Mesleğimiz eğitim olunca en çok ilgi alanımızda eğitimle ilgili sorunlarımız oluyor. Aslında yazımın başlığını KÜPELİ GENÇLİK olarak koyacaktım, ancak çok sevdiğim gençlerimiz yanlış anlarlar diye vazgeçtim. Önce iğneyi kendimize batıralım sonra çuvaldızı gençlerimize batırmalıyız diyerek, sorgulamaya kendimizden başlamak istedim.
Tuba Ağacı Nazariyesi diye bilinen eski eğitimcilerimizden Emrullah Efendi"nin tezi olan nazariye zamanımızla çok uygun düşmektedir. Emrullah Efendi bu nazariyede eğitimde başarılı olunması için tepedeki eğitime yön veren kişilerin eğitimi çok iyi bilmeleri gerektiğini anlatır. Neden Tuba Ağacı nazariyesi denmiş diye merak edenler araştırsınlar bakalım çok enteresan şeyler göreceklerdir. Bunları neden anlatıyorum derseniz, bugün öğrencilerimiz okullarını öğretmenlerini sevmemekte zorla okula gitmektedir. Böyle olunca bir yerlerde hata yapıldığını kabul etmek gerekir. Birkaç örnek vermek istiyorum:
-Okullarımızda yıllarca öğretmenlerimize harf metodu uygulamamaları söylendi. Erken okuma yazmaya geçen öğrencisi olan öğretmenler tenkit edildi. Şimdi ise tam tersi çocuklara sesler verilerek öğrenmeleri sağlanıyor. Harf öğretiliyor. Öğrenciler daha kolay okumaya başlıyor.
-El yazısı çalışmaları ne yazık ki Avrupa ülkelerinde birinci sınıftan itibaren öğrencilere öğretilirken bizde unutulmuştu. Soruyorum yeni gençlerden el yazısı yazabilen var mı? Eski 50 yaş civarı olan kesim yani bizler el yazısıyla öğrendik yazı yazmayı. Hem de öğretmenden değil eğitmenler tarafından.
-İlköğretim birinci kademe (1.2.3.)sınıflarında ödev olmamasına rağmen öğretmenlerimiz daha henüz 1.sınıftaki öğrencimize bile ödev veriyor. Hem de nasıl ödev, öğretmenimiz kitaba yazmış. Bu parça beş defa okunacak. Anlamıyorum. Bir parçayı yeni okumaya başlayan çocuk nasıl 5 defa okur? Nefret etmez mi okumadan.
Bugün Avrupa ülkelerinde çocuklara (ilköğretim 1.2.3.sınıf) Pazartesi, Salı günü okul var, Çarşamba günü tatil. Perşembe, Cuma günü okul var. Haliyle Cumartesi, Pazar tatil. Çocuklara okul özlettiriliyor. Hiçbir Avrupa ülkesinde bizdeki gibi ne dershane ne etüd merkezi yoktur. Yanılmıyorsam bir tek Polonya" da var. Ne İngiltere, Almanya, Fransa, Hollanda hiçbirinde dershaneler yoktur. Okullarda, alınması gereken eğitim öğretim hepsi verilmektedir. Ama bizde Etüd merkezleri ve dershaneler bir ekmek kapısıdır. Herkes halinden memnun ki şikâyet eden yok.
Bugün etüd merkezleri açılmış. Ne yapıyorlar? Öğretmenlerin verdiği ödevleri etüd merkezlerinde öğretmenler yaptırıyor. Veliler ne yapıyor dersiniz. Çocuk eve gelmesin geç gelsin etüd merkezlerinde de etüd yapılsın, sonra çocuk eve robot gibi gelsin. Yarın olsun aynı nakarat devam. Hani ailede anne baba çocuklar aile eğitimi nerede kaldı. Ondan sonra çocuklarımız kulaklarında küpe (erkek çocuklar) takarak küpenin yanında birde kulaklık müzik dinlemek için. Başka ne gerek var çalışmaya. Bu anne baba hangi sorumluluk taşır anlamıyorum. Çocuklarını bir KBB doktoruna götürsünler bakayım kulaklarına müzük dinlemek için takılan kulaklığın ne kadar zarar verdiğini göreceklerdir. Ama inanın bizim çocuklarımızın gerçek değeri köy okullarımızda kaldı. Şehir merkezlerinde ne yazık ki gençlerimiz heba olup gidiyor. Buna bir dur diyecek, tepeden eğitimi gerçek bilen eğitimciler lazım. Onun için dedim Emrullah Efendi"nin Tuba Ağacı Nazariyesini hepimiz çok iyi bilmeliyiz.
Bu konulara devam etmek istiyorum. Sağlıklı günler dilerim.
Eğitim sistemimiz: Sistemsizlik
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.