Samsun, ülkemizin ortalamasını yansıtan bir şehirdir. İlimizden yükselen her ses neredeyse ülke insanının ortak sesi gibidir. Siyaset ortalamasına baktığımızda da, samsun yüzdesi ülkenin de yüzdesini oluşturmaktadır. Karadenizin metropol şehri de denebilen Samsun, ülke genelinde, hem büyük şehir statüsünde hem de büyük şehirler arasında önceliği olan şehirler içinde yer alır.
Samsunun merkezi İlkadım ilçesidir. Yaklaşık üç yüz elli bin nüfusa sahip olan bu ilçenin iki yüz elli bine yakın seçmeni vardır. Ayrıca diğer ilçelerin ortak sesi ve nefesi olan İlkadım ilçesi, Samsunun siyasi ve ticari kaderini de belirler. Özellikle güney bölgesi ilçelerin bir eli ve bir kolu İlkadım ilçesindedir. Hal böyle olunca, İlkadımdan yükselen ses Samsunun genel sesi, Samsundan yükselen ses de ülkenin genel sesi haline gelmektedir. İlkadım ilçesinin sesine kulak veren siyaseten de, ticari olarak da, sosyal ve toplumsal açıdan da doğru tespitler yapar ve doğru sonuçlara ulaşır.
İlkadım ilçesinin toplumsal nabzı; saathane çevresi, site camii çevresi ve yenidoğan camii çevresi çay ocaklarından öğrenilir. Günlük ve haftalık bu bölgeleri gezip, konuşulanları dinleyenler Samsun ilinin nabzını öğrenirler. Söz konusu bölgeleri kontrol altında tutan ve bu bölgelerde kulis çalışmaları yapan, Samsun algısını da rahatlıkla oluşturabilir. Yılların tecrübesiyle ve konuya hakim olan kimselerin ifadeleriyle bu kanaate varıyoruz. Üstelik çok defa test edilmiş olan bu kanaatin doğruluğu üzerinde neredeyse hiçbir ihtilaf yok, aksine ittifakla herkesin aynı görüşte olduğunu Samsunu az çok bilen herkesten öğrenebiliriz. Özellikle siyasilerin bu bölgelerde konuşulanlara kulak vermeleri halinde, stratejilerini daha doğru belirleyebileceklerinden hiç şüphe yoktur. Bu bölgelere hakim olan siyasi aktörlerin alana da hakim olduğunu göreceklerdir.
Toplumla olan ilişkilerimizin bir sonucu ve yıllardan beri medyada yer alan biri olarak; söz konusu bölgelere günlük uğradığımız ve toplumun nabzını öğrenmeye çalıştığımız olmaktadır. Seçimler yaklaştığında her toplumsal kitle kendi ihtiyaçlarını seslendirmektedir. Geçmişten gelen tecrübeyle de seçim sürecinde sesi çıkanların ihtiyaçlarının giderildiğine inanılır. Çoğu kere de böyle olmaktadır. Bu günlerde en çok konuşulan konu “Emeklilerin Maddi İmkan Sorunları”dır. Emekliler düşük maaşların yükseltilmesini, ortalama geçim standardına uygun emekli maaşının verilmesini istemektedirler. Bir çok emekliden bizzat duyduğum daha makul ve uygulanabilir istekleri de vardır. Emekliler için, düşük faizle ve uzun vadeli ihtiyaç kredilerinin verilmesi halinde birçok emeklinin rahatlayacağını seslendirmektedirler.
Ülke nüfusunun büyük bir kitlesini oluşturan emekliler, siyasetin kaderini belirlemede de çok etkin bir nüfusa sahiptirler. Üstelik, gelir düzeyi düşük olan emeklilerin siyaseten bir ideolojik saplantılarının olmadığı da görülmektedir. İhtiyaçlarına cevap verecek olan siyasi iradeyi tercih etmede, kendi siyasi düşüncelerine uygun olmasa da zorunlu olarak yöneldikleri tecrübe edilmektedir.
Her seçimde olduğu gibi, 31 mart mahalli seçimlerinin kaderinde de önemli etki gücüne sahip olacak emeklilerin dile getirdikleri makul kredi taleplerinin karşılanması halinde, bunun hem siyasi sonuçları görülecek, hem de ticari piyasa canlanacaktır. Toplumun menfaatine olacaksa, böyle bir uygulamaya ihtiyacı olmayanlar da olumlu bakacak ve destek olacaktır. Emeklinin sesine kulak veren kazanacaktır. Sözünü ettiğimiz toplum merkezlerinde günün konusu budur.