zorunda olduğunuz bir sanattır. Bu dediklerimi bilmez iseniz yaptığınız haberin altını dolduramazsınız, okurlarınıza karşı sorumluluğunuzu yerine getirme imkanınız olmaz, yazıp çizseniz de kimse sizi ciddiye almaz. Ama işinizi çok iyi yaparsanız da işlerine gelmeyenler size karşı her türlü komploları kurarlar, ellerinde ne kadar imkan varsa hepsini size karşı kullanma cihetine giderler. Dikkat ederseniz şehrimizde bizden başka hiçbir gazeteciyle kimse uğraşmaz, ama bizimle o kadar çok uğraşan var ki anlatmakla bitmez. Diyeceksiniz ki bunu biraz da sen hak ettin o da doğru sana ne el alemin çetelerinden, bozuk zihniyetli siyasetçilerinden veya şehirde her istediğini yaptığı halde kimsenin hesap soramadıklarından senin hesap sormaya kalkarsan başın beladan kurtulmaz.
Bundan yaklaşık yirmi yıl önce bu şehirde olup biten bazı yanlış işlerle uğraşmaya karar vermiştim, nedeni ise ta o günlerde gördüğüm yanlış işlere kimsenin müdahale etmeye cesaret edememiş olması veya işine gelmediği için müdahale etmemesi idi. Bu konuda o kadar olay gözlemledim, o kadar çok olayı bizzat müşahede ettim ki anlatamam, Belediye Başkanlarına racon kesen çete bozuntularından tutun, o çete bozuntularına hamilik yapan siyasetçilere varıncaya çok ama çok nahoş olaylara şahit oldum. Hiç unutmuyorum bir Belediyeye dokuz tane kadro gelmişti Başkan o kadroları çetelere peşkeş çekmediği için adamın odası basıldı, adama yapılmadık zulüm kalmadı ama maalesef bunu yapanların hamiliğini siyasetçiler yapınca adeta çıldırmıştım. Ta o günlerde basın sektörüne girmeyi kafama koymuştum ama ekonomim müsait olmadığı için gerçekleştirememiştim, Allah'a binlerce kez şükürler olsun ki o imkanı verdi de bu hayalimi gerçekleştirme imkanım oldu. Diyeceksiniz ki gerçekleştirdin de ne oldu çekmediğin çile kalmadı, doğru çok çile çektik ancak Rabbime şükürler olsun ki bir çok olay ortaya çıktı, bir çok konu aydınlandı, bir çok konu kamuoyunun gözü önüne serildi.
Bizimle uğraşanların büyük bir kısmı Yüce Rabbimin izniyle layıkını buldu, kimisi siyasetin dışında kaldı, kimisini herkes tanıma fırsatı buldu, kimisinin henüz işi bitmemiş olsa da siyasi hayatlarının son demlerini yaşıyorlar. Kamu malına göz diken bir çok kişinin yaptığı planlar sayemizde geri tepti, haberlerimiz sonucu ilgili merciler konulara müdahil oldular. Ancak bunları başarırken çektiğimiz çileyi bu şehirde yaşayan herkes bilir, bizi öldürmeye gelenlerden tutun da ekonomik açıdan bizi bitirmeye çalışmaları, bize operasyonlar düzenlenmesi, yediğimiz tazminatlar hep bu işlerin bedelidir ama Allah sizi inandırsın en ufak bir pişmanlığım olmadığı gibi Başbakan'ın dediği gibi durmak yok yola devam sloganıyla işimize devam ediyoruz. Bazı olaylar o kadar çok sırıtıyor ki anlatamam örneğin dün bir kamu kurumunda görevli arkadaş gazetemizde çalışan personeli arayıp gazetemizin abone dağıtımını yapan şirkete yaptığımız ödemeyle ilgili ipe sapa gelmez sorular sormuş, nedeninin ne olduğunu ben çok iyi biliyorum ancak burada açıklamayacağım, ilgili arkadaşın amirini arayıp gerekeni söyledim. Yine bir kamu kurumu gazetenin iki yıllık geçmişini araştırıyor elindeki yetkileri gazetenin aleyhinde kullanabilmek için kendisine bir yol bulmaya çalışıyor, İşin enteresan tarafı kamu kurumunun Genel Müdürlüğünde görev yapan arkadaşım arayıp yapılanları noktasına virgülüne kadar anlattı bana.
Aslında ben yanlış yapıyorum bazı arkadaşlar gibi bu işin ticaretini yapmak varken çile çekmenin ne alemi var, bu işten para kazanmak o kadar kolay ki anlatamam örneğin RTÜK'e müracaat edip bir uydu kanalı satın alırsınız, ardından kanalda kendinize küçük bir hisse bırakıp büyük hisseyi birilerine yüksek meblağlara satıp para kazanmak varken çile çekmenin ne anlamı var. Hem bu işi iki üç yılda bir tekrarlama imkanı da var alırsınız bir uydu kanalı onu yüksek paralara satıp milyonlarca lira kazanırsınız, ardından siyasetçileri yeniden devreye koyup yeniden kanal alırısınız onu da iyi paraya satıp kendinize küçük bir hisse bırakırsınız, oradan da kazanırsınız milyonlarca lira para, ardından tekrar RTÜK'e müracaat edip siyasetçileri tekrar devreye sokarsınız alırsınız yeniden bir kanal bu böyle devam eder durur siz de para kazanırsınız. Bu işlerin yanlış işler olduğunu Adnan Bahadır Milletvekillerine söylese de o çok Saygıdeğer!... Milletvekilleri işlerine gelmediği için duymazdan gelirler ve birilerinin dünyalıklarını çok güzel hallederler sizinle ilgili ise ne kadar reklam aldığınız firma var ise çağrılır ifadeleri alınır. Kim demiş ki Vekillerimiz çalışmıyor diye adamcağızların günahlarını almayın adamlar ellerinden gelen her şeyi kendi akraba,hemşehri, eş, dostlarının mutluluğu için yaptıklarına ben şahidim Rabbim de biliyor, ama bu dünyanın bir de öbür tarafı olduğunu bu maneviyati yüksek!... arkadaşlarımız unutmasınlar. Başbakan Durmak Yok Yola Devam diyor ancak bu söylemi herkes işine geldiği gibi yorumlayıp yoluna devam ediyor, bizim yorumumuz haksızlıklarla, yolsuzluklarla mücadelede durmak yok yola devam şeklinde iken başkalarının yorumları ise kimisi yemeye devam durmak yok yola devam diyor, kimisi Adnan'ın önünü kesmek için yola devam diyor, kimisi başka işlere devam diyor ama bakalım Rabbimiz ne diyecek, onu da göreceğiz. Kalın sağlıcakla..