Eşinizi seçerken aslında hayat tarzınızı seçmiş olursunuz. Evlilik kararı; sadece bir bireyi değil, onunla birlikte gelen değerleri, alışkanlıkları ve yaşam biçimini de benimsemek anlamına gelir. Eş seçiminde, tarafların değerleri, inançları ve hayata bakış açıları büyük bir rol oynar. Bir çiftin birbirine uyum sağlayabilmesi için temel değerlerinin örtüşmesi önemlidir. Eğer eşler arasında ahlaki veya dini değerlerde büyük farklılıklar varsa, bu durum uzun vadede çatışmalara neden olabilir. Bir taraf maddi değerlere daha çok önem verirken diğer taraf manevi değerlere öncelik veriyorsa, bu durum hayata dair önemli kararların alınmasında zorluk çıkarabilir.
Evlilik; bireylerin günlük alışkanlıklarını ve yaşam biçimlerini paylaşması anlamına gelir. Eşin yemek alışkanlıkları, uyku düzeni, sosyalleşme tarzı, çalışma temposu gibi detaylar hayat akışının büyük bir parçasıdır. Uyumsuzluklar, zamanla yaşam tarzı farklılıklarını büyütebilir ve ilişkinin dengelerini zorlayabilir. Evlilik; sadece iki bireyin birleşmesi değil, aynı zamanda ailelerin ve sosyal çevrelerin bir araya gelmesidir. Eşin ailesiyle olan ilişkisi, diğer eşin sosyal çevresini ve aile dinamiklerini de etkiler. Eşlerin ailesine ve sosyal çevresine yaklaşımı, yeni kurulan ailenin hayat tarzınızı da şekillendirir.
Evlilikte tarafların kariyer, çocuk sahibi olma, seyahat, maddi birikim gibi konulardaki beklentileri ve hedefleri de hayat tarzını doğrudan etkiler. Evlilik; iki bireyin bir arada büyümesi ve gelişmesi için bir fırsattır. Ancak, eşlerden biri diğerine yaşam tarzını dayatırsa veya değişim beklentisi içine girerse, bu durum ilişkiyi olumsuz etkileyebilir. Karşılıklı saygı, anlayış ve esneklik; uyumlu bir hayat tarzı oluşturmanın temel taşlarıdır. Eş seçimi; yalnızca bir bireyle yaşamayı değil, aynı zamanda onun getirdiği hayat tarzını ve değerlerini de benimsemeyi gerektirir. Bu yüzden evlilik kararı alırken, sadece fiziksel çekicilik veya kısa vadeli duygusal etkiler değil, uzun vadeli uyum ve ortak değerler de dikkate alınmalıdır. Unutulmamalıdır ki, mutlu bir evlilik; karşılıklı sevgi, saygı ve anlayışın olduğu ortak bir yaşam tarzının ürünüdür.
Evlilik; İslam’da sadece iki insanın bir araya gelmesi değil, aynı zamanda kutsal bir anlaşma ve Allah’ın rızasını kazanma yolunda bir mabettir. Evliliğin bir mabet olarak değerlendirilmesi; eşlerin birlikteliğinin Allah’a yakınlaşma ve O'nun emirlerini yerine getirme vesilesi olduğunu ifade eder. Bu bağlamda, evlilik; yalnızca dünyevi bir ilişki değil, uhrevi boyutları olan bir ibadet şeklidir. Evlilik; Kur’an-ı Kerim ve hadislerle teşvik edilen, Allah’ın emriyle ortaya çıkan bir müessesedir. Kur’anda evliliğin hikmeti; "Kendileriyle huzur bulmanız için sizin için kendi cinsinizden eşler yaratması ve aranızda sevgi ve merhamet var etmesi O'nun ayetlerindendir. Şüphesiz bunda düşünen bir toplum için ibretler vardır." (Rum Suresi, 21) buyurularak anlatılmaktadır. Bu ayet, evliliğin sevgi (meveddet), merhamet (rahmet) ve huzur (sükunet) üzerine kurulduğunu ifade eder. Evlilikte bu değerleri tesis etmek, kişinin Allah’ın rızasını kazanmasını sağlar.
Evlilik; İslam’da bir ibadet olarak görülür. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurmuştur; "Evlenmek benim sünnetimdir. Kim benim sünnetimden yüz çevirirse benden değildir." (Buhari, Nikah 1; Müslim, Nikah 5) Evlilik; Peygamberimizin sünnetine uymanın bir yoludur ve bu sünnete uymak ibadet hükmündedir. İslam, evliliği; neslin sağlıklı bir şekilde devam etmesi için vesile kılmıştır. Çocuk sahibi olmak ve onları salih bireyler olarak yetiştirmek; büyük bir sorumluluktur ve ibadet olarak değerlendirilir. Aynı zamanda evlilik; haramdan korunmanın ve nefsi meşru yoldan tatmin etmenin bir yoludur. Peygamberimiz şöyle buyurur; "Kişinin eşine yaklaşması sadakadır." (Müslim, Zekat, 53) Bu hadis, evlilik içindeki ilişkilerin dahi fazilet kaynağı olduğunu vurgular.
Evlilik; sevgi ve merhamet temeli üzerine kurulmuş bir "mabet"tir. Bu bağlamda, eşlerin birbirine olan sevgisi, Allah’a yakınlaşmanın yollarından biridir. Peygamber Efendimiz (s.a.v.), aile içindeki davranışlarıyla bu sevgi ve merhameti yaşamından örneklerle özetlemiştir. Hz. Aişe (r.a.) ile yarış yapmış, onunla şakalaşmış ve eşleriyle her zaman güzel muamelede bulunmuş ve "Sizin en hayırlınız, ailesine en iyi davranandır." (Tirmizi, Radâ 11) buyurarak evlilikte güzel ahlakın önemini vurgulamıştır. Evlilikte eşler; Allah’ın kulları olarak birbirine hizmet ederken, sevgi ve merhametle birbirini desteklemektedirler. Bu davranışlar, bir mabette yapılan ibadet gibi değerlindirilebilir. Bir mabette olduğu gibi, evlilikte de zorluklar ve imtihanlar vardır. Kur’an-ı Kerim, insanın imtihan için yaratıldığını ifade eder ve Bakara Suresi 155.ayette; "Andolsun, sizi biraz korku, açlık, mallardan, canlardan ve ürünlerden eksiltmekle imtihan edeceğiz. Sabredenleri müjdele!" buyurulmaktadır. Evlilikte karşılaşılan sorunlar, eşlerin sabır ve metanetle üstesinden gelmesi gereken imtihanlardır. Bu süreçte eşler, birbirine destek olarak Allah’a olan bağlılıklarını güçlendirebilir.
Evlilik; ibadetlerle süslenirse mabet anlamını tam olarak kazanır. İslam’da eşlerin birlikte ibadet etmeleri teşvik edilir. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurmuştur; "Gece kalkıp namaz kılan ve eşini de uyandıran, eğer kalkmazsa yüzüne su serpen kimseye Allah rahmet etsin." (Ebu Davud, Tatavvu, 18) Bu hadis, eşlerin birlikte ibadet ederek Allah’a daha yakın olabileceklerini göstermektedir. Evlilikte, birlikte yapılan dualar; aileyi birleştirir ve manevi bir bağ oluşturur. Evlilikteki asıl hedef; eşlerin birbirini Allah yolunda desteklemesidir. İslam, evliliği; sadece dünyevi bir bağ olarak değil, eşlerin birbirini cennete götüren yolculukları olarak görür. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurmuştur; "Dünya geçici bir metadır, bu dünyanın en hayırlı metaı ise saliha (iyi) bir eştir." (Müslim, Rada’, 64) Bu hadis, saliha bir eşin, Allah’a yakınlaşmada ne kadar önemli olduğunu vurgular.
Evlilik; eşlerin birlikte Allah’a yakınlaşma yolu, bir mabet, kulluğu artıran bir mekanizmadır. Sevgi, merhamet, sabır ve ibadetle süslenen bir evlilik; Allah’ın rızasına uygun bir hayat sürdürmeyi sağlar. Bu nedenle, İslam’da evlilik; hem dünyevi hem uhrevi hayatı güzelleştiren kutsal bir bağ ve ibadet vesilesi olarak görülür. Eşlerin bu mabedi koruyabilmesi için; birbirlerine sevgiyle, merhametle ve Allah’a olan bağlılıkla yaklaşmaları, bu bağın sürekliliği için önemlidir.