Ergoterapi, iyileştirme sanatıdır!

Sanatla tedavi anlamına gelen ergoterapinin çocuktan yaşlıya kadar herkese hitap eden bir terapi yöntemi olduğunu belirten Prof.Dr. Sevda Asqarova...

“Sanatla terapi, genç yaşlı ayrımı gözetmeden herkese hitap eder, kişinin engelli olup olmadığına bakmadan, hiç bir sınır koymadan herkesi kapsar. Kişinin kendisini tümüyle gelişmiş bir insan olarak görmesini, sağlıkla yaşama bağlanmasını ve hayata pozitif bakmasına yardımcı olur.” dedi.

 

27 Ekim Dünya Ergoterapi Günü, ülkemizde yeni yeni tanınmaya başlayan ergoterapi uygulamalarına dikkat çekmek ve bu konudaki farkındalığı artırabilmek amacıyla her yıl kutlanıyor.

 

Üsküdar Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Ergoterapi Bölümü Başkanı Prof. Dr. Sevda Asqarova, Üsküdar Üniversitesi bünyesinde bu alanda devam eden çalışmalarla ilgili bilgi verdi. Ergoterapinin önemine dair değerlendirmelerde bulundu. Asqarova, şunları söyledi:

 

Ergoterapi ile kişi kendini keşfediyor, potansiyelini fark ediyor…

“Uzun yıllardır tüm dünyada uygulanan ve ülkemiz üniversiteleri içinde nispeten yeni bir bölüm olarak tanınmaya ve büyük rağbet görmeye başlayan Ergoterapi Bölümü - Yaratıcı Sanatlar ve İş Uğraşı Terapisi, Üsküdar Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi bünyesinde ciddi gayretlerle ilerlemektedir. Ergoterapi, sanatın hemen hemen tüm dallarını içine alan, sanatla, yaratıcılıkla tedavi eden bir terapidir. Sanat, güzelliktir. Beynin vazgeçilmeyen gıdasıdır. Belki bu açıdan ergoterapinin tedaviler içinde ‘elit’ bir terapi olduğunu söylersek yanılmayız.”

 

Sanatın tüm alanlarından faydalanan ergoterapinin, insanda heyecan ve hayranlık uyandıran aktiviteler içeren önemli bir tedavi birimi olduğunu belirten Prof. Dr. Asqarova, “Bireylerin beyninde ve ruhunda kendi içsel güç ve potansiyellerini keşfetmelerini, insanların farkındalıklarını arttıran, yaşamlarında istedikleri yönde değişim ve dönüşüm sağlayabilmeleri için gereken cesareti kazandırmasını sağlamaktadır. Ergoterapi kavramı insana bir zihin, beden, ruh ve duygulardan oluşan bir bütün olarak bakmakta ve çok çeşitli bir anlam yüklemektedir. Sanatla tedavi, insanın mümkün olan her yolla şarkı söyleyerek, dans ederek, hareketle, hikâye anlatarak, resim çizerek, ebru yaparak vb. kendisini bütünüyle ifade etmesine imkân verir.

 

Ergoterapi yaşama pozitif bakmayı sağlıyor


Ergoterapi, küçük çocuklardan yaşamının sonuna yaklaşan yaşlılara kadar her yaştan, engelli engelsiz herkese uygulanmaktadır. Dolayısıyla, sanatla terapi yaş veya engelli olup olmadığı şeklinde hiçbir sınır olmadan herkesi kapsar, kişinin kendisini tümüyle gelişmiş bir insan olarak görmesini, sağlıklı yaşama bağlanmasını, hayata pozitif bakmasına yardımcı olur.” diye konuştu.

 


Mantra sanatı da kullanılıyor

Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Nöropsikiyatri Hastanesi’nde uygulanan müzik terapi seanslarında Mantra müziği tekniklerini kullanmaya başladığını belirten Prof.Dr. Sevda Asqarova, “Tarihi eskilere dayanan bir sanat olan Mantra sanatının bir çok yöntemleri bir çok ülkede uygulanıyor. Bu sanat Türkiye’de de son yıllarda tanınmaya başlamıştır. Üniversite ve hastanemiz çalışma alanına uygun olarak özellikle psikiyatride ve nörobilimde Mantra müziğinin bazı teknik ve yöntemlerini araştırmaktadır. Beyinle ilgili her türlü egzersize başvurduğumuz için Mantra müziği de bu konuda yardımcı olmaktadır. Zihni serbest bırakan bir yöntem olduğu için - beyni rahatlatan, müzik ve sesle oluşan titreşimler aracılığı ile kişinin daha yüksek bir bilince ulaşmasını, aklın hayallerden ve günlük olumsuzluklardan kurtulmasını amaçlayan, konsantrasyonu artıran huzura erdiren yeni bir sanat dalı diyebiliriz.” diye konuştu.

Prof. Dr. Sevda Asqarova, sanatla terapi yöntemlerinin ve yaratıcı çalışmaların beyinde işlenirken geçtiği süreçlerle ilgili olarak da şu bilgileri verdi:

 

Ergoterapinin beyne etkisi görüntüleniyor…

“Üniversitemiz ve NPİSTANBUL Nöropsikiyatri Hastanesi Ergoterapi Bölümü’nde yapılan araştırmalar ve öğrencilerimize verilen eğitimler de bu yolu izlemekte. Araştırma yöntemlerimiz klasik gözlem, anket ve deneylerin yanı sıra EEG, tomografi, manyetik rezonans, doppler sonografi gibi çeşitli beyin görüntüleme tekniklerinin analizini de kapsıyor. Seans öncesi ve sonrası beyin haritaları inceleniyor.

 

Nörobilim dünyasına ergoterapi etkisi…

İnceleme sonucunda hastanın sanata duyarlılık kabiliyeti, yaratıcılık yeteneği beynin sağ yarımküresinde; aktif yaratıcı düşünceleri hareketlendirenler - beynin sol yarımküresinde kaydediliyor. Etkilerin tümü ise - beynin duygusal ve düzenleyici olan limbik sistemde işleniyor. Elde edilen bu gibi veriler sanatla çalışmaların beyinde işlenirken hangi süreçlerden geçtiğini göstermektedir. Bu da nörobilim dünyasında ‘’Ergoterapi etkisi’’ olarak yeni bir bilim dalı, nörobilimde yeni bir tedavi yöntemi olarak daha bir efektif özellik taşıyarak davranış biliminde yeni bir ‘’Nöroformu’’ ile değerlendiriliyor. Multidisipliner yaklaşımla yaratıcı-sanatsal argümanları kullanarak yeni, özgün ve bilimsel yöntemler geliştiriyor .”

 

Üsküdar Üniversitesi ve NPİSTANBUL Nöropsikiyatri Hastanesi Ergoterapi bölümünde verilen eğitim ve yapılan çalışmalardan da söz eden Prof.Dr. Sevda Asqarova, şunları söyledi:

“Klasik Yöntem ve tekniklerle, örneğin - Affolter Konsepti - Çevre ile etkileşimi temel alan, çevresel ve dokunma duyumlarını algılamayı arttırma ve problem çözme becerilerini içeren yöntem; Bobath Konsepti - Değişimin ne kadarının gerekli olduğunun belirlendiği ve uygunsuz davranışın engellenerek uygun davranışın yerleştirilmesine yönelik egzersizlerin olduğu yöntem; Castillo­ Morales Konsepti - Dokunma ve propioseptif duyumları kullanarak normal duyusal motor gelişimin sağlanmasını hedefleyen tekniklerin yanı sıra iletişim becerileri de geniş çapta öğretiliyor. “

 

Ergoterapistler tedaviyi nasıl etkiliyor?

Prof. Dr. Sevda Asqarova, ergoterapistin önemine de dikkat çekerek görevlerini şöyle sıraladı:

“Kişinin günlük yaşam aktivitelerinde bağımsızlığını sağlamaya yönelik yöntemler ile araç-gereçleri belirler ve kullanımını öğretmektir. Bireysel ve grup olarak mesleki, sosyal, sanatsal ve eğitim aktivitelerinin kullanımıyla ilgili rehabilitasyon programları yapar ve uygular. Duyu algı motor bütünleşme eğitimini ve bu alanlarda iş ve uğraşı terapisi uygular.

 

Kişilerin topluma katılımını etkileyen kişisel çevresel ve aktivite performansına ait engelleri değerlendirir. Dışlanmış bireylerin topluma kazandırılması için gerekli değerlendirme ve rehabilitasyon işlemlerini yürütür. Bireyin ev, iş ve okul ortamlarında fonksiyonel potansiyelini değerlendirerek performansını en üst düzeye çıkarmak ve çevreye uyumunu sağlamak için önerilerde bulunur. Bireylerin hastalık ve engellilik sonucu ortaya çıkan fonksiyonel sınırlılıklarını değerlendirir, günlük faaliyetlerini ve mesleklerini sürdürecek uygulamaları yapar. Hastaların duygusal, psikososyal, gelişimsel ve fiziksel yeterliliklerini mesleği ile ilgili ölçüm ve testleri kullanarak değerlendirir.

 

Terapi bağı güçlüyse tedavi de başarılı oluyor…

Bir hastayla nasıl pozitif bir ilişki kurulması gerektiğini iyi bilmelidir; hasta tedaviye karşı direnç gösterirse ne olur; ne yapılabilir. Ergoterapi mesleğinin en önemli unsurlarından biri de hastanın getirdiği her şeye karşı çok çok cesur olmak, korkmamak ve hastanın çıkarabileceği sorunlar nedeniyle vazgeçmemektir. Hastaların bazen tedaviye direnç gösterebileceğini çok iyi bilmek ve bu direnci kabul ederek dirence karşı sabırlı olmak; çizdiği remin, okuduğu şarkının ve ya yaptığı ebrunun vb. yaptığı çalışmaların istediği gibi olmayınca hastaya, “Yaptığın her şey çok güzel, daha da güzel olması için biraz daha gayret edeceğiz… Ben yanındayım… Seninleyim… Seni anlıyorum… Yardıma hazırım… vb.’ ifadeler kullanmak gerekir. O zaman terapinin etkisi daha güçlü hale geliyor. Terapi bağı güçlüyse tedavi bir o kadar başarılı olur.”

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

SAĞLIK Haberleri