Gebelik öncesi yeterli insülin salgılayabilen pankreas hücreleri; gebeliğin ilerlemesiyle birlikte yeterli insülin salgılayamazsa, daha önce diyabet görülmeyen kişilerde gebelik boyunca kan şekeri yükselebiliyor. Halk arasında ‘gebelik şekeri’ olarak bilenen bu durumun tıpta gestasyonel diyabet olarak adlandırıldığını belirten VM Medical Park Samsun Hastanesi Beslenme ve Diyet Kliniği’nden Dyt. Hilal Yazıcı uyarılarda bulundu. Gestasyonel diyabet için taramanın ikinci trimesterda, insülin direncinin arttığı 24 ve 28. haftalarda yapıldığını söyleyen Dyt. Hilal Yazıcı, hastalığın risk faktörlerinden en önemlilerini yüksek vücut kütle indeksi, hareketsiz yaşam, ailede diyabet öyküsü, polikistik over sendromu, gizli şeker ve geçmişte yüksek ağırlıklı bebek doğurmak olarak açıkladı.
MULTİDİSİPLİNER TEDAVİ ÖNEMLİ
Gestasyonel diyabette multidisipliner çalışmanın oldukça önemli olduğunu işaret eden Dyt. Hilal Yazıcı, hastaları Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı ile birlikte Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı ve Diyetisyenin bir arada takip etmesi gerektiğini işaret etti. Dyt. Hilal Yazıcı, “Gestasyonel diyabet hastalarında, metabolik kontrol diyet ile sağlanabiliyorsa, tedaviye diyete uyum kontrolleri ile tedaviye devam edilir. Metabolik kontrolü ideal düzeyde olmayan hastalarda ise diyet tedavisi ile birlikte insülin kullanımı gerekmektedir” şeklinde konuştu.
13 KİLODAN FAZLA AĞIRLIK ALINMASI RİSKLİ
Gebelik şekeri olan anneler için sağlıklı beslenme önerilerinde bulunan Diyetisyen Hilal Yazıcı, “Gestasyonel diyabetli anneler, gebelik boyunca 10- 13 kg'dan daha fazla ağırlık kazanmamalıdır. Öğünler 3 ana, 2-4 ara öğün şeklinde planlanmalıdır. Öğünlerin arası 2-3 saat olmalı ve ara öğünler atlanmamalıdır. Öğünlerin miktarı ve zamanlaması, mide yanması, bulantı gibi faktörler tokluk, kan, glukoz düzeyini etkileyeceğinden gestasyonel diyabetli annelere az miktarda sık öğün önerilir” dedi.
PASTA, BÖREK VE KEKTEN UZAK DURUN
Basit şeker içeren besinlerden uzak durulması önerisinde bulunan Dyt. Hilal Yazıcı pasta, tatlı, börek, kek, kurabiye gibi pastane ürünleri ve paketli gıdaların beslenme düzeninden çıkartılması gerektiğini belirtti. Kompleks karbonhidratların dengeli bir dağılımla beslenmede mutlaka yer alması gerektiğinin altını çizen Dyt. Hilal Yazıcı, şu bilgileri paylaştı: “Tam buğday, çavdar, baklagiller, yulaf, bulgur ve bunun gibi gıdalar kompleks karbonhidratlar içerir ve glisemik kontrolde etkilidirler. Beslenmede yeterli posa alımı sağlanmalıdır. Sebze ve meyve tüketimi ihmal edilmemelidir. Günlük ortalama 25 gram lif önerilir. Bunlar 2-3 kâse çiğ ve pişmiş sebzeden, 2-4 porsiyon düşük glisemik indeksli meyveden alınabilir.”
MUZ, ÜZÜM, İNCİR VE KURU HURMAYA DİKKAT!
Yüksek glisemik indeksli gıdaların kan glukoz düzeyini hızla yükseltmesi nedeniyle diyabetik hastalarda önerilmediğini vurgulayan Dyt. Hilal Yazıcı, “Yüksek glisemik indeksli meyveler muz, incir, üzüm kavun, kuru üzüm, kuru kayısı, kuru incir, cennet hurması, kuru hurma, kuru dut olarak sıralanabilir. Glisemik indeksi yüksek kaçınılması gereken diğer besinler ise bal, pekmez, şeker ve şeker içeren gıdalar, tatlılar, şekerli içecekler, beyaz unlu gıdalar, pirinç, patatestir” ifadelerini kullandı. Dyt. Hilal Yazıcı, bu dönemde gebelere dostluk edecek önemli besinlerin ise tam tahıllar, tam buğday ekmeği, kurubaklagiller, sebzeler, meyveler, süt ve süt ürünleri, et, tavuk, hindi, balık, yumurta gibi protein kaynakları, ceviz, badem, fındık gibi çiğ kabuklu yemişler ve hakiki zeytinyağı olduğunu söyledi.