Uzun zamandır gelen mailleri okuyup sizelere aktaramadım. Değerli dostum Samsun Eğitim-Sen şube başkanı Metin Erol geçenlerde gittiği Eğitim-Sen başkanlar kurulunda ki sonuç bildirgesini bana elektronik posta yoluyla göndermiş. Komşu ülke Yunanistan'da, yaşananları ve AKP hükumetinin ileri demokrasiyi ülkeye yerleştirmeye çalışmalarının tamamen düzmece olduğu vurgusunu yaptılar. Metin Erol'un açıklamasını birlikte okuyalım...
Geçen hafta Ankara'da üç gün süren Eğitim Sen Başkanlar Kurulu sonuç bildirgesinde şu görüşlere yer verildi: Küresel krizin atlatıldığı ve kapitalizmin dimdik ayakta olduğuna dair iddiaların yükseldiği bir dönemde Yunanistan'dan başlayan yeni kriz tehdidi kapitalist sistemdeki derin yarılmayı iyiden iyiye açığa çıkartmıştır. Yunanistan'daki krizle birlikte başta Avrupa olmak üzere emekçi direnişlerinin de yayılması, sistemin en büyük korkusu olmayı sürdürmektedir.
12 Eylül sonrası yasama, yürütme ve yargıda yaşanan değişiklikler, AKP muhaliflerine yönelik olarak başlatılan cadı avı ve sonrasında yaşanan gelişmeler, Türkiye'de eski statüko ve vesayet ilişkilerinin yerine AKP'nin kendi statükosunu ve tek parti vesayetini getirdiğini tüm yönleriyle göstermiştir. Toplum bir yandan bu tekçi zihniyetle şekillendirilmeye çalışılırken, muhafazakarlaşma bu dönemin temel argümanlarından biri haline gelmiş ve bu yaklaşım kadınlar üzerinden hayata geçirilmeye çalışılmıştır.
AKP iktidarında hakları ve talepleri için mücadele eden işçi ve emekçiler; şiddet, taciz ve tecavüze karşı alanlara çıkan kadınlar; şifresiz, sınavsız ve parasız eğitim isteyen liseli ve üniversiteli gençler; düşünce ve ifade özgürlüğünü savunanlar; yandaş olmayan gazeteci, yazar ve çizerler; iktidarın tüm antidemokratik tutum ve davranışlarını eleştiren herkes tehdit unsuru olarak görülmüş ve talepleri için her alana çıktığında karşısında devletin güvenlik güçlerini ve onların şiddetini görmeye başlamıştır. Esasen, AKP dokuz yıllık iktidarı boyunca ülkenin dinamik güçleriyle karşı karşıya gelmiştir. Kürt sorunu, laisizm, çevre sorunu, kadın ve gençlik yığınlarının talepleri; işçilerin, emekçilerin istekleri, işsizlik ve yoksullukla mücadele gibi ülkenin başlıca sorunlarında bu kesimler karşılarında hep AKP'yi bulmuştur.
Bugün Anayasa tartışmalarında AKP'nin Anayasasının demokrasi ve özgürlüklerle ilgisinin olmadığı açıktır. Yapılmak istenen anayasanın büyük ölçüde tamamlanmış olan neoliberal serbest piyasa düzeninin Anayasal bir statüye kavuşturulmasından ibaret olacağı görülmelidir. Buna karşı emekçilerin ve geniş halk yığınlarının hak ve özgürlük taleplerini içeren eşitlikçi, özgürlükçü, demokratik bir Anayasanın bütün toplum kesimlerinin görüş ve önerileri doğrultusunda yapılması gerekmektedir.
Öte yandan, 2011 yetki sürecinde iktidar yanlısı sarı sendikaların etik olmayan yöntemlerle üye sayılarını artırdıkları görülmektedir. Anayasa'ya da konulan TİS'in nasıl yapılacağı belirsizliğini korumaktadır. Toplusözleşmenin teknik boyutları örgütümüzce irdelenerek bu duruma uygun bir tutum belirlenecektir. Bütün bu olumsuzluğa rağmen KESK ve Eğitim Sen sokağı da iyi kullanarak mücadeleyi yükseltecektir. AKP'nin ileri demokrasisinin bu baskı ve yıldırma politikalarına yönelik sendikamız saldırıları geri püskürtecek bir eylem tarzı geliştirecektir. Sonuç bildirgesini okuduktan sonra ben balkondan ileri demokrasi söylemlerini yineleyen AKP iktidarı anlaşılan o ki halkı yine uyutmaya devam ediyor ve halkta buna uyup uyumaya devam ediyor. Eğitim-Sen kısaca aklın yolu birdir diyerek uyarısını yapıyor.Saygılarımla...