Başta hipertansiyon olmak üzere kalp-damar hastalıklarının da tetikleyicisi olan yüksek miktarda tuz tüketimi, böbrekler de dâhil birçok organda hasara neden olabiliyor. Ülkemizdeki tuz tüketiminin Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) belirlediği oranın yaklaşık 3 katı olduğuna dikkat çeken Sodexo Entegre Hizmet Yönetimi Uzman Diyetisyeni Sibel Mumcu “Sofradaki küçük alışkanlıklarla başlayan fazla tuz tüketimi; hipertansiyon, osteoporoz, göz rahatsızlıkları, böbrek ve kalp damar hastalıkları gibi birçok sağlık sorununa neden olabiliyor” diyor.
Yapısındaki sodyum ile vücutta elektrolit ve sıvı dengesinin sağlanmasında etkin rol oynayan tuz, yüksek miktarlarda tüketildiğinde vücutta ağır hasarlara neden olabiliyor. Aşırı tuz tüketiminin vücutta oluşturduğu ödemle birlikte hipertansiyona, inmelere, böbrek, kalp ve göz hastalıklarına yol açtığını söyleyen Uzman Diyetisyen Sibel Mumcu “Tuzun vücutta meydana getirdiği tahribat, birbirini tetikleyerek domino taşı etkisi gösterebiliyor. Aşırı tuz tüketiminin yol açtığı hipertansiyon; diyaliz ihtiyacını ortaya çıkartabilecek böbrek hasarlarına ve yetmezliklerine neden olabileceği gibi, beyin damarlarına vereceği zararla konuşma bozukluğuna, beyin kanamasına hatta felçlere sebep olabiliyor” diyor. Hipertansiyonun tüm dünyadaki felçlerin yaklaşık yüzde 60’ından, kalp hastalıklarının ise yaklaşık yüzde 50’sinden sorumlu gösterildiğini belirten Mumcu “Tuz tüketimiyle yakından ilişkili olan hipertansiyondan korunmak ve sağlıklı bir geleceğe sahip olmak için şimdiden bir adım atın ve tuz tüketiminizi bugünden azaltın” diyor.
1 gram daha az tuz tüketin, kalp krizi riskini yüzde 3, felç riskini yüzde 5 azaltın!
Ülkemizdeki günlük tuz tüketiminin 15 gram ile Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) önerdiği tüketim miktarının üç katı olduğunu söyleyen Uzm. Diyetisyen Sibel Mumcu “Fazla tuz tüketiminin neden olduğu yüksek kan basıncı, ülkemizdeki ölümlerin en önemli nedeni olan kalp hastalıklarının başta gelen risk faktörünü oluşturmaktadır. Oysa tuzu 1 gram bile azaltmak kalp krizi riskini yüzde 3, felç riskini ise yüzde 5 oranında azaltabilir” diyor.
Tuzla gelen zararlardan küçük detaylarla korunun!
Tuz tüketiminin kontrol edilerek zararlarının en aza indirilebileceğini söyleyen Uzman Diyetisyen Sibel Mumcu, hastalıklardan korunmak için beslenme alışkanlığında yapılabilecek küçük alışkanlıkları sıralıyor:
Yemeklerinizi tuzla değil, taze baharatlarla tatlandırın. Maydanoz, kekik, fesleğen, dereotu ve nane gibi taze otlar yemeğinize tuzdan çok daha fazla lezzet katacaktır.
Tadına bakmadan yemeğinize tuz eklemeyin ve yemek masalarınızdaki tuzluklarla vedalaşın. Böylece tuz kullanımını yüzde 15 azaltabilirsiniz.
İşlenmiş ve tüketime hazır birçok üründe yüksek miktarda tuz bulunur. Bunu etiketlerde yazan sodyum miktarlarını inceleyerek hesaplayabilirsiniz. Etikette yazan sodyum miktarını 2,5 ile çarptığınızda içinde yer alan tuz miktarına ulaşabilir ve bu yöntemle o gıdadan ne kadar tuz aldığınızı bulabilirsiniz.
Zeytin, peynir ve turşu gibi tuz oranı yüksek olan gıdaları tüketmeden önce suda bekleterek tuz oranını azaltabilirsiniz.
Ve sofranızda tuz oranı düşük gıdalara; sebze, meyve, süt, yoğurt ve kuru baklagillere daha çok yer vererek sağlıklı yarınlara bugünden yatırım yapabilirsiniz.