FARKLILIKLARIN DAYANILMAZ KAVGA ETTİRİCİLİĞİ
Aynı milletten olunsa da farklı şehirlerin bile farklı kültürleri oluyor. Sizin şaka saydığınız bir tanımlama, orada, o başka şehirde hakaretamiz bir lafa dönüşebiliyor. Ve tabii önlemini almazsanız, aleni bir kavga sebebi çıkartmış oluyorsunuz.
Gezmeye gittiğiniz ya da yaşamayı seçtiğiniz o başka şehirlerin bu farklılıklarını ezberliyorsunuz zamanla. Daha hassas oluyorsunuz konuşurken. Kimsenin dalına basmıyorsunuz. Ki zaten öyle de olması gerekir.
Birbirine komşu şehirler arasında mesela, biraz konuşturduğunuzda oraların sakinlerini, içten içe bir garez vardır. En kahraman, herkesin kendi şehridir. Diğeri, kendi şehrinin az ilerisinde altı üstü, yakıncacık o şehrin insanı ise o denli kahraman değildir. Diğer şehre göre de bu şehir kendileri kadar iyi değildir. Az uğraşsanız, bu tip yan yana şehirlerde meydan savaşları çıkartabilirsiniz, çok da az uğraşarak.
Birbirlerinin şivelerini gülünç bulurlar mesela karşılıklı Düğün adetlerini anlaşılmaz bulurlar. Yozgat'ta her düğün üç gün sürer. Öyle baştan savma bir üç gün de değildir bu; dolu dolu yenilen içilen bir düğündür. Ve üç gündür. Bu, elbette komşu şehirlerce anlaşılmaz bulunacaktır; espri konusu edilecektir. Ha keza, Yozgatlı da o şehirle ilgili bir gülünecek şey bulur kendisine Mesela, Kayserililer çok pekmez tüketirmiş; pekmez akıllı denilecektir; elbette Kayserili birinin olmadığı yerde
Karaman'da kaldığım zamanlar, en çok mahalli sözcükler çektiydi ilgimi. Kapıyı kapat demezler, şu kapıyı kaktırıver derler. Hele bir konuşma esnasında, karşımdakine Seni gidi seni dedim ki az daha kavga çıkacaktı. Meğer, gidi kelimesi pek de hoş bir mana taşımıyormuş orada. Ogün bugün kullanmam hiç gidi lafını. Neme gerek
Antepli Maraşlıyı, Maraşlı Antepliyi hazetmez mesela. Ekonomik yönden de birbirlerini etkileyecek faaliyetlerden çekinmezler,kaçınmazlar. En tahsillileri bile az çok bulaşmıştır bu hissiyata; kolay aşamamıştır.
Sosyolojik, hatta psikolojiden de faydalanarak sosyolojik bir irdeleme yapılabilir. Biz şöyle bir üzerinden geçiyoruz. Farklı ırk kökeninden gelmeyenler arasında bile oluşturulabilecek bir kavga ortamı vardır. Uyur bir şekilde durur öylece. Az bir kaşımayla, Allah muhafaza, hayata döndürülebilir.
Benzer insanlar bile, farklı şehirlerde olmanın farklılığını hazmedememişken, bir de ayrı kökenden insanlar var. İnsan, kavga ortamı yaratmadan yaşamayı, yaşadığı savaş yıkımlarına rağmen öğrenemedi. Farklılıklarını kabullenemedi.
Aynı güneşle aydınlandığını, aynı mehtaba türkü yaktığını hatırlayamadı. Acılarının aynı, gülmelerinin aynı olduğunu kavrayamadı. Bitmez bu kavgalar, demek de istemiyorum ya