Eğitim Emekçilerine Performans Denetlemesi...!

Tabipler, dişhekimleri hemşireler sağlık çalışanları derken sıra eğitimcilerin performanslarını ölçmeye geldi.    Sanıyorum artık bunlar insanların evlerindeki bulaşık yıkama ve temizlik performanslarına da el koyacaklar. Tabi ya başbakan evli çiftlere yapabildiğiniz kadar çocuk yapın allah onların rızıklarını verir diye öneride de bulunmuştu. Bence buda bir nevi performans teşvikidir. Allah sonumuzu hayır etsin bir performans yarışıdır başladı gidiyor. Bakalım sonuçta insanlarda enerji veya sinerji kalmayınca kim çalışlacak kim kaçacak çok yakın bir süreçte göreceğiz. Geçtiğimiz aylarda hekimler performans yönetimine karşı tamgün yasasına karşı duruilarını sergielmek için Ankara'da Sıhhiye'yi yerinden oynattılar. Hükümet kanadı yine yapacağını yaptı ve kararından geriye dönmedi. Eğitim-Sen Samsun Şubesi Başkanı Metin Erol, meslekleri olan eğitimciler üzerinden bir açıklama yaptı. Ne üzücüdür ki bu tür emek yanlısı haberler ve açıklamalar EMEK PLATFORMLARINDAN gelmekte. Yani yine gerçekten emekleriyle çalışanlardan ve onun yöneticilerinden geliyor. Metin Erol'un açıklaması şöyle:

“Milli Eğitim Bakanlığı'nın, öğretmenlerin ve okul idarecilerinin denetimini daha etkin hale getirmek ve daha fazla çalışabilmelerinin önünü açmak amacıyla elektronik ortamda kurulacak 'Performans Yönetim Sistemi' üzerinde çalıştığı üzerinden çeşitli haberler basına yansımıştır.       Projeye göre, ilköğretim ve ortaöğretimde okuyan öğrenciler ve velileri, öğretmenler ile okul yönetimi hakkında elektronik ortamda görüşlerini bildirebileceklerdir. Veliler ve öğrenciler tarafından yapılacak değerlendirmelerin her yıl Mart-Nisan döneminde alınması planlanırken, bu görüşlerin sistem tarafından değerlendirilmesi ve analiz edilmesi öngörülmektedir. Performans Yönetim Sistemi'nden elde edilecek rapor ve sonuçların, görevde yükselme, atama ve yer değiştirme, yönetim ve denetim ile ilgili kararların alınmasında, eğitim planlaması ve politikalarının belirlenmesinde dikkate alınacak olması bakanlığın gerçek niyetini gözler önüne sermektedir.        İlk bakışta okulların öğrenciler ve veliler tarafından denetleneceği, bunun da eğitimin daha sağlıklı işlemesi için gerekli olduğu gibi bir görüntü ortaya çıksa da sonuç bunun tam tersi olacaktır. Öncelikle yanıtlanması gereken sorular şunlardır;

 

Öğrenci ve veli öğretmen ve yönetici denetimini hangi bilimsel kriterler üzerinden yapacaktır?

 

Öğretmenin öğrenci tarafından bir tür sınava tabi tutulması ve not ile değerlendirilmesi eğitim sürecindeki öğretmen-öğrenci ilişkisini nereye taşıyacaktır?. Bu durum öğretmenin öğrenciyi değerlendirme sürecini olumsuz etkilemeyecek midir?

 

Aynı şekilde öğretmenin veli tarafından bir tür sınava tabi tutulması ve not ile değerlendirilmesi öğretmen-veli ilişkisini olumsuz etkilemeyecek midir?

 

Böylesi bir uygulamayla öğretmen üzerindeki bu “Demoklesin Kılıcı” misali baskı ile birlikte mesleğini gerçek anlamda etik ilkeler üzerinden yürütebilmesi mümkün müdür?

 

       Sorular daha da çoğaltılabilir. Bu sorularla yürüyecek bir sürecin çok sayıda olumsuz gelişmeyi beraberinde getireceği açıktır. Performans değerlendirmesi uygulamasında öğretmenlerin yaptıkları işin niteliğinden çok “yüksek performans” üzerinden bireysel değerlendirmeye tabi tutulması, herkesin birbirinin “rakibi” olduğunu düşüncesi kendiliğinden geliştirecektir. Bu uygulama ile ayrıca okullarda görev yapan eğitim emekçileri ile eğitimdeki çeşitli kademelerdeki yönetim organları ile ilişkilerde koşullandırılmış ve bağımlılık ilişkilerini geliştirecektir. Üstelik bu durum sadece bununla da sınırlı kalmayacak, öğrenci ve velilerin öğretmenleri değerlendirmesi ile daha da karmaşık hale gelecektir.

       Eğitim Sen olarak “performans değerlendirmesi” bahanesiyle öğretmenleri öğrenciler ve velilerle karşı karşıya getirecek, öğrenciyi memnun edilecek müşteri, öğretmeni cevval satış görevlisi olarak gören piyasacı mantığı eğitim sürecinin her aşamasında meşrulaştıracak böylesi bir uygulamayı onaylamamız mümkün değildir.  Milli Eğitim Bakanlığı eğitim emekçilerine performans dayatması yaparak onları daha fazla çalıştırmaya kılıf hazırlamak yerine, öncelikle eğitimde yaşanan sorunlar karşısında neden kalıcı çözümler üretemediğini sorgulamalıdır. Bu nedenle Bakanlık, eğer faydalı bir şey yapmak istiyorsa eğitim emekçilerinin performansını denetlemeden önce kendi performansını gözden geçirmelidir. Evet Metin Erol çok doğru söylüyor yukarıdakiler öncelikle kendi performanslarına baksınlar günde kaç saat çalışıyorlar? Ellerine kalemi alıp  sadece imza atmanın dışında  neyi üretiyorlar? Onların her şeyden önce milletinvekilliği görevleri var. Bunu için ne yaptılar? Bakanlığı herkes yapar!  Bu ülkeyi adam gibi yönetmek için emekçi arkadaşlarımızın performanslarının 3/1'ni  verseler bu ülke abat olurdu. Ama bu ülkede performansı sadece çalışan emekçi kesimden isteyen yöneticiler ülkemizi her zaman ki gibi berat ediyorlar. Performanslı saygılarımla….