Ne kadar uysal olursa olsun, her insanın birazcık deli tarafı da vardır. Ne kadar yumuşak huylu olursa olsun insanda biraz da isyankar ruh bulunmalıdır. Ben her zaman insanda isyan hali bulunmasını savunanlardanım. Hatta bu zulüm düzeninde, bu açık hapishaneye çevrilen dünyamızda her zaman isyan halinde olmak, dolayısıyla da eylemci olmak, muhalif olmanın ötesinde özel öneme sahip bir haslettir. İnsanın haleti ruhiyesi aslında doğal olarak haksızlığa karşı duruş alan, isyan eden bir özelliğe sahiptir. Eylem Allah rızası için olduğu zaman aynı zaman da ibadettir. Eskilerin deyimiyle deli kanlı olmak da aslında bir haslettir. Birine deli kanlı dendiği zaman onun ne kadar iyi, cesur bir adam olduğu anlatılmak istenirdi. Ancak günümüz Müslüman toplumlarında bu haslet kaybolmuş durumda. Anneler çocuklarını bir yere gönderirken aman ha bir kimseye, bir olaya karışma, kimseyle kavga etme, üzerine vazife olmayan işlerle ilgilenme, diyerek çocuklarında bulunan haksızlığa isyan etme hasletini öldürdüler.
Genç dediğin eylemci olmalıdır. Vurup kıran, dağıtan değil ama haksızlığı düzelten, engelleyen, zulme karşı duran eylemci olmalıdır. Oysaki üniversitelerimizde okuyan gençlere baktığımızda, günübirlik yaşamın zevkleri peşinde koşan, dünyada ve etrafta olup bitenle ilgilenmeyen, okulunu bitirip rahat ve de parası bol bir meslek sahibi olmanın dışında amacı olmayan bir yapıda büyüyorlar. Üniversite çağında henüz hayata atılmadan, çoluk çocuk sahibi olmadan eylemci olamayan, fedakârlığı göze almayan süt kuzusu gençler yarın büyüyüp iş güç sahibi oldukları zaman tamamen vurdumduymaz bir yapıya sahip olurlar. Bunlarla geleceğimiz nasıl şekillenecek? Adeta hadım edilmiş, genetiği değiştirilmiş bir nesil yetiştiriliyor ülkemizde. Bundan dolayı gençlerimiz ruh taşımıyor gibi duruyorlar. Bedenden ruh çıkmadığı halde ölü gibi duran bir gençlik gelecekte sorunlarımızı nasıl çözecek acaba? Gençlerimizin ruh sahibi olması, eylemci olması, terbiye edilmiş isyanı kuşanmış olması hastalıklarımızın iyileşmesi için gerekli olan bir ilaçtır. Bir şeye, daha iyi olsun diye isyan edilir ya da bir haksızlık olmasın diye isyan edilir. İnsanı en iyi tanıyan Allah insana haksızlık yapmayacağına göre, her şeyin daha iyisini, en iyisini bileceğine göre Allah'a isyan olmaz. Ancak kula isyan olur.
Beynimize şırınga edilen iyi insan uysal insandır paradigmasınca kuşatılmış bulunan gençleri kurtarmanın yolu ruhlarına direniş ruhunu doldurmaktır. Bu gün eylemci değil eyyamcı olan gençlik geleceğimizi karartan gençliktir. Uysallık sadece Allahın karşısında kabul edilebilir bir durumdur. Kula karşı isyan gerektiğinde isyancı olunmalıdır. İnsan nisyan ile malulken, bazen isyan ile değerini ortaya koyar. İçinde bir gün zulme karşı itiraz etme niyetini taşımayan, düşünmeyen kimse aslında insanlığından da uzaklaşmıştır. Taklitçiğe karşı, zulme karşı, sömürüye karşı, savaşa karşı, ahlaksızlığa karşı, anarşiye karşı, Allaha isyana karşı isyan etmek insanlığın en güzel erdemidir. Zulme karşı geliştirilen isyan inkılâpçı ruhların soylu bir eylemidir.
Eylem iman ve heyecanı geleceğe taşıyan bir vasıtadır. Mücadeleyi canlı tutmanın, kurulu düzenin basmakalıp fikirlerine karşı olmanın yolu hep eylemden geçer. Eylemci olmak, insani ve İslami değerlere karşı olan sistemlerin yakasına yapışıp sallamaktır. Gelecek zamanı inşa etmenin harcıdır. Davamızın ve sevdamızın çağlara doğru çağlayıp akmasını sağlayan bir ırmaktır. Öyle gür bir ırmaktır ki durmadan enerji üretip insanın davaya dair fikirlerini taze tutar.
Eylemci olmak muhalif olmak anlamına gelmemelidir. Bir işi aslına döndürme, daha ileriye götürme, söylemini gerçekleştirme olarak değerlendirilmelidir. Kişinin söylemini gerçekleştirmesi için eylem olmazsa olmaz bir şarttır. Bu anlamda aslında sadece muhalif olan değil iktidar sahibi ya da sistem, düzen sahibi olanların yaptıkları da eylemdir. Hatta en büyük eylem güç- iktidar sahibi olanlar tarafından gerçekleştiriliyor. Zayıf olanların eylemi de cılız olur. Bugün kabullenilmiş köleliğe karşı, sistematik baskıya karşı sistematik mücadele geliştirilmediği için özgürlük ve adalete kavuşamıyoruz. Eylem salt isyan kaynaklı değil esasında özgürlük kaynaklı olduğu zaman insana fayda sağlar. Amaç ortalığı karıştırıp isyan etmiş olmak değil, hakkı tutup kaldırmak, adaleti sağlamaktır. İsyanı gerekli ve haklı kılan şey mutlak doğru olana kavuşabilmektir. Mutlak doğru olana kavuşmak için yapılan her şey doğru olmasa da haktır. Mesela mutlak doğruyu yaşanabilir kılmak için anarşi yoluna başvurmak doğru değildir ama bir eylem haritası da mutlaka olmalıdır. Bu hakkı mutlak doğru olanın sahibi kendisi vermiştir. Dolayısıyla mutlak doğru olanı yaşayabilmek, mutlak adaleti sağlayabilmek için yapılan eylem de kutsaldır. İslami mücadelede direniş ruhunu veren şey isyan duygusu değil imandır. İslami mücadelede temel dayanak Allah'a teslimiyet ve Allah'a güvendir.
Yeryüzünde zulüm, sömürü ve savaş oldukça eylem de her zaman olacaktır. Emperyalist batının modernizme bürünmüş haçlı güçleri ve haçlı ruhu isyanları durdurmak için modern kölelik sistemiyle İslam ümmetini ne kadar aldatırsa aldatsın bir gün mutlaka topraklarımızdan ve düşüncemizden sökülüp atılacaktır. Ne kadar kıyım yaparlarsa yapsınlar biz direnişin tozunu bulduğumuz an yüksek isyan alevini parlatacak güce sahibiz.
İsmail OKUTAN