Fazla tüketilen kırmızı etin böbrek taşı oluşumuna zemin hazırladığını söyleyen Medical Park Bahçelievler Hastanesi Üroloji Uzmanı Doç. Dr. Fatih Kurtuluş, taşa karşı domates ve ıspanağın da ölçülü tüketilmesini önerdi.
Doç. Dr. Fatih Kurtuluş taş hastalığıyla ilgili şu bilgileri verdi:
Antik çağdan beri varlığı bilinen taş hastalığının toplumda görülme sıkılığı yüzde 10-15'tir. Ülkemiz ise taş hastalığının sık rastlanıldığı bölgelerden biridir. Özellikle kuru ve sıcak havanın hakim olduğu, su tüketiminin az, protein ve tuz tüketiminin fazla olduğu bölgelerimizde sıklığı daha da artmaktadır. Modern tıbbın primer amacının toplumu hastalıklardan korumak olduğunu düşünürsek, taş hastalığı için önlenebilir risk faktörleri olan beslenme alışkanlığı, yaşam tarzı ve sıvı alımının düzenlenmesi bir sağlık politikası olmalıdır. Bu yüzden 'doğum sancısı'ndan bile şiddetli olduğu ifade edilen bu hastalığı geçiren hastaların neredeyse tamamı, gelecekte taş oluşumunu engellemek için beslenme düzeni önem taşır.
Et tüketiminin had safhalara çıktığı sofralar böbrekleriniz için büyük risk oluşturuyor. Aşırı et tüketimine bağlı yüksek hayvansal protein alımı taş oluşumunu kolaylaştırıyor. Çünkü idrarda kalsiyum, oksalat ve ürat atılımı artıyor ve idrardaki koruyucu madde sitrat azalıyor. Bu nedenle özellikle bünyesi böbrek taşı oluşumuna yatkın olan kişilerin beslenme tarzlarına ayrı bir önem vermeleri gerekiyor.
DOMATESİ ÖLÇÜLÜ TÜKETİN
Beslenme alışkanlıklarına dikkat edildiği takdirde böbrek taşlarının oluşma veya mevcut taşların büyüme riskleri azaltılabilir. Oksalattan zengin besinleri ölçülü tüketin: Taşların büyük bir çoğunluğu aynı zamanda oksalat içeriyor. Ispanak gibi koyu yeşil yapraklı sebzeler, bamya, çilek, domates, armut, kuruyemiş, çay, kahve ve çikolata gibi birçok yiyeceğin içinde bol miktarda bulunan oksalat maddesi ayrıca vücut içinde de üretiliyor. Bu tür yiyeceklerin makul miktarlarda tüketilmesinde fayda var.
TUZLUĞU SOFRANIZDAN KALDIRIN
Hastalar, ideal kilolarına ulaşmak için düşük kalorili diyetlerle kilo verme konusunda cesaretlendirilmelidir. Hastalara, günlük idrar miktarı 2 litre olacak şekilde su içme konusunda ısrar edilmelidir. Yatmadan önce 500 ml su içilmesi önerilmelidir. Suyun yerini almamak kaydıyla diğer sıvılar tüketilebilir. Hayvansal protein alımı sınırlandırılmalıdır. Hayvansal proteinleri fazla tüketenlerin idrarlarında kalsiyum, oksalat ve ürat gibi maddelerin miktarı artarken taş oluşumu için koruyucu bir madde olan sitratın miktarı azalıyor. Et, balık, tavuk, yumurta, süt ve süt ürünlerinden alınan protein 50-60mg/gün' ü aşmamalıdır. Aşırı tuzlu peynirlerden uzak durulmalıdır. Fazla tuzlu beslenenlerde de idrarla kalsiyum atılımı artıyor. Kalsiyum idrarla atılırken idrar yollarında çöküp böbrek taşlarına neden olabiliyor. Bu nedenle taş hastalığına yatkınlığı olan hastalarda tuz tüketimini mutlaka azaltılmalı, aşırı tuzlu besinlerden kaçınılmalı, yemeklerin içinde bulunan makul orandaki tuzla yetinilmelidir.
GÜNDE 2 BARDAK LİMONATA
İdrarda sitrat maddesi taş oluşumuna karşı koruyucu etkiye sahiptir. Limonata sitrattan zengin içecek olduğu için bu içeceği düzenli olarak tüketmek taş oluşumuna karşı etkilidir. SABAH