GDO yönetmeliği fiyasko!

Danıştay'ın GDO içeren ürünlerle ilgili yönetmeliğin bazı maddelerinin yürütmesini durdurduğunu söyleyen Ziraat Mühendisleri Odası Samsun Şube Başkanı Prof. Dr. Zeki Acar, "Çıkarılan yönetmelik tam anlamıyla bir fiyaskodur" dedi

Danıştay 10. ve 13. Daireleri Müşterek Heyeti, Genetiği Değiştirilmiş Organizma içeren ürünlerle ilgili yönetmeliğin bazı maddelerinin yürütmesini durdurdu.
Bir vatandaş, 26 Ekim 2009 tarihli "Gıda ve Yem Amaçlı Genetik Yapısı Değiştirilmiş Organizmalar ve Ürünlerinin İthalatı, İşlenmesi, İhracatı, Kontrol ve Denetimine Dair Yönetmelik"in iptali ve öncelikle 11. ve 20. maddelerinin yürütmesinin durdurulması istemiyle Danıştay'a dava açmıştı. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, tartışmalı Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar (GDO) yönetmeliğinde bazı değişiklikler yapmış, ancak bu düzenleme de tepkileri dindirmeye yetmemişti. Gerekçede, gıda ve yem amaçlı genetik yapısı değiştirilmiş organizmalar ve ürünlerin ithalatı, işlenmesi, ihracatı, kontrol ve denetimi konularının çıkarılacak bir yasayla düzenlenmesi gerektiğine işaret edildi.
YÖNETMELİK HUKUKEN YANLIŞ BİR KARARDI
Konu ile ilgili görüşlerine başvurduğumuz Samsun Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Prf. Dr. Zeki Acar, "Ziraat mühendisleri şubelerimiz ve Genel Merkez'imiz olarak yönetmeliğe başından beri karşı çıktık. Karşı çıkma nedenelerimiz 2 maddeden oluşuyordu. Bunlardan birincisi ve en önemlisi şuydu; bir biyogüvenlik yasası olmadan böyle bir yönetmeliğin çıkarılması etik anlamda da hukukende yanlıştı. Yönetmelikler kanunlara dayalı olarak çıkarılır. Türkiyeye GDO'lu ürünlerin girişini denetleyecek bir biyogüvenlik yasası yoktur. Yasa olmayan bir durumda Tarım Bakanlığı karşımıza öyle bir yönetmelikle çıktı ki, gerekçe olarak da bekleyemezdik deniliyor. GDO'lu ürünler 1994'ten bu yana gündemde 1998 yılından bu yana da Türkiye'ye girdiği biliniyordu. 1998'den 2009'a kadar 11 yıl beklendi. Bu 1 yıllık süre içersinde Tarım Bakanlığı oldu bittiye getirecek bir yönetmelikle değerlendirmek yerine kanunu uygun bir şekilde hazırlayarak değerlendirebilirdi" dedi.
BU YÖNETMELİK BİR FİYASKODUR
Yaşanan durumun Tarım Bakanlığı açısından tam bir fiyasko olduğunu da sözlerine ekleyen Acar, konuşmasının devamında şu ifadelere yer verdi: "Bu durum Tarım Bakanlığı açısından bir fiyaskodur. Biz çıkan GDO Yönetmeliği'ni her platformda eleştirdik. Eleştirdiğimiz konulardan birisi GDO'lu olmayan ürünlerin üzerine GDO'suz üretim diye yazılamasıydı. Bu daha sonra yapılan bir değişiklikle önce Bakanlık yetkilileri ardından da Bakan bunu savundu. Daha sonra bu konunun yanlışlığı kamuoyunun baskısıyla ve bizlerin bunu dile getirmesiyle bazı değişiklikler yapıldıb Bir başka konu, eğer ki GDO'lu ürün yüzde 0.9'dan daha fazla GDO'lu materyal içeriyorsa 'bu GDO'ludur' diye etiketlenecekti. Bununda yanlışlığı dile getirilmişti. Bu konuda bunun ölçüsü nedir diye Ziraat Mühendisleri Odası olarak eleştirilerimizi yöneltmiştik. Daha sonra yapılan bir değişiklikle bu da kaldırıldı. GDO'lu gen içeren tüm ürünlerin üzerinde GDO'ludur etiketi yazılacaktı. Biz bir biyogüvenlik yasası olmadan bu yönetmeliğin bir işe yaramayacağını sürekli dile getiriyorduk nitekim yargı kararıyla da bu desteklenmiş olduğunu"
YARGI KARARINA HERKES UYMALIDIR
Danıştay'ın aıldığı kararın doğru bir karar olduğunu yalnız Tarım Bakanı Mehdi Eker'in bu karardan sonraki tavrına anlam veremediğini ifade eden Acar, "Bu bir yargı kararıdır. Yargının verdiği karara herkesin uyması gerekir. Yalnız şu çifte standartan uzaklaşmamız gerekir. Yargı kararı işimize geldiği zaman alkışlayıp işimize gelmediği zaman eleştirmek hiç hoş değildir. Bu çıkan yönetmelikte toplum yararına bir karar göremiyorum. Yılların politikacıları ve bürokratları bir yönetmeliğin, yasanın uygulanmasını nasıl uygulanacağını göstermek için çıkardığını bilmez mi, bilirler. Ortada bir yasa yokken yönetmelik niçin çıkartılır? Yönetmelik bir yasanın uygulanması konusunda bilgi verir. Bunun neresi toplum yararınadır? Yapılması gereken şudur; tüm tarafları çağırarak sivil toplum örgütlerini, bakanlık bürokratlarını, çevre örgütlerini konuyla ilgili üniversiteleri, Tübitak'ı çağırarak Türkiye koşullarına uygun, toplum yararını, üreticileri ve tüketicileri, ülkenin biyogüvenliğini gözeten bir yasa çıkartıp ardından da bu yasaya uygun yönetmeliklerin çıkarılmasıdır" diye konuştu.
Zekeriya FIRAT

GENEL Haberleri