GEÇMİŞTE AK PARTİ'DE YÖNETİCİLİK YAPAN BAZILARININ DA SIR ODASI VARMIŞ
İnsanları ilk gördüğümde edindiğim intiba sonradan hiç değişmiyor, bazen kendimi sorgulayıp insanlara neden bu kadar şüpheci gözle baktığımı sorguladığım da olmuştur. Bu insanlardan bir kısmı ile arkadaşlık hukuku kurup kısa bir dönem birlikte olduktan sonra ilk tespitimin doğruluğunu gördükten sonra ilişkimi yeniden gözden geçirmek durumunda kalırım. İnsanların benimle ilgili söyledikleri Bir insanla belli bir dönem beraber olur, ondan sonra döner aleyhinde yazı yazar ifadesinin sebebi de budur.
Bu şehirde yaklaşık kırk yıllık dostlarım var. Bu dostlarım çok nitelikli insanlardır, hiç bir zaman onlarla ters düşmediğim gibi ailece de görüşmekteyim. Birlikte olup da ters düştüğüm insanlar ya benden beklentileri olup, dilediklerini alamadıklarında karşı tarafa geçenlerdir veya yaşantıları ile yaşantımın örtüşmemesi nedeniyle ayrı düşmüşümdür. Bu konuda insanların eleştirilerine saygı duyuyorum ancak olayın iç yüzünü veya gerçekleri bilmeden, her iki tarafı dinlemeden karar verilmesi halinde ciddi anlamda yanlışlar olacağı muhakkaktır.
Ak Parti'de ilk görev aldığımda teşkilatları tanımıyordum, onlardan gelen talepler, davranışları, insanlarla münasebetleri, teşkilatlarda olma nedenleri kendileri hakkında sağlıklı düşünebilmem için bana kaynak oldu. Belde teşkilatlarından, ilçe teşkilatlarına, belediye başkanlarından il yönetimine varıncaya dek insanları tek, tek tanıma imkanım oldu. Kim vatanı, milleti, inancı için teşkilatta, kim malı götürmek için teşkilatta, kim de nefsini tatmin etmek için teşkilatta çok iyi anlama imkanım oldu.
Şehrimizde siyaset yapacak adam sayısı bellidir, yukarıdan aşağıya, aşağıdan yukarıya toplasan bu sayı pek değişmez. Dün farklı partilerde siyaset yapanlar bugün Ak Parti içerisinde siyaset yapıyorlar, neticede aynı insanlar daha önce de siyasetin içerisinde olan insanlardı. Bu insanların içerisinde düzgün olanları da var ancak üzülerek ifade etmek gerekirse düzgün olmayanlar çoğunlukta. Herkes bir yol bulmanın peşine düşmüş, kimisi ihale kovalıyor, kimisi elindeki siyasi gücü kullanıp eş, dost, akrabalarını işe yerleştiriyor, kimisi de çapkınlık yapmanın peşinde.
Çapkınlık demişken bir kaç gün önce öğrendiğim bir durumu birazcık sizinle paylaşmak istiyorum. AK Parti kurulduğunda ilçe teşkilatında olup, daha sonra belde başkanlığına talip olan ve seçimi kaybeden, kaybettiği seçimde karşısında olduğum için bana felaket kin tutan bir arkadaş daha sonra Tijen abla başkanlığındaki il yönetim kurulunda görev aldığında bana bir hayli kızgın olduğunu kendisinden dinlemiştim. Daha sonra benim disipline verilmem hadisesinde kendisini arayan bir arkadaşa rövanş aldığını, elindeki bu fırsatın asla kazaya bırakmayacağını söylemiş, sadece söylemekle de kalmamış bu işin öncülerinden olma görevini de üzerine almış.
Nihayet biz görevlerimizden istifa edip ayrıldıktan sonra bu arkadaşımız gazetemize reklam vermiş, reklamı gören sandukacı İbrahim Müteferrika paşa bir hayli canı sıkılıp bu arkadaşı arayıp neden reklam verdiğinin hesabını sormuş. Aslında arkadaşımız da reklamı kendisi ile ilgili birçok malumatımız olduğunu bildiğinden vermiş, yoksa çok sevdiğinden falan değil. Nihayet bu arkadaşımız siyasi arenanın dışına çıkıp kendi işleri ile uğraşmaya başlayınca cumartesi toplantıları tertip etmeye başlayıp, her cumartesi iş yerinde arkadaşlarına semaver çayı içirmeye başlamış.
Semaver çayı, nargile, derken keyiften dört köşe olunca yanında çalışan bayana sarkıntı olmaya başlamış. Kızcağız durumu anlamazlıktan gelip geçiştirmeye çalışsa da bizim muhteruuuuuun işadamı kardeşimiz ısrarından bir türlü vazgeçmiyormuş. Kızcağızın anlayışsız olduğunu gören işadamı sonunda ağzından baklayı çıkarıverip ne kadar güzel seks yaptığından dem vurmaya başlamış, hatta işi o kadar ballandıra, ballandıra anlatıyormuş ki tam elli dakika seks yaptığından dem vuruyormuş. Mübarek dersin ki gece ibadeti yapıyor tam elli dakika iş başında adam ne mübarek!... bir adammış da ben zamanında anlayamamışım, yazıklar olsun bana!... Böyle muhteruuuuuuuuuuuuuun(Anlamını bilen bilir, bilmeyenler kuyucubaşına sorsunlar) bir zatı tanıyıp ondan feyiz ve bereket alamamışım. Geçenlerde bir gazetede okudum kendini şeyh sanan biri sır odası denen bir oda yapmış, müritlerini orada nefsi olgunluğa eriştiriyormuş!........ hatta müritlerini sır odasında halletmese onlar deliriyormuş. Acaba bu bizim zatı muhteruuuuuuuun da aynısını mı yapıyor ki elli dakika sürüyor. Konuyla ilgili araştırmalarımız devam ediyor zamanı geldikçe sizlerle paylaşmak üzere. Kalın sağlıcakla