Etyemez

-Vejetaryenim,

-Buyur abi !

-Söyledim ya, vejetaryen"im o menüyü getir. Garson gitti kasada oturan etrafı denetleyici bakışlarla süzen salona ben hakimim edasıyla poz kesen patrona bir şeyler söyledi, beni işaret etti.

Masamız hayli kalabalık, diğerleri et obur ben ot oburum, yanıma gelen patronun ilk lafı; beyim balıklar taze, buzhane değil oldu. Ben yineledim, vejetaryenim dedim. El cevap, yani ne yiyeceksin oldu. (bu pozisyonda masadaki et oburlar gülme krizindeler) Çare yok, ben tok geldim masadan kopmayayım bana bir Akdeniz salata söyleyin dedim. Patron otoriter bir eda yüksek sesle garsona bol limonlu duble Çoban salata siparişini verdi. Anladım ki, bu çobanlar Akdeniz de koyun güdüyor, demek ki salatalar arasındaki fark bu nedenle kalkmış…

-Vejetaryenim,

-Tamam efendim menüyü getiriyorum. Et oburların baş tacı çok ama çok ünlü, isim sahibi bir kebapcıdayız. Menü geldi seçimde zorlanıyorum, şef garsondan yardım istedim, seçimi ona bıraktım.

İnanın bir vejetaryenin hayal edemeyeceği bir ikramla karşı, karşıya kaldım. Bu olay Bursa"da o meşhur tarihi İskender kebapsında gerçekleşti. Yukarıda anlattığım ise Samsun"da oldu…

Akşam üzerleri bakıyorum, Balıkçıların, Kasapların, Tavukçuların önleri kalabalık özelliklede Balıkçılar oldukça hareketli oluyor. İnsanlarda bir et yeme isteği var ki sormayın gitsin, et oburları anlamak onlara hak vermek bana göre değil…   

Vejetaryenliğim ise zorunluluktan değil tamamen kendi tercihim...