ERKEN DOĞUM HAKKINDA

Anne adayların korkulu rüyası 'Erken Doğum'

Samsun Büyük Anadolu Hastaneleri Çiftlik Şubesi doktorlarından Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op.Dr. Bülent Sürücü, anne adaylarının korkulu rüyası olan Preterm doğum yani erken doğum riskinin azaltılmasının, erken tanı ve düzenli takiplere minimum seviyelere düşürülebileceğini söyledi.

Anne adayları hamilelikleri boyunca oldukça zorlu bir süreçten geçtiklerini ifade eden Samsun Büyük Anadolu Hastaneleri Çiftlik Şubesi doktorlarından Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op.Dr. Bülent Sürücü,  "Bu süreç içerisinde hem psikolojik hem de fizyolojik olarak yıprandıklarını, tüm bu sıkıntılara günü geldiğinde sağlıklı bir çocuk dünyaya getirebilmek için katlanırlar. Ama günü geldiğinde bazen işler hesaplandığı gibi gitmez ve 40 hafta sürmesi gereken doğum süreci daha erken tamamlanır. 

Eğer doğum 37. haftadan önce gerçekleşmişse buna preterm doğum yani erken doğum olarak tanımlanmaktadır.

Erken doğum gebeliğin 20. haftasından sonra ve 37. haftasından önce, henüz tam olgunluğa ulaşmamış bebeğin dünyaya gelmesidir.  Tüm yeni doğan bebekler içinde yaklaşık oran %12’dir. Bu erken doğan bebekler prematüre bebek olarak adlandırılmaktadır. Prematüre bebeklerin en önemli sorunu, akciğer gelişimlerindeki yetersizlik sonucu solunum zorluğu yaşamalarıdır.Ayrıca bebek ne kadar erken dünyaya gelmişse, beyin ile ilgili sorun riski de o kadar fazladır. 

Prematürite, yeni doğan bebek ölümleri içinde en sık rastlanan nedendir. Erken doğum sonucu dünyaya gelen bebeklerin hayati  riski gebelik haftası ne kadar fazla ise o kadar azalır.

Son yıllarda prematüre bebek bakımındaki gelişmeler oldukça fazladır ve çok erken doğmuş bebeklerin bile yaşam şansları giderek artmaktadır.  

 

Erken Doğumun Nedenleri Nelerdir?

Enfeksiyonlar: Erken doğumların yarıya yakınında herhangi bir neden bulunamaz. 

Diğer yarısında çeşitli sorunlar saptanabilir. Bunlardan en sık sorumlu tutulan, enfeksiyonlardır. Anne adaylarında varolan bir enfeksiyon kaynağı, özellikle üriner sistem enfeksiyonları ciddi bir risk faktörüdür. İdrar yolu enfeksiyonu olan anne adaylarında erken doğum açısından 5 kat risk artışı söz konusudur. Bu nedenle rutin gebelik takiplerinde, idrar testlerinizin sık tekrarı ve gereğinde enfeksiyon tedavisi uygundur. Vaginal enfeksiyonlar da erken doğum eylemini başlatabilirler. Özellikle mikroorganizmaların amniyon zarında yarattıkları hasar ve sonrasında su kesesinin açılması (erken membran rüptürü ) önemli bir erken doğum sebebidir.

 

Erken doğumda diğer nedenler ve risk faktörleri;

1. Daha önce erken doğum yapmış olmak (riski %20-30 oranında artırmaktadır)

2. Önceki gebeliklerinde olan düşükler

3. Anne adayında var olan kronik hastalıklar (hipertansiyon, astım, hipertiroidi, kalp hastalıkları, anemi, diyabet , böbrek hastalıkları, ilaç bağımlılığı vb.)

3. Annenin sigara kullanımı (erken doğum riskini 2 kat artırır)

4. Anne yaşının çok genç ( 16 yaşının altı veya 35 yaşının üzerinde ) olması,

5. Uterus ile ilgili doğuştan veya sonradan olan şekil bozuklukları (örneğin çift rahim, rahim içi septum, myomektomi gibi operasyonlar geçirmiş olmak)

6. Anne adayının geçirdiği fiziksel travmalar (kaza, cerrahi müdahaleler),

7. Yetersiz beslenme ve kötü beslenme şekli

8. Aşırı rahim gerilmesine neden olabilen çoğul gebelikler. Polihidramniyos(sıvı fazlalığı) durumlarında da rahim ileri derecede gerildiğinden erken doğum riski artar.

9. Plasentaya ait sorunlar da erken doğuma yol açabilir. Plasenta yerleşme anomalileri (plansenta previa ), erken plasental ayrılma (abruptio plasenta ) vb.

Erken Doğumun Belirtileri Nelerdir?

Erken doğumu engellemede başarı, erken saptanmasına bağlıdır. Bunların başında düzenli uterus kasılmalarının fark edilmesi gelmektedir. Karın duvarında rahminizin toplanma hissi veya her zamankinden daha gergin bir hal alması şeklinde olabilir.

Özellikle sertleşmeler kısa süreli ve tekrarlayan tarzda ise önemlidir. Başlangıçta ağrısızdırlar. Saatte 3-4'den fazla sayıda olduklarında en kısa sürede doktorunuza bilgi vermelisiniz.

Diğer erken doğum belirtiler ise şunlardır;

Kasık bölgelerinde adet sancısına benzer kramp tarzı ağrılar

Alt sırt veya bel bölgesinde ağrılar 

Vaginal lekelenme veya kanama 

Vaginal akıntıda ani artış 

Vaginal sulu veya kanlı bir akıntı 

Pelviste baskı hissi

Bu belirtilerden biri varsa veya şüphe halindeyseniz doktorunuzu arayınız.

Özellikle acil müdahale gerektiren durumlar;

1. Annede ağır preeklampsi varlığı

2. Plasentanın erken ayrılmasına bağlı olabilen rahim içi veya dışında kanama (ablasyo plasenta)

3. Plasental yetmezliğe bağlı bebekte ağır bir gelişme geriliği

4. Amniyon kesesinin açılması sonucu amniyon sıvısında ileri derecede azalma veya rahim içi ciddi enfeksiyon bulguları

5. Bebeğe ait ciddi konjenital anomali varlığı gibi durumlar Obstetrik Muayene, Non Stress Test ve Ultrasonografi yöntemleri ile hızla araştırılır. Olası bir enfeksiyon tanısı için kan ve idrar tetkikleri alınır.

Acil durumların olmadığı, anne ve bebek açısından iç dengenin stabil olduğu erken doğum tehlikelerinde ivedilikle kasılmaları durdurmaya yönelik tıbbi tedavi yöntemlerine başvurulur. Öncelikle anne adayı yatak istirahatına alınarak, damar yolu ile sıvı takviyesine başlanır.

Eğer istirahat ve sıvı takviyesi sonrası kasılmalar azalır ve ilk muayenede rahim ağzında herhangi bir değişiklik saptanmadı ise; anne adayı bilgilendirilerek istirahat ve sıkı takip altına alınmak koşulu ile evde izlenebilir. Ancak kasılmalar alınan ilk önlemlere rağmen devam ediyor ise ve/veya ilk muayenede rahim ağzında değişiklikler saptandı ise tokoliz denen rahim kasılmalarını durdurma amaçlı ilaç tedavilerine geçilir.

 

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

SAĞLIK Haberleri