Gazeteci-yazar Ragıp Zarakolu'nun tutuklanmasıyla birlikte, Türk Ceza Kanunu ve Terörle Mücadele Kanunu'nun basın ve ifade özgürlüğünü kısıtlayan hükümlerinden dolayı cezaevlerinde olan tutuklu ve hükümlü gazeteci sayısı 64'e ulaştı.
2009 yılının başından bu yana geçen 3 yıla yakın süre içinde cezaevlerine giren gazeteci sayısı 110'u geçti.
Halen çok sayıda gazeteci ve medya kuruluşu hakkında hapis veya para cezası talebiyle açılmış 10 bin dolayında soruşturma ve dava bulunmaktadır.
Ortaya çıkan bu vahim tablo karşısında, 94 gazeteci meslek örgütünün bir araya gelerek oluşturduğu Gazetecilere Özgürlük Platformu tarafından bir yılı aşkın süredir Gazetecilere Özgürlük kampanyası yürütülmektedir.
Bülent Hakan Altuncu'nun Objektifi
Bu kampanyanın bir parçası olarak, cezaevlerindeki gazetecilerle dayanışmayı gösterebilmek ve onları cezaevlerinde unutturmamak amacıyla Kurban Bayramı öncesinde uluslararası düzeyde bayram kartı gönderme etkinliği başlatıldı.
Yine Avrupa'daki gazeteci örgütleri, 5 Kasım Gazetecilik İçin Ayağa Kalk günü dolayısıyla kendi ülkelerinde düzenleyecekleri etkinliklerde, Türkiye'deki basın ve ifade özgürlüğü mücadelesine ve cezaevlerindeki gazeteciler meselesine dikkati çekecekler.
Gazetecilere Özgürlük Platformu da, Gazetecilik İçin Ayağa Kalk Günü dolayısıyla, 4 Kasım'da İstanbul'da kitlesel basın açıklaması yapılacak. Tüm basın emekçilerini; herkes için basın özgürlüğü mücadelesine destek olmaya ve basın açıklamasına katılmaya çağırıyoruz. Saygılarımızla.
Türkiye Gazeteciler Sendikası
Gazetecilik İçin Ayağa Kalk
Gün ve Saat : 4 Kasım 2011, Cuma, 14.00
Yer : Galatasaray Lisesi önü / İstanbul
O ÖNDERDİ
Muzaffer Önder dün mezarı başında anıldı. O ise huzur içide yattığı yerden kendisi için ağıt yakanlara gülüyor sadece. Işıklar içinde yat başkanım.
KALEM SİZDE
Samsun'un sağlık kenti ve sağlık üssü olacağı, çevredeki 4 ilde 2.5 milyon nüfusa hitap edeceği sık sık gündeme getiriliyor. Sağlık üssü kavramı; ABD de neoliberal politikanın, sağlığı ticarete açma alanı olarak tanımladığı sistemde, kullandığı piyasa argümanıdır. Sağlığın hak olmaktan çıkarılıp, alınıp satılabilir mal -meta- haline dönüştürülmesinin adıdır. Amerikan sağlık sistemi tüm vatandaşlarına eşit bir sağlık hakkı sunmakta mıdır? Bu sorunun cevabı ve analizi Samsun Ve Türkiye için önemlidir.
(Dr. Cem Şahan)
****
Biz abartıyı çok severiz ya da çok farklı bakış açılarımız vardır.'Tükrüklü dilim Bakır telleri yalıyor/oturak istiyorum dinamolar üzerinde' diyen şairimize mühendislik dehası olarak gören yorumlar yapıldığı gibi, çok uçuk bulanımız da oluyor. Ama ben Ferhat'ın aşkı için dağlar deldiğini ve su getirdiğini biliyorum. O aşka ve öyle aşk yaşayanlara saygı duyuyor ve şapka çıkartıyorum. Sevgili
ve güzel insan Şevki bey
(Reşat Kılıçarslan)
Tanıdınız mı?
EMİR BALIK MARKET KATKILARIYLA
Samsunluyu balık-ekmeğe doyuralım kampanyamız tüm hızıyla sürüyor. Şimdi size bir fotoğraf sunacağız. Fotoğraftaki yeri soruyuz. Onu bilmeniz oluyor tek isteğimiz. Dün sorduğumuz fotoğraf Ladik Akdağ Kayak Merkezi idi. Fotoğrafı doğru bilen iki arkadaşımız çıktı. Osman Akyüz, Selçuk Çapan ve Selim Kaptan oldu. Emir Balık Market Restoran'da Balık-Ekmek ziyafeti için kartı bizde kendilerini bekliyor. Siz bugünkü Fotoğrafı tanıdıysanız cevaplarınızı Saat 17.00'e kadar bekliyoruz. sevkiyldrm@yahoo.com veya info@dengegazetesi.com.tr Tel: 420 04 28 Emir Balıkçılık tel: 435 50 51
Günün Fotoğrafı
KOD ADI: N.Ç.
13 yaşındaki N.Ç. 2002'de aralarında kaymakamlık yazıişleri müdürü, bir yüzbaşı, muhtar ve korucuların da bulunduğu 26 kişinin aylarca cinsel istismar ve tecavüzüne maruz kalmıştı.N.Ç. yaşadıklarının ardından 2003'te yerleştirildiği Adana Kız Yetiştirme Yurdu'ndan kaçarak avukat Eren Keskin ve insan hakları aktivisti Leman Yurtsever'in yanına gitmiş.
N.Ç. şu anda 21 yaşında liseyi bitirmiş bir genç kız. Kendisi 'Benim canımı çok acıttılar. Ben artık canımı acıtmalarına izin vermeyeceğim' diyerek yaşananları takmamaya çalışıyor. Çünkü geleceğe ilişkin ne zaman bir şeyler planlasa karşısına hep bu olay çıkıyor. Bu da işkencenin bir başka biçimi. 9 yıldır sürekli olarak yüzleşmek zorunda kalıyor. Ne zaman hayatına dair bir şeyler yapmaya çalışsa televizyonlarda, gazetelerde, kamuoyunda bu olaylar yer almaya başlıyor ve onu tekrar tekrar yaralıyor. Şimdi bunun önüne geçmek için kararlı. Bu yüzden bu konuyla ilgili ne demeç veriyor, ne konuşuyor anılmak bile istemiyor.
N.Ç. bu süreçte bir çok psikiyatristten destek aldı. Ancak N.Ç.'ye destek veren bir psikiyatrist anlatılanları kaldıramadığı için başka bir psikiyatristten destek aldı. N.Ç. çok ağır bir vaka olduğu için psikiyatrist de destek alarak baktı. N.Ç. bu psikiyatristten çok memnundu.Yargıyla ilgili olarak 'ben bu adaletsizliği kendi vicdanımda zaten mahkum ettim. Benim adalete şimdiye kadar güvenim olmadı. Sonuç olumlu da olumsuz da çıksa bu adalet zaten bana yapacağını yaptı' diyor.
GÜZEL SÖZ
Dâhilerin yüzde biri hüner, yüzde doksan dokuzu da terdir.
Thomas Edison
HADİ BİLİN BAKALIM!
Neden, erkeğin telefonda kadına çirkin şeyler söylemesi suçtur da, aynı şeyleri, kadının erkeğe söylemesinin dakikası 2.5 eurodur?..
EVLİ-LİK
Evliliğin ilk haftasında..
Erkek: Ah! Rüyam nihayet gerçek oluyor!!
Kadın: Senden ayrılmamı ister misin?
Erkek: Hayır! Bu soruyu sakın bir daha sorma!.
Kadın: Bana âşık mısın?
Erkek: Hem de nasıl..
Kadın: Beni terketmeyi düşünür müsün?
Erkek: Asla!..
Kadın: Beni öpmek ister misin?..
Erkek: Defalarca..
Kadın: Kızarsan beni tokatlar mısın?..
Erkek: Asla! Aklına bile getirme..
Kadın: Sana güvenebilir miyim?
Erkek: Evet..
Kadın: Aşkımmm!..
Evliliğin onuncu senesinde..
Lütfen konuşmayı bu kez aşağıdan yukarıya okuyunuz!
(Aydın Uluçam'dan alınmıştır)
BİDON
Karadeniz'i bidonla temizleyeceklermiş. Proje kapsamında ilk aşamada 3 bin adet bidon muhtarlar aracılığıyla evlere dağıtılacakmış.
SAMSUN Deniz Temiz Derneği Karadeniz Bölge Koordinatörü Tuncer Üçüncüoğlu 1 litre kızartma yağının, 1 milyon metreküp deniz suyunu kirlettiğine dikkat çekerek ev ve restoranlarda kızartma sonrası ortaya çıkan yağ atıklarını bidonlarla toplayacaklarını söylemiş. Üçüncüoğlu, ülkemizde yılda oluşan 100 bin ton atık yağın ise ancak 7 bin tonunun toplandığını vurgulamış. Çevre ve Orman Bakanlığı'nın verilerine göre Türkiye'de yılda toplam 1.7 milyon ton bitkisel yağ tüketiliyor. Oluşan yaklaşık 100 bin ton atık yağ ise lavabo ve çöp yoluyla denize akıyor. Deniz Temiz Derneği (TURMEPA) Karadeniz Bölge Koordinatörü Tuncer Üçüncüoğlu, bu 100 bin ton toplanabilir atık yağında sadece 7 bin tonunun toplandığına dikkat çekerek, "Ev ve restoranlarda kullanılan kızartma yağ atıkları, kirliliğe yol açan ve başta balıklar olmak üzere tüm deniz canlılarını tehdit eden çok büyük bir çevre düşmanıdır" demiş. Karadeniz'de atık yağ sebebiyle yaşanan kirliliğin önüne geçmek için hazırladıkları proje kapsamında ilk aşamada 3 bin adet atık yağ bidonun muhtarlar aracılığıyla evlere dağıtılacakmış. Üçüncüoğlu, "Vatandaşlarımız kızartma yağlarını lavabo ve çöp yoluyla atmak yerine verdiğimiz bidonlarda biriktirecekler. Bizde kuracağımız ekip ile belirli aralıklarda bu evleri ziyaret ederek biriktirdikleri atık yağları onlardan alacağız. Biriktirilen yağları lavabo yada çöple denize ulaşmadan toplayacağız. Atık yağları daha sonra biyoyakıt firmalarına vereceğiz" diye konuşmuş. Hayırlı olur inşallah.
HAYYAM'DAN
Yaşamak elindeyken bugüne bugün,
Ne diye bırakır, yarını düşünürsün?
Geçmiş, gelecek, kuru sevda bütün bunlar;
Kadrini bilmeğe bak avucundaki ömrün.
SENİN AT ARADI!
Karı koca kahvaltı yaparken kadın bi anda elindeki tavayı kocasının kafasına geçirir.Ne oldugunu anlamayan kocası şaşkınlıkla durumu sorar. Kadın "Dün pantalonunu yıkarken içinde üstünde Çigdem yazan birkağıt buldum." Bunun üzerine kocası "Karıcım O geçen gün üzerine bahis oynadıgımız Atın ismiydi" der. Bu açıklamayı yeterli bulan kadın pürneşe kahvaltısına devam eder. İki gün sonra yine kahvaltıda bu sefer daha büyük bir tava ile Kocasının kafasına öyle bir vurur ki, koca bir kaç dakika kendini bilmeden masa üstünde bayılarak yatakalır. Ayılınca karısına, "Bu sefer neden vurdun" der. Kadın cevap verir.. "Dün senin at aradı."