Gazze'de yaşananalar, bizzat olayların tanıklarının ağzından anlatılıyor. Abluka altında ve İsrail saldırıları sırasında Gazzelilerin yaşadıklarını anlattıkları mektuplara yer veren siteyi her gün, tüm dünyadan milyonlarca kişi ziyaret ediyor. İşte yaşananların anlatıldığı birkaç mektuptan sadece biri.
RÜZGAR OLMAK İSTERDİM
Küçük bir çocukken rüzgar olmak isterdim. Rüzgar gibi güçlü bir şekilde hissedilebilen ama görülemeyen bir şey olmanın ne kadar harika bir duygu yaşatacağını düşünürdüm. Rüzgar sınır ya da vize tanımaksızın tüm ülkeleri gezer. Dünyanın tüm harikalarını görür, gülen yüzleri, bir bebeğin ağlamasını, eğlenceleri, mutluluğu, çocukların kahkahalarını ve şakalarını taşır. O her düğüne davetlidir; sevda öpücüklerini ve rüyaları taşır.
Ancak bugün, rüzgar korku dolu çığlıklar taşıyor. Kulaklarımda uğulduyor ve ölü ya da diri herkesi uyarıyor. Güneşten ışığını karartmasını ve bulutlardan matemine katılmasını istedi. Yaprakları, otları ve var olan her yaratığı haykırmaya çağırdı; onlar da bu çağrıya uydu. İnsanlar evlerine koşuşturdular, pencerelerini kapattılar çünkü dünyanın neden çığlık çığlığa bağırdığını ve rüzgarın neden ağladığını anlayamıyorlar. Evlerinin içinde bile her yer başa çıkamayacakları kadar gürültü ve kavrayamayacakları kadar gerçek. Rüzgar kapılarını dövüyor ve camları parçalıyor.
Rüzgar, dünyanın bu komaya girmiş parçasında öfkesini kustukça, çürümüş kan kokusu ve gözyaşları genzimizi yakıyor. Dünya korku ve utanç içinde kendi kabuğuna çekilirken, sadece siyahlara ve öfke ve onurla beni ısıtan kefiyeme bürünüp dışarı çıkıyorum ve arkadaşım rüzgara katılıyorum. Dünyanın kulak parçalayan seslerine rağmen sadece oturup bekliyorum. Çünkü beni yalnızca rüzgar anlıyor.
Hebatullah Isa