Henüz bir şampiyonluk yazısı yazmadığımın farkındayım. Ancak 5 yıl sabır ve özlemle beklediğimiz bu anı alelade bir köşe yazısıyla geçiştirecek değildim. Daha önceki birçok yazıda yazmayı heyecanla beklediğimi belirttiğim 'şampiyonluğun öyküsü'nü yazmaya başladım fakat takdir edersiniz ki anlam kazanması için ligin resmi olarak sonlanması gerekiyor. Bu yüzden 2 hafta gecikmeli de olsa yazılacağını belirtmek isterim. Fakat bu vesileyle ilk olarak, zaman zaman çok sert eleştirdiğimiz Başkan Erkurt Tutu'ya, yılmadığı ve hayalimizi gerçekleştirdiği için çok teşekkür ediyorum. Yine yeri geldiğinde eleştirilerden fazlasıyla nasibini alan, sonuçta ise öyle veya böyle görevini tamamlayan başta Hüseyin Kalpar olmak üzere tüm teknik ekibe de teşekkürlerimi ve minnettarlığımı sunuyorum. Rakipleri kendilerinden kat be kat fazla para kazanırken morallerini yüksek tutarak şampiyonluğa daha fazla inanan ve hasretimizi dindiren futbolcularımıza da milyonlarca kez teşekkür ederim. Verdiğimiz sözü unutmadık, şampiyonluğu getireni sırtımda taşırım sözüm hala geçerlidir, onu da belirteyim. Son olarak, o kupanın Samsun'a gelmesine zemin hazırlayan, şampiyonluk fitilini ateşleyen taraftarımıza da şampiyonluk kutlu olsun, helal olsun
Xxx
Şampiyonluk dünyanın en güzel duygusu ama rehaveti uzun sürmemeli. Biz bu cadı kazanından çıkmayı başardık ancak diğer takımların emeğine saygısızlık etmemek ve 32 hafta alnımızın akıyla getirdiğimiz ligi layıkıyla bitirmek için son 2 hafta oynanacak maçlarda elimizden geleni yapmalı ve alabileceğimiz en yüksek puanı almalıyız. Kazanırız kaybederiz bilinmez, futbol bu. Ancak bize yakışan mücadelemizi sonuna kadar sürdürmek ve bu ligi 1.tamamlamaktır.
Xxx
Kutlamalarla ilgili de söylemek istediğim birkaç şey var. Güngören maçı sonrası gelen şampiyonluğun beklenmediği çok aşikardı. Şampiyonluğa bu kadar hazırlıksız yakalanmak hoş olmadı ancak telafisi için çok geç değil. 5 yıl günleri sayarak beklediğimiz şampiyonluğu layıkıyla kutlamak elzemdir. Yönetimin bunun altından kalkması ve iyi bir organizasyon tertip etmesi gerekir. Hem takım hem taraftar fazlasıyla hak etti bu kutlamayı
Xxx
Yine kutlamalarla ilgili dikkat edilmesi gereken bir husus var. Malum, artık Süper Lig'deyiz ve Süper Lig endüstriyelleşmenin ön plana çıktığı bir lig haline geldi. Oradaki bütçelerle yarışabilmek için ince düşünmeli ve fırsatı paraya çevirmeyi başarabilmeliyiz. Taraftar olarak bekledik ki, Güngören maçı sonrası sahada ve şehir turunda futbolcularımız şampiyonluğu simgeleyen t-shirt ve ürünler giymiş olsunlar ve bu ürünler hemen maç sonrası satışa sunulsun. Taraftar üzerinde arma olan, şampiyon yazan çöp poşetlerini bile almaya hazırken bu fırsatı değerlendirememek olmaz, olmamalı. Hiç değilse Rize maçına kadar bunun organizasyonunun da yapılması lazım ki, şampiyonluğun sadece manevi yararını görmeyelim. Endüstriyel futbol ve finansal fair-play bunu gerektiriyor artık
Xxx
Süper Lig'i iki hafta önce garantilemenin en önemli avantajı, gelecek sezon planlamasına 2 hafta önceden başlayabilecek olmamızdır. Bu süreyi iyi değerlendirmemiz gerekmekte. Öncelikle Hüseyin Kalpar'la görüşüp, teknik adam konusunu sonuca bağlamalıyız. Sonraki aşama ise seneye şimdiki kadrodan hangi oyuncularla yola devam edileceğinin kararının verilmesi ve buna göre kontratların uzatılarak bedelsiz oyuncu kaybetmenin önüne geçilmesidir. Henüz sezon bitmeden kafası karıştırılmaya başlayan Kemal Tokak ile bir an evvel sözleşme yenilenmeli örneğin.
Xxx
Madem Süper Lig yapılanmasına girdik, devam edelim. Süper Lig'de takımların arasındaki kalite farkının en önemli belirleyicisi, yabancı oyuncu performansları. Alınan yabancı oyuncuların takıma katkısı, ligdeki konumu direkt olarak etkilemekte. Dolayısıyla yabancı transferinde ince eleyip sık dokumalı, iyi değil çok iyi oyuncular transfer etmeliyiz. Keza son dönem moda olan ve katkısı da azımsanmayacak gurbetçi oyuncu transferine de önem göstermeliyiz. Zor bir işi başardık ancak bundan sonrası bizi daha da zorlayacak, kadronun iskeletini çok bozmadan yapılacak kaliteli transferlerle Süper Ligin de hakkından gelebileceğimize şüphe yok.
Xxx
Son olarak geçen hafta gündeme sıkça gelen 'şirketleşme' ile ilgili birkaç şey söylemek isterim. Geçtiğimiz aylarda Türkiye'de kulüplerin halka arzıyla doğrudan ilgisi olan ve bu işin Türkiye'de önde gelen isimlerinden birçoğundan seminerler alma şansım oldu. Hepsinin ortak görüşü, Türkiye'de bu işin yarardan çok zararı olduğuydu. Daha sonra gerekirse ortaya rakamları ve belgeleri koyarak bu durumu açabiliriz ancak şunu söylemeliyiz ki, orjinal ürünlere daha yeni yeni alışan taraftara hisse senedi satarak para kazanmak ütopyadan öteye geçmeyecektir. Hisseleri alanlara ise temettü dağıtma zamanı geldiğinde bu kulüp o parayı nereden bulup nasıl verecektir ve sonrasında neler olacaktır çok iyi düşünmek lazım. Şu anda şirketleşmiş bulunan 4 takımdan 3'ü sportif aş. ve futbol aş'yi birleştirmek için onlarca milyon dolar harcamak zorundalar ve hepsi çok zorlanıyorlar gündeme gelmese bile. Sadece bir tanesi şirketleşme işinden karlı çıkmış görünüyor ancak onların da karı, forma satışının bile çok çok altında kaldı. Unutmamak lazım ki, bir dernek iflas edemez, iflas etmek şirketlere ve ticari işletmelere mahsustur