Salıpazarı ilçesi sınırlarında bulunan bir mağaradan bahsettiler,hem bu mağarayı hem de sonbaharın son demlerini görmek üzere kazak lardan oluşan küçük bir gurupla bu şirin ilçemize gittik.
Salıpazarı deresinin ilginç ve tabi görüntülerini fotoğrafladıktan sonra hikayesinde Türklerin, Ermeni çeteler tarafından burada yakıldığı anlatılan isli mağarayı görmeye çıktık.
Yabani ve zorlu bir tabiatın içerisinde mağaraya tırmanırken bayağı zorlandık. Manzarası ile de muhteşem olan böyle bir hazineye, bırakın yatırım yapmayı yolu gösterecek bir tabela dahi konmamış, yol sorduğumuz evin o küçük çocuğu bizlere rehberlik yapmasaydı fındık bahçelerinden geçilerek gidilen mağara yolunu bizler tarifle asla bulamazdık.
Zirveye çıktığımızda muhteşem bir manzara olağan üstü bir tabiat görüntüsü ile karşılaştık. İsli tavanıyla ve anlatılan hikayesiyle mağara gerçekten ürkütücüydü
Mağara tırmanışına Meral hanımla, Mustafa bey katılmadılar (ilçenin şirin balık çiftliği ve lokantası) olan mola istasyonunda kalarak dere balıkçılarını konu alıp çalışmayı tercih ettiler.
İlerleyen saatlerde mola istasyonunda gece çekimleri yapılırken günün bombasını Mustafa hoca patlattı ; Fotoğraf makinem kayıp feryadıyla ortalığı ayağa kaldırdı,beni ve Behçet"i sorgulamaya başladı, makinesini bizim sakladığımızı şaka yaptığımızı zannetmiş,öyle olmadığını anladığında daha da panikledi. Sonunda fotoğraf makinesi bulundu hem de nerede biliyormusunuz? Kendi çantasında, peki makineyi oraya kim koymuş? Tabi ki kendisi
Salıpazarı ilçesi doğal güzellikleriyle harika, cennet gibi ama yatırım sıfır
Her şeye rağmen olağanüstü doğal güzelliği görülmeye değer.