Yaklaşık iki yıldır Ergenekon"la yatıp kalkıyoruz.
Tutuklananlar, aranalar ve bulunan silahlar, silahlar ve de bombalar
Belli ki ciddi bilgi, belgeler var ki özel mahkemeler ve özel yetkili savcılar görevlendirildi.
Medya da ise doğru ile yalan haberler, doğru ile yakıştırma veya manipüle görüntüler iç içe olduğundan herkesin aklı karmakarışık
Bazılarına göre tamamı yalan, bazılarına göre tamamı doğru
Bazılarına göre de yalanda var, doğrularda
Ama bir şey özellikle dikkat çekmeye başladı!
Ergenekon denilen süreçte sanki birilerinin, özellikle TSK"yı yıpratma, kanunsuzlukları sanki oraya yamama gibi özel çabası var ki işte bu Ülkemize, Ergenekon"dan da, PKK"dan da daha fazla zarar verir.
Çünkü devlet normal işleyişine devam ettiği müddetçe TSK"nın yedeği yoktur ancak TSK"nın yedeği gerektiğinde sivil savunmadır yani top yekûn millettir.
İnşallah o duruma kıyamete kadar düşmeyiz.
O halde ne yapılmalı diye de kafa yormamız gerekmiyor mu?
Medya da, sivillerde, askerde bu işi ciddiye alıp kurumların yıpranmasını ve güvenirliliklerinin zedelenmesini önlemeliler.
Tabii ki hiç kimsenin suç işleme ayrıcalığı olmamalı
Tabii ki hiç kimsenin dokunulamazlığı, tutuklanamazlığı, soruşturulamazlığı olmamalı
Ama hiç kimsenin de başkasına iftira atma kolaylığı olmamalı
İnşallah yargımız bu işi âdil bir şekilde sonuçlandırır da bir daha kimse kanunsuzluğa tevessül etmez.
Genel Kurmay Başkanımızın bir açıklaması dikkatimi çekti:
Sivil Savunmaya ve olası bir savaşta kullanılmak üzere yurdumuzun muhtelif yerlerinde 1986"ya kadar gömülü silahların var olduğunu, 1986"dan sonra bu silahların oldukları yerlerden çıkarıldığını ve bu işlemin 1998"de tamamlandığını söyledi.
Yani artık gömülü silahlarımız yokmuş!
Keşke böyle bir açıklama yapmak zorunda bırakılmasaydı ve yapmasaydı!
Açıklama da bahsedilen yurt savunmasına yönelik gömülü silahların toplandığına ben şahsen inanmıyorum ve bu açıklamanın mantığını da anlayamadım.
Ülkemizin gerektiğinde savunulması için yine devletimizin ilgili birimlerinin kontrolünde mutlaka ama mutlaka gömülü, gizli silahlarımız, mühimmatlarımız, giyecek ve yiyeceklerimiz olmalıdır.
Ama bu gibi malzemelerin hainlerin, bölücülerin, darbe heveslisi, kışkırtıcısı devlet düşmanlarının eline geçmemesi için de gerekli önlemleri alalım.
Sarıkamış faciasını neden yaşadığımızı, Çanakkale zaferimizi, İstiklal Harbimizi nasıl kazandığımızı unutmayalım.
Ben askerliğimi Jandarma olarak yaptım, 25 yıl kamu görevinde bulundum ve 2 yıla yakında Kurumumun sivil savunma çalışmalarında görevlendirildim
Devletimin işleyişini de, sivil savunmanın mantığını da çok iyi biliyorum.
Allah korusun ülkemiz bir işgale ya da iç isyana uğrasa kurtuluşu sadece askerden mi bekleyeceğiz?
O zaman Sivil Savunma Kanununun ve Milli Alarm Muhtırasının birçok maddelerinin değiştirilmesi gerekir ki işte o zaman ülkemizin geleceği tehlikeye düşer!
Mühimmatlar terör örgütlerinin eline geçebilir endişesiyle ülkemizi silahsızlaştırma ve savunmasızlaştırma tehlikesine de atmayalım.
Her yanı düşmanla çevrili ülkemize bu kötülüğü yapmaya kimsenin hakkı yoktur.
Hatta savunma sanayi ile ilgili bazı işlerimizi İsrail"e havale eden zihniyeti sorgulayalım!
Baksanıza, Suriye ile yapacağımız ortak tatbikata karşı çıkıp, Heronları vermeyeceğim gibi vıdı vıdılar yaparak şantaja başvurabiliyor.
Ne hikmetse İsrail"le sıkı fıkı olan büyüklerimiz de vardı ve halen de var mı acaba?
70 milyonluk koskoca ülkemizi, binlerce yıllık devlet geleneği olan Milletimizi üç buçuk milyonluk ve daha devlet bile olamamış işgalci, Siyonist zihniyetli ve katil İsrail"e muhtaç hale getirmişler!
Kim getirmişse onları sorgulayalım!
Alsınlar Heronlarını başlarına çalsınlar, bedava mı veriyorlar sanki!
İki kat fiyata almadığımız ne malum!
Biz eğer daha iyisini yapamıyorsak işte o zaman sorgulanacak çok şeyimiz var demektir!
Savunmasını dışarıya muhtaç hale getiren milletler ne millet olabilirler ne de devlet!
Ancak kukla olurlar!
Milletimiz tarihinin hiçbir döneminde kukla olmamıştır ama kukla oynatmıştır
Kukla olması için uğraşanları da tarihin çöplüğüne defetmiştir.
Geleceğimizin aydınlık olması dileğiyle