Başbakanımız Erdoğan, önceki gün Bağdat'taydı.
Bağdat'ı yeniden fethetti.
Bağdat, neden derseniz?
Bağdat, İkinci şehir!
Mekke'den sonra
Necef. Bağdat'a 130 km
Oradan da Kerbela, 30 km
Kerbela'dan Kufe'ye sadece 1o km!
Necef Samarra arası, sadece 160 km.
Samarra'da kim yatır?
İmam Mehdi'nin sır olduğu mağara orada!
Hasan el-Askeri'nin türbesi de orada!
Anlayacağımız o ki;
Bağdat, ikinci Mekke!
Hz Hüseyin türbesi Necef'te!
İmam Hz Ali KV türbesi Kufe'de
Her halde, Mekke'den ;
Türk cumhuriyetlerine geçiş;
En yakın; Sadece Bağdat'tan!
Başbakanımız Bağdat'a gitti
Neden bu denli üzerinde durdum?
Derseniz;
Yüreğimizin acısı çok büyük!
İslam Mekke'de doğmuş;
Amma ikinci vatanı Irak'ın Bağdat'ı;
Üçüncü vatanı Suriye'nin Şam'ı;
Dördüncü vatanı Mısır'ın Kahire'si;
Beşincisi de Türkiye'mizin İstanbul'udur.
Acaba Başbakanımız önceki gün;
Bağdat'ta Irak-Türk İş Forumu'na katıldı.
Esasen Irak'ta,
Başkent Bağdat'ta
kendimizi asla bir misafir gibi hissetmiyoruz'' dedi.
Şu anda özellikle inşaat sektöründe;
Çin'den sonra 36 firmasıyla 2. sırada olan bir Türkiye var.
Irak'ın yeniden inşasında müteahhit firmalarımız
tüm imkanlarıyla sizlere hizmet vermeye hazırdır.
Daha önce de Suudi Arabistan'da konuşmuştu:
Türkiye'nin Avrupa Birliği'nden
Katılım müzakerelerini başlattığından,
bu yönde reformlar gerçekleştirdiğinden söz etmişti,
"Avrupa içinde, Türkiye'nin halkı Müslüman olması nedeniyle
bazı ülke ve liderlerin popülist politikalarıyla engellenmek istendiğini
anlatmışlardı.
Avrupa Birliğinin,
sudan bahanelerle bizi yavaşlatmaya gayret ettiğini
ama bizim,
halkımız için,
ülkemizin geleceği için;
reformlarımızı hız kesmeden sürdüreceğimizi anlatmıştı.
Başbakanımız orada da
Boş durmamıştı;
Reformlardan
Açılımlardan söz etmişti.
Kimlere reformdan anlamayan;
Halkının yemesinden;
İçmesinden;
Giyinip kuşanmasından haberi olmayan
Aşk budalası;
Turizm hastası;
Petro-dolar zenginliğini
İslam dışı güçlere
İsrail dostlarına
Filistin Gazze düşmanlarına
Peşkeş çekmekten zevk alan
İnsan sürülerine anlatmıştı.
Daha önce de Lübnan'a gitmişti Başbakanımız;
Türkmen çoğunluklu kalabalığa Arapça selam vererek
Konuşmuştu.
İşte başbakanımızın dopdolu olduğu;
Ama anlatmak istediklerinde zerresi dahi olmayan
Halk sevgisini;
Mazlumlardan yana olduğunu;
Sadece AKP'li değil;
Sadece CHPli MHPli değil
Güneydoğulu ezilen Kürt halkı için değil
Dünyanın her hangi bir yerinde de olsa:
zulmü alkışlayamam zalimi asla sevemem
gelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövemem
üçbuçuk soysuzun ardından zağarlık yapamam
hele HAK namına haksızlığa ölsem tapamam
doğduğumdan beridir aşığım istiklale
bana hiç tasmalık etmiş değil altın lale
yumuşak başlı isem kim demiş uysal koyunum
kesilir belki fakat çekmeye gelmez boynum
kanayan bir yara görsem yanar ta ciğerim
onu dindirmek için kamçı yerim çifte yerim
adam aldırma da geç git diyemem aldırırım
çiğnerim çiğnenirim HAKKI TUTAR KALDIRIRIM
Dizeleri kimlerin karşısında haykırıyorsun?!
Tarih boyunca medeniyet görmemiş;
Cihan Peygamberinin ardından
Onun kurduğu ilahi medeniyetini ancak 33 yıl taşıyabilmiş;
Emevi ve Abbasi saltanat şatafat
İhtilal suikastler sonrasında;
Moğol zulmünden zor kurtulan Türkler taşımıştır.
Bizim diyeceğimiz şu ki Araplara çok dikkat edilmelidir.
Müslüman ülkelerin ancak ezilmişleri iktidar olduğunda
İslam zafer bulacaktır.
İşte o mazlumların sesi inşallah Tayip Erdoğan olacaktır.
Recep Tayip Erdoğan kıyamet öncesi
İslam devletini kurmayı sağlayacak ezilmişlerin;
Mehdisi olacaktır.