Bir grup arkadaşımızla umre ibadeti yapmak üzere, şehirlerin anası Mekkedeyiz.
Mekke, kutsal şehir. Taşı toprağı anlamlı. Tozu dumanı Rahmet dolu.
İlk mabed olan Beytullah Mekkede. Mekke, dünyanın merkezi, Kâbe de Mekke'nin merkezinde bulunmaktadır.
Mekke, harem sınırları içinde bulunur. Bu sınırlardan içeriye müslüman olmayan giremez.
Müslüman olanlar da, ancak ihramlı olarak girer Mekkeye.
İhramlı olmak, başlı başına bir bereket, başlı başına bir hürmet, bambaşka bir ibadettir.
İnsana, zayıflığını anlatan bir durumdur ihramlı olmak.
Bir böceğe, bir çiçeğe bile el kaldıramamak insana fıtratını hatırlatan en önemli pozisyondur.
Makamın ve imkanın hiç bir şey ifade etmediği anlaşılır ihramlı olunduğunda.
İnsanın doğduğunda belendiği bembeyaz kundak bezine ve öldüğünde sarıldığı kefen bezine benzer ihram.
Bir taraftan fıtratı, bir taraftan hesabı hatırlatır ihramlılık hali.
İhramlı olarak girilen Mekke şehri, içinde bulunan Beytullah ile dünyevî ezeliliği ve ebediliği üzerinde taşır böylece.
Nesillerin ve insanların ortak tarihini ve duygusunu oluşturur Mekke.
Kâbe nedeniyle Mekke hürmetlidir ve bu nedenle Mekkeye ihramlı olarak girilir.
Kaç defa girerseniz girin Mekkeye, kaç defa varırsanız varın Kâbe'ye, her defasında ayrı bir duygu yaşatır Kabe gelen misafirine.
Her görüldüğünde bir çok şey söyler Kâbe, kendisini ziyaret edenlere.
İnsan kalbi, Kabe'nin ruhu ile konuşur her karşılaştıklarında. Bu konuşmanın dünyevî kalıba sokulmuş hali, ağlamaktır.
Kâbe, duygunun en yükseğini yaşatır insana. Seller gibi çoşturur fıtratın güzel duygularını.
Kâbe'yi birlikte ziyaret ettiğimiz arkadaşlarımızın duyguları sel oldu. Çok defa bu tür duygu sellerini gördük, defalarca da aynı duyguları yaşadık.
Kabe'nin dışında insanı duygulandıran unsurlar köpük gibidir, insanı boğar, sonra da kaybolup gider.
Ama, Kabe'nin insana yaşattığı duygu köpük değil "Sel"dir.
Öylesine, "Sel"dir ki, Onun yaşattığı duygu, geriye kalan tüm duyguları alır, götürür, hepsini ezer, geçer.
İşte biz, bu duygu hallerini yaşadık Kabe'de. Başka hiçbir duygu kalmadı zihnimizde.
Kâbe bizi temizledi, cilaladı ve ağırladı. Bu nedenle; tüm inananların kalbi Kâbe için atar.
Bu duyguyu veren, Kabe'nin ulu sahibi Yüce Rabbımıza sonsuz şükürler olsun.