Fitne ve fesat, toplum düzenini bozan olumsuz insan davranışlarıdır. Fasıklara inanılmaması gerektiğini bildiren Yüce Allah, fıskı ve fitneyi haram kılmıştır.
Fesat, Allah c.c’ın taksimatına razı gelmeyen kişidir. Sahip olduklarıyla değil, başkalarında olanlarla ilgilenen kimsedir. Daha fazlasına sahip olma heyecanında değil, başkasının elinde bulunanın gitmesini isteme yolundadır.
Fesat, hem kendisini hem de toplumu rahatsız eder. Ruhen hasta, sosyal olarak da yalnız kimsedir. Fesatlık, doğruları gizlememek, yalanlarla birlikte yanlışları öne sürmekle de kendini gösterir.
“Rivayet edilir ki, günün birinde bir adam köle pazarına bir köle almak için gider. Araya araya sonunda kendine bir köle bulur.
Köle satıcısı, adama "Bu köle güçlü kuvvetlidir, her istediğini yapar fakat fesat bir kişiliği vardır, çünkü kabilesi söz taşıma gibi kötü bir huyla bilinir" dedi. Adam, "Bir şey olmaz, onun fesatlığı bana dokunmaz." deyip köleyi satın alır.
Git zaman gel zaman bu köle sahibine öyle bir güven duygusu verir ki, sahibi ona (çocukları olmadığı için) öz çocuğu gibi davranır. Ona birçok ikramda bulunur, onu ağır işlerde çalıştırmaz.
"Can çıkar, huy çıkmaz" kaidesi gereğince bu kölenin bir gün fesat damarı kabarır ve bir fitne çıkarmayı düşünür.
Sahibinin evde olmadığı bir zamanda bu köle, sahibinin karısının yanına giderek, "Senin kocan seni başka bir kadınla aldatıyor. Yakında seni boşayıp onu alacak. Dikkat edersen ticarete gidiyorum diyerek, seni aldatıyor. Ama ben bu durumdan hem seni hem de kocanı kurtarabilirim. Ben eskiden büyü işleriyle uğraşırdım. Sen bana kocanın boğazının altından birkaç tel sakalından getirirsen, ben bir büyü ile kocanı o kadından kurtarırım" demiş.
Öbür taraftan da sahibinin yanına giderek, "Karın seni aldatıyor. Sen uykudayken seni öldürecek. Eğer inanmıyorsan eve git uyuma numarası yap, göreceksin ki seni öldürmeye yeltenecek." Deyip sahibini kandırdı. Sahibi kölesinin dediklerinin doğru olup olmadığını anlamak için eve giderek uyuma numarası yapar. Kadın da kocasının uyuduğunu zannederek elindeki bıçakla kocasını boğazından birkaç tel sakal almak için yaklaştığında, kocası yerinden fırlayarak, karısının elindeki bıçağı alarak karısını öldürür. Karısının akrabaları gelip adamı öldürür. Adamın akrabaları da gelip karısının akrabalarını öldürür. Böylece bir "fitne" yüzünden iki büyük kabile birbirini bitirir.”
Fesatlığın uyuyan bir fitne olduğunu hatırlatan Peygamberimiz, ümmetini bu konuda uyarmıştır. Fitne ve fesadın lanetlik fiillerden olduğunu haber vermiştir. Yüce Mevla fesat çıkaranları sapık olarak tarif etmiştir.
Cehaletin yaygınlaşması, alimlerin bozulması, cahillerin fetva verir hale gelmesi, idarecilerin menfaat peşinde koşması, münakaşaların günlük konuşma dili haline gelmesi, dini hayatın zayıflaması, iyilik ve kötülük konusunda gerekli uyarıların yapılmaması gibi nedenler fitne ve fesadın ortaya çıkmasına yol açmaktadır.