Bu sefer gündemi değiştiremediler. Görsel ve yazılı medya elinden geleni yaparak halkı GDO, bilinçlendirmeye inatla devam etti. Bu konuda hükümet kanadı özellikle başbakan gündemi bir türlü değiştiremedi. Değiştirebilseydi eğer kesinlikle biz bu acı (hapı) lokmayı seve seve yutacaktık. Neyseki bu kez medyamız halkımızdan yana tavır alarak gündemin değiştirilmesine izin vermedi. Bu konuda gerçektende hiç azımsanmayacak kadar çok çalışan Serbest meslek odalarından Türkiye Ziraat Mühendisleri Odası, Gıda Mühendisleri Odası, TTB, ve diğer STÖ ile yerelde Samsun Tabipler Odası, Samsun Ziraat Mühendsileri Odası, Samsun kamuoyunu bilinçlendirmek adına çalıştılar ve çalışmaya da devam ediyorlar. Samsun Tabipler Odası Başkanımız sevgili Uzm.Dr. Cem Şahan, olayla ilgili yeni bir açıklamaya odası adına imzasını attı ve şunları söyledi:
Yeni GDO yönetmeliği Halk sağlığını Tehdit etmektedir!
26 Ekim 2009'da resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 'Gıda ve yem amaçlı genetik yapısı değiştirilmiş organizmalar (GDO) ve ürünlerinin ithalatı, işlenmesi, ihracatı, kontrol ve denetimine dair yönetmelik"" halk sağlığı, tarım üretimi ve biyolojik çeşitlilik açısından önemli riskleri beraberinde getirmektedir.
GDO"ların insan ve hayvan sağlığı üzerinde;
*Alerjik Reaksiyonlar, ani ölüm
*Antibiyotiklere dayanıklılık,
*Transfer edilen genlerin insan veya hayvan bünyesindeki bakterilerle birleşme ihtimali mevcuttur.
GDO ürünlerin insan sağlığı ve çevre üzerindeki olası olumsuz etkileri uzunca süredir tartışılmaktadır. Bu yeni teknolojinin riskleri göz önünde bulundurularak bir çok ülke bu ürünlerin doğaya salınımları konusunda sıkı bir kontrol sistemi uygulamakta ve gıdaların bu tür ürünlerden yapılmaları yada bunları içermeleri durumunda ürün etiketlerinde beyan edilmeleri zorunluluğu getirmektedir. GDO"lu ürünler, aktarılan yeni gen ürünlerini ve onlardan kaynaklanan sekonder metabolitleri içerdiğinden, potansiyel bir toksisiteye sahiptir. GDO"lu bitkilerde bulunan özellikle zararlı ot ve böcek öldürücü genler ile terminatör teknolojisi gereği aktarılmış olan genler de toksin üreterek çalıştıklarından, dokularda birikme durumunda, önemli riskler oluşturmaktadır. Bu genlerin kullanılması pestisit kullanımını ortadan kaldırmıştır. Ancak, bu toksik madde kalıntılarının ortadan kalktığı anlamına gelmemektedir. GDO"lu bitkilerin doğrudan ve dolaylı olarak kanserojen etkisinin olabileceği konusunda bir çok bilimsel araştırma vardır. GDO"lu pamuk, soya, mısır ve kolza çeşitlerinde kullanılan bazı kimyasal maddelerin doğrudan kanser yapıcı oldukları kanıtlanmıştır.
*İskoçya Rowett Enstitüsünde Dr. Arpad Pusztai'nin genetiği değiştirilmiş patates ile beslediği farelerin tümünün iç organlarında küçülme, sindirim sistemlerinde bozukluk, bağışık sistemlerinde zayıflama görüldü. Pusztai sonucun açık olarak yıkıcı olduğunu gördüğünde gerçeği söylemekten kaçınmamıştı. Güçlüler Pusztai'yi işinden attırdılar.
*Rusya Bilimler Akademisi'nden Dr. İrina Ermakova'nın fareler üzerinde yaptığı denemede, genetiği değiştirilmiş soya ile beslenen farelerin yavrularının yüzde 55,6'sı, doğumdan üç hafta sonra öldü.
Dev tohum şirketlerinde sadece bir avuç hisse sahibinin çok kâr elde etmesi için Halkın sağlığını bozulmasına izin veren zihniyeti kınıyoruz. Bu yeni bitkiler yarattığını düşünen teknokrat doğaya ve bütün bir insanlığa zulüm yapmaktadır.
Bu yönetmeliği insanımıza açılım olarak sunanlar, Genetiği Değiştirilmiş Organizmalı (GDO) besinlerle zehirlenme özgürlüğü sağlayarak (!) yeni bir demokratik hak sağlamışlardır.
Samsun Tabip Odası bu konuda farkındalık yaratacak her türlü çabayı destekleyecektir. Artık kamuoyu olarak da bundan böyle GDO gıdaları sebzeleri ve meyveleri paketlenmiş gıdaları tüketmemek ve geldiği yere iade ettirmek kalıyor. Aksi takdierde sevgili okurlarım GDO"lu maddeler tükettiğimiz de sonumuz nice olur allah bilir! Ya herru oluruz yada merru oluruz. GDO"suz beslenmemiz dileklerimle ! Saygılarımla .