Ehli Beyt'in ne olduğunu bilmeyeniniz yoktur, ancak ergenlik çağındaki gençlerimiz veya İslami hassasiyeti olmayan okurlarımız bu konuda bilgi sahibi olamayabileceklerini düşündüğümüzden Ehli Beyt'in ne olduğunu bir kez daha açıklamakta yarar görüyoruz. Ehli Beyt lügat anlamı ile ev halkı demek olup, Istılahı anlamda kişinin mahremiyetindeki evine girebilecek yakınlıktaki insanlara denir. Bu insanlar eş, dost, akraba olup, onlarla bazı sırları paylaşıp, arka planınızda olup, bitenlerden haberdar olan insanlardır. Bu tabir İslami bir terim olup, günümüzde buna aile fotoğrafı diyorlar.
Dünkü yazımızda bir nebze Vezir Hazretleri'nin aile fotoğrafına değinmeye çalışmıştık, bugün biraz daha detaylı ele alacağız. Vezir Hazretleri'nin aile fotoğrafında olanlardan birisi olan Akın Özgün'ü siz değerli okurlarımıza tanıtmaya başlamıştık. Akın Özgün'e ne iş yaptığı sorulduğunda ben kabzımalım hiç bir şeyden anlamam deyip çok güzel bir viraj almasını bilen uyanık, zeki ama bir o kadar da ketum bir arkadaş. İlk gördüğümde çok zeki bir arkadaş olduğunu anlamıştım ancak işlevini daha sonra olayları yaşadıkça kavradım. Vezir Hazretleri'nin arka planında olan en yakın adamlardan birisi bu arkadaştır. Bize A Takımı operasyonu yaptıklarında Vezir Hazretleri'nin gizli kasası kimdir diye sorduklarında henüz ben de işi kavrayamamış olduğumdan bilmiyorum demiştim. Ama daha sonra bazı gerçekleri daha iyi kavrama imkanım oldu.
Akın Özgün siyasetçi olmadığını söyleyip, hepimizden çok daha iyi siyaset yapan bir arkadaş. Biz içeriye düştüğümüzde en çok güvenip, dışarıda bizim işleri takip edecek arkadaşın Akın Özgün'ün olduğunu düşünürken meğer adam tezgahın öbür ucundaki en iyi oyunculardan birisi imiş de bizim haberimiz yokmuş. Adama biz ne dediysek tam tersini yaptığı bir yana 95 günlük hapis hayatımızda sadece bir kez ziyaretimize gelmiş olması bizi hayrete düşürdü. Kayıkçıbaşı bunları çok iyi bilmesine rağmen kendisine biçilen rol gereği hapisten çıktıktan sonra 90 derecelik bir u dönüşü ile karşı tarafa geçince ben tek başına mücadele etmeye karar verdim.
Kayıkçıbaşı ile olan birlikteliğimizi sona erdirme noktasında en büyük aktörlüğü Akın Özgün üstlendi, sağ olsun Kayıkçıbaşı'nın eşi de ona destek verip, emellerine nail oldular, ama ben onlara dua ediyorum, Allah onlardan razı olsun beni o çarktan kurtardılar ve özgür bir insan olmama neden oldular. Ağırıma giden tek şey Kayıkçıbaşı'na olan güvenimin sarsılması oldu, onun dışında çok ama çok mutlu oldum dersem buna inanın.
Akın Özgün önce kısa adı TÜGİB olan ve başkanlığını eski ANAP Genel Başkanı yapan Türkiye Girişimciler Birliği'ni devralıp, başına Vezir Hazretleri'ni getirdi, bu oluşumun tüm borçları belediye tarafından ödendi, ardından Ankara'da bir daire kiralandı ve işler oradan organize edilmeye başlandı. Akın Özgün haftanın üç günü Ankara'da, İstanbul'da, diğer günleri Samsun'da, adam o kadar önemli bir şahsiyet ki Belediye Başkan Vekili olduğum ilk dönemlerde bindiğim Bora marka araç altımdan alınıp, arkadaş Ankara'ya gönderildi, ben de başkanvekili olarak yaya gezmeye mahkum oldum. İşin enteresanı arkadaş o seferinde Ankara'da kaza yapıyor, kimseye söylenmeden araç tamir ediliyor, ama ne zaman ki garip Salih aynı araçla kaza yapıyor, soluğu kamyon şoförlüğünde alıyor.
Akın Özgün belli bir süre işi TÜGİB'le getirse de oradan bir iş çıkaramayacağını anlayınca B Planı'nın devreye koyup SABEK adı altında Samsun Bölgesel Kalkınma Kurumu altında bir organizasyona imza atıyor. Bu kurum Samsun'un mastır planda kalkınması iler ilgili planlar hazırlayıp, DPT den onaylatma çalışmaları yapıyor, bu işle ilgili YEDAŞ binasında bir kat tanzim edilip, başına Akın Özgün konmak şartı ile emrine yirminin üzerinde adam tahsis ediliyor, bu adamlar kimler derseniz onun için çok detaylı bir yazı yazmam gerektiğinden burada ayrıntılara girmiyorum. 2006 yılında bu kurumun belediye bütçesinden kullandığı pay 350 bin lira idi, diğer yılları siz hesap edin. Netekim bu kurum şehrin Kalkınması!.. için elinden gelen her şeyi yaptı!.. ve Adnan Bahadır'ın DENGE Gazetesi'ni çıkarıp, bu kurumu ele alacağını köşesinde yazması ile birlikte görevini tamamladı ve personelin tamamı (Akın Özgün hariç) belediyeye kaydırılarak kurum kapatıldı. Akın Özgün kardeşimizle ilgili daha fazla yazacaktık ancak kendimize ayrılan yer bittiğinden bugünlük bu kadar diyor, sağlıklı ve esen kalmanızı diliyoruz.