Yıl 2017 ve yine bir Ramazan ayındayız tüm İslam alemine hayırlı olmasını dilediğimiz ,bu ay akla zarar soruların çözümlenememesi nedeniyle her sene kaldığı noktadan devam emektedir. 2071 yılında aynı soruların devam edeceğine hiç kuşkunuz olmasın. Bu çözümü imkansız soruları getirip Amerika veya Avrupa Birliği ülkeleri kucağımıza atmıyor .
"İmsak saatlerinin belirlenmesinde fecr anını son derece duyarlı hassas cihazlarla tespit ettik. Saniye mertebesinde duyarlı sonuçlar elde ettik. Bir tereddüde meydan yok. Bu konuda iddiada bulunanlar hiçbir bilimsel veriye dayanmadan konuşmaktadır." Fecr konusunu açıklamaya bakılırsa daha yeni çözdük, yıl 2017.
Her yıl olduğu gibi televizyon ekranlarında kontrolsüz türeyen hocaların sayesinde ilginç soru ve sorunlarla karşı karşıya kalınacaktır. Bu kadar çelişkinin gün yüzüne çıkmasının tek sorumlusu Diyanet İşleri Başkanlığıdır.
Yıl 365 gün ve 12 ay, Her nedense bunca zaman içerisinde bir Ramazan ayı boyunca sorulan sorulara cevap bulunmaz, bir açıklama yapılmaz veya açıklama yapıldıysa eğer her kanalda baş gösteren İslam alimleri ! ne bir çeki düzen verilmezse bunun sorumlusu olarak programları izlemek zorunda kalan halk gösterilemez.
Tarikatlar,cemaatlerin kendi düşüncelerinde ki İslam anlayışı ön plana çıkartır ve bunlar kontrol altına alınamazsa, bir gün onları kontrol altına alan birileri çıktığında senin elinde ne Diyanetin nede dinin kalır.
Ne kadar özel kanal var ise hepsinin kendisine ait bir din bilgini ve yaklaşımı var, İslamiyet’in tüm sorunları halledilmiş gibi adam binlerce kişinin karşısında peygamber efendimizin uyurken nasıl uyuduğunu uygulamalı göstermesi tam bir komediden ibaretti.
Bir dönem devletin örtülü desteğiyle ekranlarda boy gösteren hocalar vardı. Her şeyi yeniden yorumlayan, onlara göre her şeyin yanlış olduğu ama para ve medyatik olmanın dayanılmaz hazını yaşayan ayarı kaçmış alim (! )lerin olduğu dönemde vardı bu ülkede.
İlk planda dinin olduğunu kimse düşünmesin, ilk planda nasıl daha çok izlenip para kazanırım düşüncesinde olan kanallar ve bu pastadan nasıl pay alırım diye oraya konuşmacı olarak katılan kişiler vardır. Ne kadar soru ilginç olursa o kadar reyting yaparım düşüncesi dinin önüne geçmektedir ne yazık ki.
Ve bu kepazeliğe dur denmemesi, soruların çatallaşması, dini öğrenme adına değil çıkar uğruna dini kullananlara devletin resmi kurumunun dur diyememesi ve kalıplaşmış sorunların çözülememesi bir soru işaretidir.
Aynı basının, sunduğu Ramazan programları ve her Ramazan izlediğimiz ve ezberlediğimiz filmlerde artık bize bir boşluktan başka bir şey anlatmıyor.
Ramazan ayının olmazsa olmazı o ilginç sorular, ne yersek acıkmayız haberleri, neyi nereden alırız araştırmaları, en iyi hurma hangisidir saçmalıklarının temelinde yatanda kazançtır.
Yardım programları ise olayın süsü , yardım getirilen fakir aileler, onların göz yaşının defalarca izletilmesi üzerinden kazanç sağlanmasının Ramazan ile nasıl bir bağı olduğunu siz değerlendirin. Sanki o aileler 11 ay başka ülkede yaşıyor da sadece Ramazanları ülkemize geliyor .
Devletin ve Diyanet İşleri Başkanlığının daha etkin olması gerekmektedir.Belediyelerin Ramazan çadırı geleneklerine de bir son verilmesinin zamanı geçiyor, kaç bin kişiye verilen yemekten övünüleceğine , bir aylık iftar masrafı ile bir yıl kaç ihtiyaç sahibi aileye yardım edilir bunun üzerinde durulmasında fayda vardır.