İstinaf mahkemeleri /
kalkınma ajansları /
kürt açılımı
ve buna benzer ali Cengiz oyunları Ilımlı İslam seçeneklerinin en başındaki yerini yıllardır korumuştur sanırım bağlantı tam olarak buradadır ve şeytan azapta gerektir bence Yani Eyalet sistemi ile Güneydoğudaki Petrol yataklarına inmek isteyen ABD ve AB şirketleri, rahat bir nefes almış olacak ve silahla yapamadıklarını Ilımlı İslam ile yapmış olacaktır.
Dünya da en unutkan şey Kamuoyu"dur demiş eski siyaset ciler
20.06.1913 tarihinde Osmanlı'nın Avrupa baskısı ile yayınladığı bir genelge hemen aklıma geliyor.
Sadrazam Sait Halim Paşa'nın genelgesi diye de bilinir bu genelge. En can alıcı maddeleri söyleyeyim isterseniz
Madde 1: Geçici vilayet kanununa göre, vilayet meclislerine, mahalli işler için karar alma, yetkisi verilmiştir. Bu yetki merkezi yönetimden müstakil kullanılabilir .
Madde 10: Fransız Bomparti paşa'nın başkanlığı altında, her vilayete oraya ne kadar jandarma gerektiğini tespit etmek üzere müfettişler yollanacaktır. Fazlası başka taraflara yönlendirilecek ve sevki makul olmayanlar orada ikame ettirilecektir
Hatırlamakta fayda olduğunu sandığım ilave bir bilgi de günümüze yakın bir tarihi içermektedir.
Yani,25 Nisan 2003'de Kamu Yönetimi Temel Kanunu Tasarısı taslağı 25 maddesi, Bölge kalkınma Ajanslarının ( eyalet sistemi ) kurulmasını gündeme getirmiştir
Tabii ki o zaman yurtsever ve milli hassasiyet gösteren çevrelerce yapılan tepkiler üzerine de geri çekilmiş idi.
Tasarı yeni ismi ile ancak içeriği yaklaşık aynı tutulmak kaydı ile,19 Ocak 2005'de Meclis Başkanlığa yeniden verilmiş idi. 28 Ocak 2005'de Komisyonlara sevk edildi.
Tasarının tek değişmeyen kısmı da baş kısmındaki Bölge sözcüğünün çıkarılmış olması idi.Yeni öngörüdeki Kalkınma Ajansları ile Türkiye "26 Kalkınma Bölgesine" ( eyaletine ) ayrılmaya çalışılıyordu.
şimdi ise bu durum SEVR' den de öte....dir.
İşte Atatürk'ten sonra yapılmaya çalışılan ve yeni yeni tam başarıya ulaşmak üzere olan zihniyetin dayatmalarının son perdesidir bu Eyalet sistemi. Yani bölge kalkınma ajansları yani temelindeki adı ne olursa olsun aralanmaya çalışılan açılımlar
Bu sistem değişik adlarla 1957 de gündeme gelmiş, daha sonra değişik zamanlarda kendini göstermiş, Özal dönemi ile en uç noktaya tırmanmış, son darbeyi vurmak için de misyonerlerin diğer ülkelerde yaptığı orta oyunları ülkemizde kendini ne yazık ki en büyük değerimizden biri olan din istismarını da içine alarak bu hale gelmiştir.
Bütün bunlar Milli hassasiyeti olmayan hükümetlerce planlanarak ortaya konmuş senaryoların devamı niteliğindedir.
Kısaca SEVR'in yapamadığını ne yazık ki şimdilerde ABD_AB işbirlikçileri hem de büyük bir yüzsüzlükle yapmaya çalışmaktadırlar.
Güneydeki petrol kaynaklarını iç etmenin, peşkeş çekmenin senaryolarından başka hiçbir şey değildir.
sanmasın ki kürt kardeşlerim ABD ve AB. (( Mem , u zin )) hikayesini biliyor sadece ve sadece daha çok petrol daha çok enerji içindir ve su dur bu işin aslı yoksa buralarda iranda ırakta suriyede ve Türkiyede
BPve SHELL in petrol ve maden arama izinleri, çıkarmaları ve bu izinleri yıllardır tekellerinde bulundurmaları ve hala çalışmaları boşuna mıdır?
Yerel yönetimlerin yetkileri artırılarak Ankara'ya bağımlılık azaltılabilir.
Böylece Türkiye'nin yönetimi kolaylaştırılabilir.
Ama Türkiye'nin "üniter devlet" yapısını bozmak, eyaletlere ayırmak akıl ve mantıkla bağdaşmaz. Bu gerçekler ortadayken Türkiye'de eyalet sistemine geçilmesi bir intihar olur.
Kısacası bu coğrafyada Türkiye "üniter devlet" yapısını bozmamak zorundadır.
Türkiye'nin altına oymaya çalışan Avrupa Birliği (AB) Diyarbakır Bölge İstinaf Mahkemesi inşaatı için bugüne kadar 7 milyon 248 bin Euro hibede bulundu. Temeli 1 Ocak 2007'de Diyarbakır'da atılan mahkeme binası inşaatı hızla ilerliyor. Ve bitiriliyor Önceliğin özellikle Diyarbakır'a verilmesi, Avrupa Birliği'nin, Türkiye'nin üniter yapısını çökertmek için bölgesel ayrışmaları körüklediği, adli ve idari yargı yapılanmasındaki etkinliğini de artırdığı yorumlarına yol açtı.
ABD'nin dayatması ve Avrupa Birliği'nin mali desteğiyle yapımına başlanan bölge istinaf mahkemeleri,
İstanbul , Ankara, İzmir, Kayseri, Konya, Samsun, Adana, Erzurum ve Diyarbakır'da kurulacak.
Diyarbakır istinaf mahkemesi ödenekleri Avrupa Birliği'nden
Avrupa Birliği, söz konusu Diyarbakır olunca her türlü projeye destek sağlıyor.
AB'nin, bugüne kadar Diyarbakır'a verdiği mali destek 100 milyon Euro civarında.
AB, istinaf mahkemelerinin finansmanı için de önemli ölçüde destek veriyor.
Diyarbakır, Ankara ve Erzurum'a kurulacak istinaf mahkemelerinin 30 milyon Euro'yu bulması beklenen bina bedellerinin yüzde 70'ini AB, kalan bölümünü ise Adalet Bakanlığı karşılıyor.
Bilin bakalım Avrupa birliği neden bunu yapmak zorunda kalıyor ..
Daha bitmedi ki kendine haz üslubuyla bölge kalkınma ajansları adı altın da da gizli eyalet provaları yapıyor
Bu ajansların kendi flamaları ,
kendi sermayeleri
ve ileride kendi güvenlik sistemleride olacak elbette hatta kendi adlarına borsada hisse senetleri olacak ve en zengin ve güçlü hisse Diyarbakır A.Ş. olacak
Elbette yavaş yavaş sindirerek
adım ,adım bölmeye çalışarak
beklide para kazanmak için en milliyetçimiz bile pkk hisse senedi alacak
borsadan böylece legalize bir vatan hainliği yaşayacağız kendimizle hemde bunu Diyarbakır kalkınma ajansı ( eyalet ) içinde yapacağız beraberce ..
Avrupa birliğinin ve ABD nin petrol ve enerji sevdası yerini başka bir aşka bırakana kadar Anadolu da bu düzen sürecek
kürt kardeşlerimiz şimdilik tenis topu misali sert duvara vurursan geri dönecek yumuşak duvara vurursan oraya düşecek yada Karadeniz e atarsan suya düşecek
çeşitli kurumsal oyunlarla bölünmeyelim ,bir somun ekmek gibi kalalım bizi yutacakları kadar yada kopartacakları kadar bölünüp lokma olmayalım
saygılarımla