ELEŞTİREL BAKIŞ AÇISI

Mustafa Cemal Tomar

Eleştiri kelimesini çok kullanırız. Eleştiri, bir kişi, eser ya da konuyu doğru ve yanlışlarını göstererek anlatmak amacıyla yazılan kısa metinlerdir. Sanat, edebiyat, düşünce eserlerini hem öz hem yapı yönünde açıklayan, başarılı ve başarısız ya da değerli ve değersiz yönlerini gösteren, bunları örneklerle somutlayıp belirten yazıdır. Eleştiri; edebiyat, sanat veya düşünce ürünlerinin olumlu veya olumsuz yönlerini ortaya çıkarmak amacıyla yazılır.

Eleştiri (tenkit); bir şeye kıymet biçme, o şeyi kıymetlendirme demektir. Aslı Yunanca “Kritikos” kelimesinden gelen “Critic” (hükmetme) karşılığı olarak dilimizde kullandığımız “tenkit” kelimesi “nakd” kökünden türemiştir. “Nakd”, bir şeyi satın alırken verilen akçe, kıymet ölçüsüdür ve tenkit, o şeyi kıymetlendirme anlamını taşır.

Bir eser ya da yazar hakkında inceleme yapan ve bir değer yargısına varan kişiye eleştirmen (münekkit = tenkitçi) denir. Eleştirmen; düşünce, sanat ve edebiyat alanında topluma yarar sağlayan; sanatın, sanatçının ve toplumun yol göstericisi olan; eserlerdeki zenginlikleri gözler önüne seren; okuyucuya kılavuzluk yapan kişidir.

Eleştiri konusunun türleri vardır. En genel anlamda özel ve nesnel olmak üzere iki tür eleştiri yönteminden bahsedebiliriz. Bir şahsiyeti eleştirmek öznel, toplumu eleştirmek ise nesnel eleştiri olarak görülebilir. Yukarda dikkat ederseniz bir konuyu ya da bir yapıtı olumlu ve olumsuz yönlerini objektif bir şekilde değerlendirmenin eleştiri (tenkit) olarak vasıflandırmıştık. İyi bir eleştirmen eleştiri yaptığı alanda ihtisas sahibi olması gerekir en azından. Yanlı ve karalamaya yönelik bir yapı içinde olmamalıdır. O zaman eleştiri yazar ve yapıt/ eser üzerinde olumlu tesir yapar. İşin sonunda şaheser ortaya çıkar.

Bizim toplumda ise herkes eleştirmen uzmanı olmuş. Yüzümüzde cümle kuramayanlar, arkamızda kompozisyon yazarlar. Maalesef neyi nasıl eleştireceğimizi bilememekteyiz. Konunun aslından çok görseline değer veririz. Koskoca eserin muhteşem taraflarını görmetip eleştirmesi bile abes kaçan konularına gireriz. Tabi böyle bir eleştiri aslında bizim basitliğimizi gösteriyor. Koskoca okyanusu görmeyip kıyısındaki çerçöpü görmek gibi ki, o çerçöp de okyanusun çöpü değildir. Konu ile ilgili bir misal verelim.

Burada, “Sadece eleştirmek” kişiler, aileler, kurumlar ve toplumlar arasındaki farkın önemli bir nedeni olmaktadır. Peki, eleştirmeyecek miyiz? Elbette eleştiri olmalıdır, ancak nasıl eleştiri yapmalıyız? Bunu bilmeliyiz. Eleştirmek kolaydır. Bir şeyler yapmak kolay mıdır? Ranga Guru’nun hikayesi ile meseleyi noktalayalım:

Hindistan’da 'Renklerin Ustası' anlamına gelen Ranga Guru adında bir ressam varmış. Bu ünlü ressamın bir öğrencisi eğitimini tamamlamış, son resmini yapıp hocası Ranga Guru’ya götürmüş ve resmini değerlendirmesini istemiş. Ranga Guru resme bakmış ve şöyle demiş: “Sen artık büyük bir ressamsın. Resmini halk değerlendirsin. Bu resmi al, şehrin kalabalık bir meydanına as. Yanına da bir kırmızı kalem ile şu yazıyı bırak: “Lütfen beğenmediğiniz yerlere çarpı koyunuz.”

Öğrenci söyleneni yapmış ve birkaç gün sonra resme bakmaya gittiğinde görmüş ki, emeğini ve yüreğini ortaya koyarak yaptığı tablo, kırmızı çarpılarla doldurulmuş. Öğrenci buna çok üzülmüş. Tabloyu almış ve hocasına götürmüş. Ranga Guru, öğrencisine üzülmemesini söylemiş ve aynı resmi yeniden yapıp yanına da yağlı boya ve fırça ile birlikte şu yazıyı bırakmasını söylemiş: “Lütfen beğenmediğiniz yerleri düzeltiniz.”

Öğrenci birkaç gün sonra gidip bakmış, tabloya kimse dokunmamış. Bu duruma çok sevinerek durumu hocasına anlatmış. Ranga Guru şöyle demiş: “Sen ilk seferde belki de hayatında hiç resim yapamayan insanlara fırsat verdin ve acımasız eleştiriler ile karşılaştın. Bu duruma çok üzüldün. İkinci sefer ise hataların düzeltilmesini istedin. Oysa kimse konuyu düzeltmeye cesaret edemedi. Çarpı koymak, beğenmemek, karalamak, kolaydır. İnsanoğlu başkalarında kusur aramada pek aceleci ve pek acımasızdır…”

Yapıcı ve onarıcı eleştiri yapalım. Uzananadığımız ciğere pis demeyelim. Hele eğitimci isek öğrencilerimizin olumlu yönlerini daha çok görmemiz işimize daha çok yarayacaktır. Hiç birimiz Lâ Yus'el" değiliz.

Selâmette kalınız.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.