Merhaba değerli okurlarım
Bir engelliler haftasını daha geridebıraktık,
Ülkemizin her köşesinde her yıl10-16 Mayıs tarihleri arasında hafta boyunca engelliler ile ilgili çeşitliprogramlar, konferanslar ve etkinlikler düzenlenmekte bu tür etkinliklerebizler ''ENGELSİZLER'' ne kadar duyarlı davranıyor ve iştirak ediyoruz acaba;
Yılda sadece birkaç gün anılan ve onlar için düzenlenen etkinliklere nekadar iştirak ederek onlara yalnız olmadıklarını hissettiriyoruz hiç düşündünüzmü?
Düşünmüyoruz aklımıza bile gelmiyor yazılıveya görsel basın sayesinde haberimiz olursa oluyor birkaç dakikalık empatiyapıyoruz hepsi o kadar peki yeterlimi kesinlikle değil biraz daha duyarlıolmalıyız engelli olmayı onlar istemediler, bizlerde engelli doğabilirdik yadaolabiliriz de hayat her şeye gebe.
Ülkemizde yaklaşık 700 bin civarında görme,işitme, dilsiz ve sağır, ortopedik, zihinsel ve ruhsal engelli vatandaşımızbulunmakta.
Samsun'umuzda aynıkriterlerdeki engelli vatandaş sayımız 27 bin civarında.
İlçemiz Ladik'te ise bu rakam 250-300civarında bunun yaklaşık %25 i 03-16 yaş arası gruptan oluşmakta. Bir avuçilçede herkes birbiri ile yakın ya da uzaktan hısım akraba hep iç içe yaşamaktaaynı havayı teneffüs ediyor aynı suyu içiyoruz, ramazan aylarında aynı fırındapide kuyruğuna giriyoruz yani onlar ENGELLİLER biz Engelsizlerin hayatında heran varlar, peki bizler ne kadar bunun farkındayız?
Doğuştanveya sonradan herhangi bir nedenle bedensel, zihinsel, ruhsal, duyusal vesosyal yeteneklerini çeşitli derecelerde kaybetmesi nedeniyle toplumsal yaşamauyum sağlama ve günlük gereksinimlerini karşılamada güçlükleri olan bu insanlarayardımcı olmak insanlık görevimiz peki ne kadar yerine getiriyoruz?
Bu soruyu hervicdan sahibi insan kendine sormalı diye düşünüyorum.
Engelli bireyesahip bir aile dostum var, mümkün oldukça bir araya gelmeye çalışıyoruz sohbetediyoruz dertleşiyoruz, zor zahmetli ama bir o kadar kutsal bir görev yapmaktabüyük sınav vermekte itikadı sağlam biri olması münasebeti ile bu içinde olduğudurumdan hiç muzdarip değil bunu bir sınav olarak görüyor. Lakin bu güzelinsanların en büyük sorunu çevresindeki insanlar neden mi?
İşte Engellikardeşimizin dudaklarından dökülen acı sözler;
''Çevremizdekiinsanlar bizlere acıyarak bakmaları, bizleri ötekileştirmeleri 2.sınıf acizinsan olarak görmeleri bizleri fevkalade üzmekte. Engellileri muhtaç vezavallı görüyorlar, insanlar engellilerin bir şeyleri başarabileceğineinanmıyorlar, özellikle kadın erkek ilişkileri açısından önyargıları var.Toplumumuz çok duyarsız ve gösteriş yardımseverliği yarışındalar. Banka gişesikuyruğunda, toplumsal taşıma aracı içerisinde veya bir alışveriş merkezindekarşılaştığımızda bırakın öncelik tanımayı kendilerine yük oluruz düşüncesi ileuzak duruyorlar, böyle bir durumda insanın psikolojisi ne olur? Doğrusu bunu düşünmekbile insana çok büyük acı veriyor.''
Engelli kardeşimizin bu konuşması benigerçekten çok üzdü.
Saygıdeğerokurlarım lütfen empati yapalım ve onlara hak ettikleri değeri verelim. Engelli insanlarımızın bizden beklentileribiraz saygı, biraz sevgi, manevi olarak destek ve 1-0 yenik olarak başladıklarıyaşam mücadelesinde yanlarında olduğumuzu hissettirmek.
Engelli olmak ya da engelliler ile aynıtoplumda yaşamak aslında bir imtihan, ceza değildir. Belki de Allah özürlülervasıtasıyla sağlıklı olanları imtihan ediyor.
Engellinin ailesine, akrabaya, komşuyave sonra da tüm topluma sorumluluklar düşmekte. Bir engellinin sıkıntılarınıngiderilmesi noktasında birilerinin el atması gerekir ki toplum sorumluluktankurtulsun. Aksi halde tüm toplum sorumlu olur.
Ladik'te bu sorumluluk duygusunu hissedenbiri var ki takdire şayan, övgüye layık, örnek bir insan S.Ahmet AYANarkadaşımız gönüllü olarak engelliler federasyonu Ladik temsilciliği göreviniüstlenmiş layık'ı ile yerine getirmeye çalışmakta kendisini saygı ileselamlıyorum, Allah yardımcısı olsun.
Engelli vatandaşlarımıza yardımcı olmakverdikleri yaşam mücadelesinde destek vermek bir insanlık görevidir, tümengelsiz yurttaşlarımızın bu insanlık görevini yerine getirmesi dileği ile.
Esen kalın.