Türk"ün tarihi Doğu karakterlidir.
Türk toplumu, İslam"ın bekçisidir.
İşte Malazgirt Zaferi ve İstanbul"un Fethi
Hepsi de Müslüman Türk"ün zaferleri! Gelecektekiler de:
Böylelikle onlar, inançlı insanların âyeti olsun ve sizi Sırât-i Müstakîm'e kılavuz etsin.
İleride diğerleri de olacak ya! Hani siz onlara yetişemiyorsunuz; ama Allah onları da kuşatıvermiş.
Zira her şeyi Allah programlar. Fetih Sûresi: 20-21.
Türk, hilafetten uzaklaştırıldı; hasta adam oluverdi.
Ama Osmanlıyken Ahmet Davutoğlu"nun rüyalarındaki
Büyük bir imparatorluktu.
Fatih Sultan Mehmet Han barutu Çin"den almış;
Bu inovasyonuyla İstanbul"u fethetmiş;
Fetih sûresindeki müjde âyetlerine
ve övgü dolu Konstantiniye hadisine mazhar olmuştu.
İşte 647 yıl sonra
İnşallah R. Tayyip Erdoğan
Ve onun Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu
Aynı müjdelere nasip olacaklardır.
İşte One minute çıkışı
İşte Mavi Marmara kanlı yolculuğu;
Ayak sesleri olacaktır.
Kimden izin isteyecektin?
Devlet terörü estiren eşkıya bozuntularından mı?
Evet 115 ülkeden Türkçe Olimpiyatları düzenleyebilirsin;
İsrail Yahudi"sinden de izin alabilirsin,
Elin Amerika"sında da ikinci vatanın gibi;
Yıllarca karargah kuracaksın
Çünkü dünya ezilmişleriyle işin yok:
Bilmiyorum: birkaç ipsiz sapsızın;
Hangi amaçla söylediği bile belli olmayan
Şarkı, türkü ve danslarıyla çalım satacaksın
Senin gibi böyle cihad çağrıştırmayanları uyuşturacaksın.
Sana izin almak ve diyalog kurmak gayet kolay;
Ama vatanında oturtulmuş ve doğalgazını da satarak
Karnını doyurmuş devlet teröristi İsrail
Gazze"yi toplu yok etme pahasına
Elinden gelen yok etme taktiklerini uygulayacak.
İlkeli dik duruş sergilemesine kudurduğu
Gazze insanını, Mahmut Abbas gibi sürüleştirecek.
Şimdi Batı Şeria zavallıları gibi olmayan Gazze ezilmişlerine
Kış uykusuna dalmış Müslüman Arap halkına ninniler söyleyen
Ve hastanesine, okuluna Eti kemiğe dek yakan beyaz fosfor bombası
yağdıran İsrail"in insan kasabı hükümetine karşı cihad eylemelerine izin isteyeceksin.
İHH dünya barış cemaati dostlarının pasif direniş eylemine İzin mi verecek?
İşte şimdi de nükleer silah üretmeğe çalışan İran
Arınç, şunları söyledi: "Türkiye'nin önceki tavrının çok doğru, çok yerinde, çok faydalı olduğunu düşünenlerin Türkiye'nin kırmızı oy vermesi konusunda şaşırmaması gerekir. Bu ilkeli duruşun bir neticesidir ve sanıyorum bundan dolayı da Türkiye ile ABD arasındaki ilişkiler hiç bir şekilde olumsuz etkilenmeyecektir'' dedi.
Türkiye, dünyaya karşı ve özellikle Erdoğan"ı davet ederek kırkbeş dakika uzun nasihatler çeken Obama"ya karşı çok büyük dik duruş sergiledi. Tüm dünya şaşkın!
Şimdiye kadar değil davet, uzaktan bir işmarla Türk diplomasisinin oyunun rengini ayarlayan Amerika şaşkın!
Tarih boyunca Türk hükümetleriyle barışık olmamış İran, Müslüman ülke olarak, dünyaya danışmadan ve izin almadan kitle imha silahları üretme cesareti göstermiş.
Çağlayan, şunları söyledi: "Türkiye çok önemli bir testten geçti. Test edildi ve 'onaylandı' damgasını yedi. Başbakanın her fırsatta 'kriz teğet geçecek' ifadeleri maalesef toplumun bazı kesimleri tarafından farklı şekilde değerlendirildi. Birileri istedi ki Türkiye bu krizden çok ciddi şekilde darbe alsın. İnsanlar sokağa dökülsün. Ekonomi batsın. Siyaseten birileri birilerinin yerine geçsin."
Ama Avrupa batıyor, Türkiye ekonomisi durmadan, İMF Başkanı önünde, başarıdan başarıya koşar gibi
Son dönemde yaşanılanları eksen kayması değil dış politikaya yeni ayar olarak algılayan M. Ali Birand, İran'a yaptırım kararında Türkiye'nin hayır oyunun ABD'de temkinli karşılandığını hatırlattı.
'Bu güne kadar sessiz kaldık da ne oldu. Şu bir gerçek sesiniz ne kadar yüksek çıkarsa o kadar sözünüz geçiyor'.
İran"ın kabul ettiği ve Türkiye ile Brezilya tarafından oluşturulan uranyum takası planı da tehlikeye düşmüş oldu.
Davutoğlu, "İran tarafında net bir siyasi irade vardır ve buna imza koyan Türkiye ile Brezilya gibi uluslararası itibarı yüksek, sözü söz olan ülkeler imza atmıştır. Bizim uluslararası topluma çağrımız budur: Gün yeni şüphe beyanları dile getirme, karşılıklı yeni suçlamalar günü değildir. Gün, bütün tarafların sorumluluk duygusu içinde nihai barışı tesis etme günüdür" dedi.
Londra'da Arapça yayımlanan El Kudüs el Arabi Gazetesi, "Türkiye'nin, Avrupa dışında, İslam ve Arap dünyasında yeni bir pazar arayışı içinde olduğunu" yazdı.
"Türkiye, ne istediğini biliyor, belirlenmiş bir ekonomik programla ilerliyor. Teknolojisi, büyüyen sanayisi ve tecrübesiyle her alanda gelişen Türkiye, Arap ve İslam ülkeleriyle ticaret hacmini geliştirmek istiyor".
"Türk bakanları, artık Arap ülkelerini ziyaret ediyor ve ülkelerine ceplerinde birçok projeyle dönüyor. Türkiye, Suriye ve Lübnan'ın da aralarında bulunduğu beş Arap ülkesiyle ticaret hacminin yükseltilmesi için bir dizi anlaşma imzaladı, birkaç Arap ülkesiyle vizeleri karşılıklı kaldırarak ticari ilişkilerini geliştirdi. Petrol ve fazla gaz rezervine sahip olmadığı halde tarımı ve gelişen sanayisiyle dünyanın 16. ekonomik gücüne sahip olan Türkiye, bu seviyeye şeffaf demokrasisi sayesinde geldi."
Muhalefetten yankılar da gelmektedir:
MHP Genel Başkan Yardımcısı Ahmet D. Bölükbaşı, Türkiye'nin, BM'nin İran'a yeni yaptırım kararının oylamasında en azından çekimser kalması gerektiğini belirterek, "AKP Türk dış politikasında, bir omurga kayması sorunu yaşanıyor. Gelinen noktada Türkiye uluslararası camiada yalnızlaşmakta, tecrit edilmekte ve marjinal hale gelmektedir" dedi.
Oysa kendisini her zaman Türk halkının yanında göstermeye çalışan ve parti üst kademedekilerin namaz kılmasını ön koşul olarak gören MHP, bu görüşüyle İslam dışı bir politika izlediğini belgelemektedir.
Türkiye, modernitede Asr-ı Saâdet çağının sadeliğini ve Müslümanlığını, ahlakını kendine ön koşul olarak almalıdır ve MHP de bu Asr-ı Saâdet çizgisinde olmalıdır; Türk"ün töre ve ahlakı ilahîdir.
Türk halkı Müslüman"dır ve Müslüman kalmalıdır. Müslüman halk kesiminden oy almaya çalışan siyasi partiler de bu taahhütlerinde yapmacık olmamalıdır. Türkiye, modernitede Asr-ı Saâdet çağını ön koşul görmelidir.
İşte o zaman Türkiye muassırlaşma çizgisinde layık olduğu noktaya erişecektir:
Çünkü bakın; anlarlarsa sizi tutuklayıp öldürürler yahut da zorla kendi ortak inanç değerlerine döndürürler de o zaman mefkûrenizle bütünleşemezsiniz" dediler Kehf Sûresi: 20.
Ey iman edenler! Sabredin; sabır konusunda toplumsal yarışa girin; yurtları yaşatarak toplumsal yarış içinde olun. Mefkûresiyle bütünleşen toplum olabilmeniz için her şeyden önce Allah'ın takvasını yaşayın Âl-i İmran Sûresi: 200.