Bugünkü köşemiz, birçok Engelli arkadaşımızın şikâyetlerini dile getirilmesi amacıyla yaptığım araştırma konumuzdur.
Başbakanlık raporunda Türkiye'deki gerçek engelli sayısının iddia edildiği gibi 2 milyon 117 bin 7 değil. 1 milyon 673 bin 550 olduğu açıklandı.
443 bin 457 kişi bugün engelli mi, sağlam mı belli değil. 16.7.2006 tarihli ve 26230 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik uyarınca engelli de değildir, sağlam da değildir. Engelli sayısı böylece azaltılmış oldu, tabiî ki bu da resmi rakamlara göre. Evinde gizlenen, saklanan engelliler hariç.
Engelli sayısını azaltmak için 2006′da kıstaslarda değişiklik yapıldı. Buna göre yüzde 40′ın üzerinde rapor oranına sahip olanlar engelli sayılıyor ama yüzde 39 ve altındaki rapor sahipleri engelli sayılmıyor. İroni de burada. Bunlar engelli sayılmadığı gibi sağlam da sayılmıyor
Bu konudaki engellilerimizin şikâyetlerinden bazı örnekler de şöyledir;
Bir engelli der ki; 1998 yılında aldığım özürlü rapora göre engelli idim. Ama o raporla vergi indirim belgesi talebim olmamıştı. Şimdi ise aynı engelli raporum ile sınavlara katıldım. Ve kazandım. İş başı yapmam ve vergi muafiyetinden faydalanmam için hastaneye sevk edildim. Şimdi de gelen yazıda ise özürlü değilsin diyorlar. Bu arada KPSS'yi de kazandım ve memur olmak için müracaat ettim Yine, Hastaneye sevk ettiler hastaneden sağlam raporu al gel dediler. Hastane sağlam raporu vermedi, memur da olamadım. Şimdi özürlü müyüm yoksa sağlam mıyım? Birisi karar versin ne olur. Der.
Engelli der ki; Sol diz üstü protez kullanıyorum. Aldığım özürlü raporu ile İŞKUR aracılığıyla 16.02.1998 günü çalışmaya başladım; işyerim beni vergi indirim belgesi almam için 16.03.1999 tarihinde Bölge Hastanesi'ne rapor alımı için yolladı. Bu raporu yüzde 60 olarak aldım ve resmi yazışmalar yapılarak tarafıma yüzde 50 oranlı ve 3. dereceden vergi indirimi uygulandı. 2010 yılında özürlü ve engellilere tanınan otomatik vites araç alımı için başvurdum. (1992 yılından beri H tipi ehliyet otomatik vites kullanabilir durumdayım). Bu durumda elimde orijinal yeni rapor olmadığı için Devlet Hastanesi'nden H tipi ehliyet alabilir açıklaması içeren, araç alımı ÖTV uygulaması, vergi indirimi, özürlü kimlik kartı konulu yeni bir engelliler için sağlık kurulu raporu aldım. Ancak bu kez rapor oranım yüzde 38′de kaldı. Yukarıdaki bilgiler ışığında ben özürlü müyüm? Yoksa değil miyim? Engelli isem 1999′da aldığım özür raporum ile 2010 yılında verilen rapordaki oranlar neden farklı?
Bunun gibi birçok şikâyetler çoğaltılabilinir.
Sadece bu örnek dahi rapor yönetmeliğinin ne kadar değiştirildiğini gösterir.
Engelli der ki;%100 görme engelli olmama rağmen 2006 da çıkan rapor yönetmeliğine göre en fazla %80 veya %85 görme engelli raporu verilmektedir. Yani kısacası %15-20 görür durumda olduğum varsayılıyor.
1 GECE DE ALINAN KARARLA ENGELLİ SAYISI DÜŞÜRÜLDÜ
16 Temmuz 2006 günü o güne kadar yürürlükte olan, Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik'in Yürürlükten Kaldırılmasına Dair Yönetmelik yürürlüğe konulmuştur. Amaç ise engelli-özürlü kriterini değiştirip sayısını bir gecede düşürmektir. Yine aynı günlü Resmi Gazete'de (16.07.2006) Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik yürürlüğe girmiştir. Bu değişiklik sonrasında 2006 Temmuz ayına kadar özürlü sayılanlar bir gece sonra özürsüz sayıldılar.
Bu konudaki şikâyetleri değerlendiren başbakanlık özürlülüler idaresi başkanlığı 16 Aralık 2010 tarihinde yeni bir yönetmelik yayımlarak kısmen de olsa hak sahiplerinin mağduriyetlerini gidermeyi amaçlamıştır.
ESKİ VERGİ İNDİRİM BELGELERİ GEÇERLİDİR
Yeni yönetmeliğin geçici maddesi ile eski yönetmelik gereğince vergi indirim belgesi almış olanların bu belgeleri geçerlidir. Bu belgelerle erken emekli olma hakkınız da bakidir. Ancak, eski yönetmeliğe göre alınmış rapor oranlarıyla vergi indirim belgesi alma imkânı kalmamıştır. Yönetmeliğe göre dava ile alınabilir.
16 Aralık 2010 tarihli resmi gazeteye göre 13.maddenin 4. Fıkrası şöyle der;
Bu Yönetmelik hükümlerine göre alınmış olan sürekli raporlar ile süreli raporların geçerlilik süresi dolmadan tekrar rapor alınmak istenmesi durumunda, mükerrer rapor tanzimini önlemek maksadıyla, ilgililerin daha önce özürlü sağlık kurulu raporu alıp almadıklarına ilişkin beyanı istenir. İlgilinin beyanı üzerine veya bir başka şekilde, evvelce özürlü sağlık kurulu raporu verilmiş olduğunun tespiti halinde tekrar rapor verilmez. Kullanım amacına uygun olarak düzenlenmiş ve bu Yönetmelik hükümlerine göre alınmış olan sürekli raporlara sahip kişilerden kurumlarca yeniden rapor istenilmez.
Böylece bugün eski yönetmenlik mi yürürlükte yeni çıkan yönetmelik hangi kritere göre uygulanacak, şahsen ben anlamış değilim. Nasrettin hoca hesabı, önceyi kaybettirip, sonra da azar azar buldurmaya benzer türünden bir değişiklik yapılmış.neyse hayırlısı der yine bizim engelli. Bu işte de bir hayır vardır derim.
Saygılar sevgiler, benden engelsiz veya engelli adaylarına veya da engellilerimize, özgürce hür yaşamak siz değerli okuyucularımın olsun
Saygılarımla