Konumuza girmeden önce bana gelen elimde belgesi olmayan ama sağlam bazı bilgileri sizlerle paylaşmak istiyorum. Son günlerde gündemde olan belediye borçlarıyla ilgili arayan bazı dostlar, “İşin medyatik kısmıyla uğraşmasınlar arka planda olup bitenleri öğrensinler.” deyince biraz araştırdım ve gerçekten enteresan bilgilere ulaştım. Nedir bu bilgiler derseniz; o kadar enteresan işler yapmışlar ki anlatamam. Bazı belediyelerde yaşanan sel felaketinden ötürü yollara serilen mıcırların akıp gittiğini beyan etmek suretiyle milyonlarca liralık mıcır, kum faturaları kesilmiş. Bazı belediyelerde kum, çakıl ocaklarında kantar kurulmadan milyonlarca liralık satışlar yapılmış ama ortada belge olmadığından tespiti yapılamamış. Sizin anlayacağınız Yağma Hasan’ın böreği gibi bazı insafsızlar malı götürmüşler. Bunlar arasında bazı başkanlardan özel kalemlere, danışmanından müdürüne hatta meclis üyesine dek pek çok isim var. Bir kısmı içeriden yemiş, bir kısmı dışarıdan yemiş. İçeriden yiyenler faturalarla malı götürmüşler, dışarıdan yiyenler iş yapan müteahhidinden iş yeri sahibine işi düşen herkesten bir şeyler alarak malı götürmüşler. Hangi belediyelerde yapıldığına gelince; onu da yeni başkanlar bulacak ve kamuoyu ile paylaşacaklar ya da belgelerini bulup bize verecekler ve biz de gereğini yapacağız. Bu kadar ayrıntı şimdilik yeter gelelim yazı başlığımıza.
EURO 2024 turnuvasında sporcumuzun yaptığı bozkurt işareti nedeniyle verilen cezayı şiddetle kınıyorum, böyle rezalet olmaz. Bir el işareti için böyle bir ceza vermek haksızlığın daniskasıdır. Yaşanan bu olaydan sonra herkesin bozkurt işareti yapmaya başlamasının ardından bu konuyla ilgili birkaç kelam etmek gereği hâsıl olmuştur. Bozkurt işaretinin neyi ifade ettiğinden başlamak gerekirse; Türklerin İslamiyet’i seçmeden önceki dönemine ışık tutan en eski kaynaklardan biri Ergenekon destanıdır. O dönem Türklerin büyük çoğunluğu Şamanizm dinine mensup olduğu için destan içerisinde şamanik öğeler kullanılmıştır. Bu öğelerden birisi de Börteçine öğesidir. Bu öğenin iki anlamı; vardır birisi Türklere önderlik eden efsanevi komutan, diğeri Göktürklerin Ergenekon’dan çıkmasını sağlayan dişi kurttur. Günümüzde kullanılan bozkurt işareti bu dişi kurt olup tamamen efsaneden ibaret olan sağlam kaynağı olmayan siyasi bir figür olarak kullanılan bir işarettir. Bu işaret ülkemizde ne zaman kullanılmaya başlandı derseniz; 1992 yılında Merhum Türkeş’in Bakü’de Elçibey ile birlikte yaptığı mitingde görüp kullanmaya başladığı iddia edilse de ilk bozkurt işaretini 1991’de Türkiye’ye gelen Gagavuz Türkü gençlerden öğrenip yapmıştı.
Nasıl Süleyman Demirel’in Adalet Partisi’nin simgesi at, Merhum Menderes’in ‘Yeter söz milletin.’ sloganının simgesi el işareti, Merhum Erbakan’ın simgesi baş parmağını kaldırıp avucunu kapatması, Merhum Muhsin Yazıcıoğlu’nun simgesi şehadet parmağını kaldırması ise Türkeş’in veya ülkücü hareketin simgesi de bozkurt işaretidir. Bunu farklı anlamlara çekmenin âlemi de yok. Yok Atatürk Türk Ocaklarına amblem olarak kurt resmi koymuş, yok bozkurt Türk’ün simgesiymiş tamamen hikayeden ibaret aslı astarı olmayan, ilmi dayanaktan yoksun efsanedir. Atatürk Mason localarıyla birlikte Türk Ocağını da kapatmıştır. Daha sonra Merhum Özal, Mason localarına izin verdiğinde Türk Ocaklarına da izin vermiştir. Atatürk, Ziya Gökalp’ten esinlenerek ‘Ne Mutlu Türk’üm Diyene’ demiştir ama Cihan Harbinden sonra Balkanlardaki mübadeleyi Türklük - Yabancılık esasına göre değil Müslümanlık - Gayrimüslimlik esasına göre yapmıştır. Hatta çok enteresan olaylar yaşandığı söylenir. Osmanlı’da gayrimüslimlerin askere gitme zorunluluğu olmadığından bazı Türk ve Müslüman gençler gayrimüslim olduklarını söyleyip askerden yırtarlarmış. Ne zaman ki mübadele olur ve bakarlar ki yurt dışına gidecekler, hayır biz Müslüman Türkleriz deseler de Atatürk asla affetmeyip yurt dışına yollar.
Gelelim kurt hayvanının karakteristik yapısına. Aslan, kaplan, çakal gibi ormanda yaşayan tüm yırtıcılar doyacakları kadar hayvanı avlanıp yerken kurt girdiği ahırda ne kadar koyun, inek varsa ya tamamını ya da gücünün yettiğini boğup gider. Böyle bir hayvan benim simgem olamaz, kimin olursa olsun beni de ilgilendirmez. Her zaman dediğim gibi ülkücüleri severim; namaz kılanları, oruç tutanları benim için çok makbul insanlardır. Siyasi figür olarak bozkurt işareti yapmalarına da saygı duyarım ama Şamanistleri sevmem. Saygı duyduğum ülkücü vatanı, milleti, inancı için mücadele edenleridir. Son zamanlarda tüm siyasetçilerin bozkurt işareti yapmaları inandıklarından değil, oylarına talip olmalarındandır. Benim böyle bir derdim olmadığına göre doğruları söylemek görevimdir. Yaşam felsefem inancımın gereğini yapmaktır, hayatımı da buna göre dizayn etmeye çalışırım gerisi hikâye diyerek sözlerime son veriyorum. Kalın sağlıcakla.