Düşe kalka büyünüyor. Erken düşmek, bağışıklığı arttırır muhakkak. Akıllı ebeveyn, kendine zarar vermeden düşmesine göz yumar çocuğun. Böylece, kendine yöneltilen yardım elini terslemez olur çocuk. Anlar ki düşülüyor ve yardım edilmeli kendisine.
Zamanında düşmeyen, kırılmayan, en olmadık zamanlarında düşüyor. Yaraları kabuk bağlamıyor o yüzden; kırıkları kaynamıyor kolayına. Düşmenin tecrübesini geç öğreniyor; darmadağın…
Erken düşüşler yaşadın; üzülme işte bu yüzden. Kanayan dizlerinin izi bile kalmaz yıllar geçtikçe. Bir de düşenlerin hâlinden anlarsın. Çelme yemişsen diyelim, attığın çelmeleri getirirsin gözünün önüne. Onlar da böyle ağrımıştır dersin; onların da yanmıştır kalpleri tümden… Bunları dersin.
Her terk ediliş düşmeye dâhil. Her düşme terk ediliş değilse de… Say ki göğe yükselen bir fidansın da budandı bir yerlerin. Bu, sağlıklı büyümeyi sağlar. Gereksiz dallarından kurtulursun zamanlı… Terk edenler lüzumsuz dallarındır hayatında. Şimdi olmasa bu, yıllar sonra, hiç olmadık bir anda olsa, yıkılır kalırsın. Şimdi? Şimdi yekin yeniden. Yıkıldığın yerden doğrul, dikil ve yürü, ardına bakmadan. Çoğu kez, taş kesilir insan ardına çok bakarsa.
Öldürmeyen güçlendirir, diyor ya bir söz; doğrudur ekseri. Dik durmayı, düşüp kalkmayı öğrenirsin. Anlarsın ki, kargalar sürüyle, kartallar yalnız… Anlarsın, varmış bir anlamı sözler içinde bu sözün.
Dövüş sanatlarında bile düşmeyi öğretirler ilk. Sağlamca düşebilmeyi. Erkeninden öğrenirsen, affedersin, kabak gibi patlamazsın zamansız düşmelerde.
Ve ezberle; her giden, attığın bir safradır. Ağırlıklarındır gidenler, yükselmene engel…
Düştün ve omzundan bir baş da düştü. Biraz üşürsün, alışkın omzun o başın sıcaklığına… Az biraz üşürsün. Erken düştü, az üşürsün. Yıllar sonra… Yıllar sonra olsa bu buz bağlardı omuz başın, her düşen başla…
Zamanlı düştün çocuk. Erken düştün, dikil tezden…