Programa geniş katılım oldu.
Osmancık Türk Dil ve Edebiyat Derneği'nde belirli periyotlar halinde yaptıkları "Film Okumalarını "Makas eller" filmiyle Aliya İzzetbegoviç Bilge Kral Kültür Derneğin'de gerçekleştirdi
Bilge Kral Kültür Derneği Başkanı Hüseyin Dereli; Böyle bir şeyin derneğimizde ilk defa yapılmasından heyecan duyduğunu ve böyle bir programada ilk defa katıldığını asıl duygularını program sonunda ifade edeceğini belirtti.
Türkiye Dil ve Edebiyat Derneği Osmancık Şubesi Başkanı Kazım Sekili ise:
"Samsun'a geldiğimizden andan itibaren güleryüzünüzü bizden esirgemediğiniz için hepinize teşekkür ediyorum" dedi. Ve şöyle devam etti:
"Yapılan hiçbir filmin boş olmadığını, her filmin içindeki meteforların ve objelerin bilinçaltına gönderdiği bir takım mesajlar olduğunu, meteforlarla soyut düşünmenin ne olduğunu göreceğiz.
Film okuma aslında hayatı okumaktır. Filmler bizden bir şeyler aktarıyor, bizlere bir şeyler veriyor. Son zamanlarda Milli Eğitim Müfredatına "Medya Okur Yazarlığı" adında seçmeli dersler konulmaya çalışılıyor ama bunun yeterli olmadığını düşünüyorum.
Ben burada sözü daha fazla uzatmadan "görülenin görülmeyenini göreceğiz." Filmi izledikten sonrada bunun nasıl yapıldığını arkadaşlarımla birlikte ifade etmeye çalışacağız. Şimdi sizi yönetmenliğini Tim Burton'un yaptığı, Johnny Depp, Winona Ryder, Dianne Wiest gibi ünlü oyuncuların başrollerini paylaştığı, Fantastik, Komedi, Romantik türünde ABD yapımı filmle başbaşa bırakıyorum".
Filmin hikayesi şöyle;
Film küçük bir kızın büyük annesine karın nasıl yağdığını sormasıyla başlar. Yaşlı kadın Edward'ın hikâyesini anlatmaya başlar... Bir mucit Edward'ı buluşunun bir parçası olarak yarattıktan sonra ona can vermek ister. Ne yazık ki ellerini tamamlayamadan önce mucit ölür. Sonsuza kadar tek başına kalmaya mahkûm olan Edward'ın hayatı Peg Boggs (Avon satış elemanı) ile tanışınca değişir. Peg onu evine götürür kıyafetler verir, o ve ailesi ile yaşamasına izin verir. Bir süre sonra Edward Peg'in kızı Kim'den hoşlanmaya başlar. Bu yüzden sürekli Kim'in sevgilisi ile sorunlar yaşar. Hayatını insanların saçlarını keserek ve komşuların bahçelerindeki çalılara şekil vererek geçiren Edward'ın, Kim'in sevgilisi yüzünden başı derde girer. Hırsızlık suçu ile yargılanan Edward'a artık tüm komşular sırt çevirmiş ve tek bir hatasını beklemekteydiler.
Yılbaşı gecesi Edward büyük bir buz kütlesine şekil verirken etrafa saçılan buz parçaları kar yağıyormuş gibi etrafa dağılıyordu. Kim bu manzarayı izlerken Edward yanlışlıkla Kim'in eline zarar verir. Bu fırsatı kaçırmayan Kim'in sevgilisi olayı büyüterek insanları gaza getirir, bu olay üstüne bir de Kim'in sevgilisinin, hızla gelen arabasının önünde duran Kim'in kardeşini (Kevin) kurtarırken yüzünü kanatması ve küçük çocuğun korkudan çığlık atması eklenince herkes Edward'ın oradan ayrılmasını ister sadece Peg'in ailesi Edward'ın tarafındadır. Polis insanların Edward'ı şikayet etmesi üzerine gelince, Edward ilk başta mucit ile yaşadığı kocaman ve gotik bir teması olan köşke geri döner. Kim de onun peşinden gider ve onu sevdiğini itiraf eder bu ânı Kim'in sevgilisi Edward'a saldırarak bozar.
Kim'e de zarar vermesinden sonra Edward o kadar sinirlenir ki ufak ve hızlı bir hareketle Kim'in sevgilisini öldürür ve camdan aşağı atar, bunu gören komşular iyice korkarlar. Bunun üzerine Kim, evde bulduğu bir makas el alıp köşkün bahçesine iner ve yedek makas eli göstererek Edward'ın öldüğünü, üstüne çatı düştüğünü, eski sevgilisiyle birbirlerini öldürdüklerini söyler. İnsanlar için artık konunun merak edilir hiçbir yanı kalmamıştır, bu yüzden evlerine dönerler. Kim Edward'ı yalnız bırakıp hayatına devam etmiştir.
Onun dışında kimse Edward'ın yaşadığını bilmemektedir. Film birden başa dönerek küçük kız ve büyük annesini gösterir. Yaşlı kadın Kim'in kendisi olduğunu belirten bir konuşma yapar ve Edward'ın hâlâ yaşamakta olduğunu belirtir. Pencerede yağan kar göründükten sonra hâlâ köşkte yaşan Edward ortaya çıkar ve köşkte (sokağın en yüksek yeri) şekillendirdiği buz kütlesi yüzünden bütün sokağa kar yağar. Küçük kız büyük annesine yani Kim'e neden onu ziyaret etmediğini sorunca da onu her zaman gençliğindeki gibi hatırlamasını istediğini söyler.
Film bitiminde Osmancık Milli Eğitim Müdürü Mahmut Tokel;
"Her filmin içinde bize verilmek istenen bir mesajlar metaforlarla verilir. Bu filmin ilk girişinda "kar yağışı" vardır. Kar saflığın ve temizliğin simgesidir. Ve filmde kar metafor olarak kullanılmıştır. Yani bizim aşkımız saf temizdir ama kar nasıl elimize aldığımızda eriyip kaybolacaksa bizim aşımız ve sevgimiz de filmin sonunda eriyip kaybolacaktır.
İkinci metafor ise köşkün kapısı. Çok büyük bir kapı. Sinema tekniği açısından kapı ne kadar eski ise başka eskiye açılış vardır. Yani" eskinin" içinde" eskimezlik" vardır. Her açılan kapı yeni başlangıçtır. Köşke girildiğinde bir takım resimler ve şekiller kullanılmış. Orada büyük bir saat çark vardı. Saat figürü her zaman mekanikleşmiş insanı sembolize eder. Ahmet Hamdi Tanpınarın ifadesiyle; "Saatin kendisi mekan, yürüyüşü zaman, ayarı insandır... Bu da gösterir ki, zaman ve mekân insanla mevcuttur."
Diğer konuşmacı ise;
"Filmde dikkat ederseniz Kasaba çok fazla dışarı açık olmayan başka insnaların olmadığı, kasabanın içindeki yaşayan insnalara biçilmiş ve ideal diye kabul ettirilen hayatın bu olduğu verilmeye çalışılmış.
Birde kasabanın dışında yükseklerde "ideal insna yaratılmıştır". Aşağıdaki toplum kapitalist bir toplum. Ama yukarıdaki toplum kapitalizmle kasabayı idare eden elit. Filmde "merak" konusu işlenmiş. İşleri olmayan insanların merakı dedikoduya yönelik, çalışan insanların ise merakının "araştırmaya icada yönelik" olduğu işlenmiş." şeklinde filme farklı bir bakış açısı getirdi.
Programın sonunda Aliya İzzetbegoviç Bilge Kral Kültür Derneği Başkanı Hüseyin Dereli;
bu programın bize farklı bir bakış açısı getirdiğini, kitap okuması gibi filmlerinde okumasının yapılması gerektiğini bir toplumun inşaasında filmin önemli yerinin olduğunu ifade ederek katılımcılara teşekkür etti.
Programa konuşmacı olarak katılanlara Samsun İl Milli Eğitim Müdürü Aytekin GİRGİN, Tekkeköy İlçe Kaymakamı İbrahim KÜÇÜK plaket takdimiyle program sona erdi.
Ahmet Ufuk ERKAN