Eski bayramlar büyüklerin yanında, çocuklar için heyecan, mutluluktu.
Bayram tatile gitmek değil, ziyaret etmek demekti.
Eş, dost, akraba, komşu ziyaretleri yapılır, iade-i ziyaretler beklenirdi.
Bayramda anneanne, babaanne demek, maneviyat demekti.
Mis gibi kurabiyeler torunlar için hazırlanırdı.
Aynı kıyafetlerle bayrama girilmezdi, çocuklar için bayram demek yeni ayakkabı demekti.
Arife gecesi yeni ayakkabılarla uyunurdu.
Sabah erken kalkılır, bayram namazına gidilir, bayramlıklar giyilir, ailece bayramlaşılır, sofraya oturulurdu.
Kahvaltı sonrası çocuklar masadan kalkar kalmaz soluğu mahallede alırdı.
Evlerde bozuk paralar, şekerler kapının kenarında önceden hazırlanırdı.
Mahallenin çocukları kapı kapı gezer, el öper, harçlık, şeker toplardı.
Pamuk helvacı, kağıt helvacı, baloncu, elma şekerci sokak sokak gezerdi.
Topluca hatıra fotoğrafları çektirilirdi.
Bayram öncesi tebrik kartları atılırdı, postanelerde sıra olurdu.
El öpmeler vardı. Köylerde topluca bayramlaşmalar olur, çocuklar sıraya girer el öperlerdi.
Herkesin kendi kolonya şişesi olurdu, en havalısı kristal olanlardı, kolonyacılara gidilir, şişeler doldurulurdu.
Misafirlere Türk kahvesi ikram edilirdi, kahveler içilirken ayrı bir sohbet havası eserdi.
Komşular birbirlerine ikramlarda bulunur, tabaklar asla geri boş gönderilmezdi.
Bayramda fırınlarda ekmek çıkmazdı, ekmek bir gün önceden alınırdı.
Gazeteler ise bayram gazetesi olarak çıkardı.
Eski bayramları mutlu bir şekilde hatırlarken, bu günlerin geçerek sağlıklı ve en az o günler kadar sevgi dolu bayramlar dilerim.
Herkese iyi bayramlar.