Ordu Üniversitesi (ODÜ) Ziraat Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü öğretim görevlisi Yrd. Doç. Dr. Atilla Şimşek, yaklaşık 100 gram fındıktaki proteinden sağlanan enerjinin, toplam enerjinin yüzde 11.7'sine eşit olduğunu belirtti. Karbonhidrat sağlayan özelliği ile bir avuç fındığın bir öğün yemek yemiş gibi doygunluk hissi verdiğini ve uzun süre açlık hissettirmediğine dikkat çeken Şimşek, şöyle konuştu: "Fındığın içerdiği linoleik asit, kandaki pulcukların çökelmesine ve damar içi daralmasına engel olmaktadır. Fındık yağı, kalp ve damar hastalıklarının önlenmesinde, çoklu doymamış yağ asitlerinin doymuş yağ asitlerine oranı bakımından diğer yağ çeşitlerine nazaran en uygun orana sahiptir. Fındığın protein miktarı yumurta ve tahıllardan yüksek, et ve baklagillere hemen hemen eşittir. 100 gram iç fındıkla protein ihtiyacının yüzde 22'si karşılanabilmektedir. Fındıkta en fazla bulunan arginin amino asidi,koroner kalp yetmezliği riskini önlemede kan damarlarının gevşemesinde rol alan bileşiklerin sentezine yardımcı olmaktadır."
GÜNDE 100 GRAM TÜKETİN
Şimşek, fındıkta tuz oranının da az olduğunu söyleyerek "Özellikle tuz bakımından düşük beslenme programlarında ve yüksek tansiyonu olan hastalarda fındık tüketiminin fazla sorun olmayacağı da görülmektedir. Fındıkta sodyumun düşük, magnezyum, kalsiyum ve potasyumun yüksek olması, vücutta kan basıncının düzenlenmesinde rol oynamaktadır. Fındık, özellikle kemik ve diş gelişmesi için gerekli kalsiyumu süt ürünleri, pekmez, asma yaprağı ve meyveler içerisinde de bademden sonra en fazla içeren meyvedir" dedi. Fındığın kansızlık, sindirim ve solunum sistemi hastalıklarının önlenmesinde de etkili olduğunu dile getiren Şimşek, dengeli ve sağlıklı beslenme için günde yaklaşık 100 gram fındığın doğrudan veya farklı besin maddeleriyle birlikte tüketilmesinin çok faydalı olduğunu belirtti.