28 Ekim 2014 tarihinde saat 12:00 sularında maden işçilerinin yemek molası verdiği saatlerde, önceden üretim yapılmış - eski imalat - olarak tabir edilen alanda birikmiş olan yaklaşık 10.000 metreküp su, üretim yapılan ve işçilerin çalıştığı bölgelere dolmuş ve 18 maden emekçisi su altında kalmıştır. Olay anından bu ana kadar yaklaşık olarak 72 saat geçmesine rağmen, işçilerin bulunduğu tahmin edilen bölümlere ve işçilere ulaşılamamıştır.
İşçiler Ölüyor, İktidar Seyrediyor!
6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu'nun yürürlüğe girmesinden bugüne kadar yaşananlarla, kanunun ve uygulamalarının sloganı olarak belirlenen Güvenle Büyü Türkiye sözü İşçi Mezarlığı Türkiye söylemine dönüşmüştür.
Soma katliamının hemen ardından, başlangıçta 16 madde olarak hazırlanan ve kısa sürede tamamlanarak yürürlüğe sokulması planlanan Soma Yasası, ancak 5 ay sonra ve yaklaşık 160 maddeye ulaşan bir torba yasa olarak çıkarılmıştır.
Yasa, yeraltı maden işçilerinin ücretleri ve çalışma saatlerinde kısmi düzenlemeler dışında, böyle katliamların bir daha yaşanmaması için dersler çıkarılacak hiçbir metin içermemektedir. Bu torba yasa ile aslında maden emekçilerine; eğer şanslı isen, patronun işyerini kapatma blöfünü çekmemişse ve çalışmaya devam ediyorsan, servis ve yemek ücretini cebinden ödeyip iki asgari ücretle ölmeye devam et denmiştir.
Ermenek faciasından sonra kamuoyuna yansıyanlar; işveren baskısı, işçilerin açlık veya madende ölme ikilemi arasında kalarak köle gibi çalıştırılması olmuştur. 12 yıllık AKP iktidarı ile daha da pervasızlaşan sermaye ve iktidarı, işçilerin, emekçilerin kanı üzerinden beslenmeye devam etmektedir. AKP iktidarının sadık sürdürücüsü olduğu neoliberal politikalar ve uygulamalar bu iş cinayetlerinin başlıca nedenidir. Ucuz işgücü ve emek sömürüsü üzerine kurulmuş sermaye birikim modeli sürdürüldüğü müddetçe bu katliamlar devam edecektir. Bu vahşi kapitalizm uygulamalarına bir an önce son verilmelidir.
TMMOB ve bağlı odalarımız, bugüne kadar halkımızın yaşamını olumsuz olarak etkileyen tüm yasa ve uygulamalara karşı bilim ve tekniğin ışığında önerilerde bulundu ve iktidarı uyardı. Ancak bu uyarılar siyasi iktidar tarafından asla dikkate alınmadı. Bu ülkede işçi sağlığı ve iş güvenliği sistemi bugün itibarı ile tümüyle çökmüştür!
Her zaman söyledik, yine söylüyoruz:
İş cinayetlerinin, iş kazalarının ve meslek hastalıklarının önüne geçilebilmesi için işyerlerinde önce insan, önce sağlık, önce iş güvenliği anlayışı yerleştirilmelidir. Cinayetlerin sorumluları işyerinde gerekli tedbirleri almayan işverenler, yasal düzenlemeleri ve ikincil mevzuatları olması gerektiği gibi hazırlamayanlar ve gerekli denetimleri yapmayan ilgili bakanlıktır.Çalışma hayatının yeniden düzenlenmesi, çalışma şartlarının iyileştirilmesi, işçi ölümlerinin durdurulması için mücadele etmek, kendini emekten yana konumlandıran TMMOB'nin tarihi görevidir.
Siyasi iktidar, TMMOB'nin ve bağlı odalarının sözünü dinlemek, algılamak ve daha önemlisi hayata geçirmek zorundadır.İş cinayetleri kader değildir!İş cinayetleri engellenebilir, yeter ki bilimin ve tekniğin gereği yapılsın!
Biz iyi biliyoruz:
Bu cinayetlerin son bulması, ancak ve ancak işçilerin, emekçilerin ve tüm halkımızın kendilerini ilgilendiren tüm konularda söz, yetki ve karar hakkının olduğu eşit, özgür ve demokratik bir Türkiye ile mümkündür.
Siyasi iktidara ve temsilcilerine bir kez daha söylüyoruz.
En azından ahlaki olarak ve sorumluluklarınız gereği derhal görevlerinizi terk ediniz.
Kaza değil cinayet, kader değil katliam!
Elektrik Mühendisleri Odası
Samsun Şubesi Yönetim Kurulu