Sağlık çalışanlarımıza saygı duyalım.
Salgın süresince sağlık çalışanlarımız mesai gözetmeksizin insanlığın kurtuluşu için mücadele içinde çaba harcıyor.
Tabi ki her meslekte olduğu gibi sağlık sektöründe de tüccar zihniyetinde olan insanlıktan çıkmış kişiler ve işletmeler de var.
Ama bir sağlık çalışanı öncelikle her zaman saygı duyulması gereken insandır.
Önyargılı olmamalıyız, çünkü öyle hekimler vardır ki fedakarlıklarının ölçüsü yoktur.
Tıpkı bu yaşanmış olayda olduğu gibi;
Bir cerrahın telefonu çalar, arayan hastane sekreteridir.
Buyurun sizi dinliyorum.
Sayın hekim, ağır hasta var, acele bütün işinizi bırakın gelin.
Geliyorum deyip hekim telaşla yola düştü.
Hekimi hastanede hastanın babası hışımla karşıladı; Benim oğlu ölüm döşeğindedir, ne için bu kadar geç kaldınız?
Sizin kendi oğlunuz olsaydı yine böyle yapar mıydınız?
Cerrah gülümsedi: Bana haber verilir verilmez acelece geldim.
Bir de unutmayın ki, hayat ve ölüm Allah’ın elindedir.
Cerrah ameliyat odasına dahil oldu.
Ameliyat iki saat sürdü.
Cerrah odadan çıkıp koridordaki babanın yanından sakince geçip gitti.
Ardından yardımcı hekim çıktı. Babaya oğlunuz yaşayacak dedi.
Baba bir an sevindi, sonra yine hiddetlenip dedi: Bu cerrah ne kadar kötü ve insafsız bir adam böyle.
Ne vardı yani, çıkarken bana iyi haberi o verseydi.
Yardımcı hekimin gözleri doldu ve adamı hayatı boyunca pişmanlığa sevk edecek olan şu cevabı verdi: Cerrah çok güzel insandır. Onun oğlu otomobil kazasında bugün vefat etti. Biz onu defin merasiminden çağırdık.
Oğlunun defin merasimini yapamadan sizin oğlunuzun şifasına vesile olmak için hastaneye geldi.
Yüreğin sadece kendinden olana yanıyorsa “ İNSAN” değilsin. Ve en önemlisi önyargılarımızı yıkmak zorundayız…