Tekkeköy Belediye Başkanı Hayati Tekin'in 90 yaşındaki annesi Cemile Tekin dün defnedildi. Rahmetli Cemile Tekin ilk mübadillerden imiş ve bir yaşında iken Yunanistan'dan Samsun'a gelmiş. Bunu Hayati Başkan İlkadım Belediye Başkanı Necattin Demirtaş ile Canik Belediye Başkanı Osman Gemç'e annesinin tabutu başında iken anlattı.
Kalp yetmezliği sonucu hakkın rahmetine kavuşan Cemile Tekin için Çırakman Camii'nde cenaze namazı kılındı. Cenazeye o kadar çok kişi katıldı ki bu tablo Hayati Tekin'in ne kadar sevildiğinin bir göstergesiydi. CHP Samsun Milletvekili İhsan Kalkavan, Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz, Canik Belediye Başkanı Osman Genç, Atakum Belediye Başkanı Metin Burma, İlkadım Belediye Başkanı Necattin Demirtaş, Yakakent Belediye Başkanı Burhan Bayrakdar, İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Aslan Karanfil, Gazi eski Belediye Başkanı Vedat Yılmaz ve sevenleri katılırken, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da çelenk göndermiş.
Pekii gazetecisavar (!) başkan başlığı neyin nesi şimdi diyeceksiniz? Thamate Çerkes toplumsal yapısında önemli bir yere sahiptir. Thamateler toplumsal düzenin doğal temsilcileridir. Thamate eğlenceyi, düğünü, toplantıyı, herhangi bir elçi grubunu temsil eden ve yöneten kişidir. İsmail Berkok, Tarihte Kafkasya adlı kitabında Rus şairi Puşkin'in Thamateler için "Davranış olarak demokrat kalben aristokrat" dediğini kaydediyor. Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz Hayati Tekin'in annesinin cenazesinde kendini Thamate yerine koyuyor ve cenaze namazı öncesi fotoğraf çekerek görüntü almaya çalışan gazetecileri "Çocuklar" diye başlayan sözlerle inceden azarlıyor. "Biz burada şov yapmıyoruz. Hep böyle yapıyorsunuz. Sürekli fotoğraf çekmenize gerek yok. Arşivleriniz için görüntü aldınız yeter artık" sözleriyle gazetecileri tabutun bulunduğu alandan uzaklaştırmayı başarıyor. Gazetecilerin görev alanlarına müdahale etmeyi de üstüne görev sayan Gazetecisavar (!) Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Bey'in bu davranışı geniş bir yankı buldu tabii ki. Ve elbette "İşte başkan dediğin böyle olur. Allah seni başımızdan eksik etmesin! Baş belası(!)gazetecileri ne güzel de kovdun" diye konuştu cemaatı müslimin. Önemli bir kısmı da "Thamate moşthe huğrep" dedi
AKDAĞ SU VARKEN
Ladik Akdağ Doğal Kaynak Suyu, Samsun'un Ladik ilçesinin Akdağ eteklerinde bulunan Soğanlı Köyü Yaylasında rakım 1340 metrede yeryüzü ile buluşuyor.
Kaynağın çevresinde suyu kirletici, hijyenik ortamı bozucu herhangi bir yerleşim yeri veya sanayi bölgesi ya da kirletici herhangi bir unsur bulunmuyor.
Günümüzde su içme ihtiyacımızı; pet şişeler ve halk tabiri ile damacana ile gideriyoruz. Şehir şebeke sularına olan güven çelişkisi ve sudan almak istediğimiz damak tadı bu tercihlerimizi oluşturuyor. Sağlık ve damak tadımız için para verip su alıyoruz. Asla her su; içindeki mineral, diğer maddeler ve içim hoşluğu açısından aynı değildir.Biliyorsunuz, ya da bilmelisiniz. Ladik Akdağ Doğal Kaynak Suyu Sağlık Bakanlığı analiz sonuçlarına göre hem Bakanlığın hemde Dünya Sağlık Örgütünün kıstaslarına uygundur. "Samsun'da var, Samsun için al" diye bir kampanya vardı ya hani. Bu kampanya bitmiş değil. Aslında bu bir kampanya değil, Samsunlu'nun felsefesi olmalıdır. Biz sizlere zaman zaman bunlarla ilgili hatırlatmalarda bulunacağız. Lütfen sizlerde girdiğiniz lokantalarda, ya da bulunduğunuz ortamlarda içtiğiniz suyun Akdağ olmasına dikkat edin. Akdağ değilse sorun "AKDAĞ Suyu varken neden bunu kullanıyorsunuz" deyin. Bu Samsunun diğer öz ürünleri için de geçerli. Ahenk dururken başka çikolata almak, vergisini başka yerlerde ödeyen firmaları kazandırmak neden? Şehrimizin ışıl ışıl olan renklerine sahip çıkalım onları koruyalım, yüceltelim. Yanlış mı düşünüyorum?
GÜZEL SÖZ
'Bir erkek, aşık olmadığı sürece her kadınla mutlu olabilir.'
Oscar Wilde
BİLENLE BİLMEYEN
Bilmeyen ve bilmediğini bilmeyen zararlıdır,
ONDAN SAKININ.
Bilmeyen ve bilmediğini bilen bir öğrencidir,
ONA ÖĞRETİN.
Bilen ama bildiğini bilmeyen uykudadır,
ONU UYANDIRIN.
Bilen, bildiğini de bilen ve öğreten akıllıdır,
ONU İZLEYİN.
ATTA GİDECEĞİZ
Azrail Temel'in canını almak için gelmişti.
Temel hemen bir çare buldu. İsaret parmağını
ağzına sokup, ağuk guğuk sesleri de çıkararak bebek taklıdı yaptı.
Azrail durumu anlamış ve Temel'in oyununu bozmamış, gitmiş.
Ertesi ve daha ertesi günü Temel yine aynı numarayı yapmış ve kurtulmuş.
Hatta daha ileri giderek kendisine birde emzik bile almış. Azrail yine gelmiş, Temel hemen yerde emeklemeye baslamış. Azrail Temel'e :
-Temel gel attaaaa gideceğiz.
FIKRA DEĞİL GERÇEK
Nazi Almanya'sında papaz Martin Niemöller'in günlüğünden:
Önce sosyalistleri topladılar, sesimi çıkarmadım; çünkü ben sosyalist değildim.
Sonra sendikacıları topladılar, sesimi çıkarmadım; çünkü sendikacı değildim.
Sonra Yahudileri topladılar, sesimi çıkarmadım; çünkü Yahudi değildim.
Sonra beni almaya geldiler; benim için sesini çıkaracak kimse kalmamıştı.
KASIRGAYI NASİ ÇİKARTTUN?
Temel aşk gemisinde elinde viski, yanına bir Amerikalı oturmuş, o da bir viski söylemiş sohbete başlamışlar.
Temel: "Penum faprigalarum, sanayi desislerum varidu. Pir yangın çiktu hebisi pirden yandi. Haçan pen de sikortadan parayi aldum; tekrar uğraşacak takadim kalmadu, yiyip içup kezeyrum" demiş.
Amerikalı: "Benim de okyanus kenarında sahil boyunca bir restoran zincirim vardı. Bir kasırga çıktı, hepsi uçtu yok oldu. Ben de sigortadan parayı aldım, ve aynen ben de yiyip içip geziyorum" demiş.
Temel'in gözleri dalmış gitmiş. Söyleneni duymaz, anlamaz olmuş. Amerikalı dürtmüş,
"Ne oldu?"
Temel: "Ula sen kasirgayi nasi çikarttun daa?
"