Gençlerimiz!...

Hepimizin yaşadığı ve geride bıraktığı gençliğimiz hepimiz için farklı bir yaşam standardında yaşanıp geçmiştir. Yada geçecektir. Bizim yaşadığımız gençlik yıllarımızda o kadar çok çalışırdık ki ne aşık olmaya nede birilerini rahatsız etmeye fırsatımız olmazdı. Çünkü bizim yaşadığımız gençliğimizde savunduğumuz değerlerimiz vardı. Savunduğumuz dünya görüşümüzü yaşatmak adına verdiğimiz mücadele bizi olgunlaştırdı. Bir yerlerden alı başka bir kalıba soktu. Savunduğum dünya görüşüm olmasaydı benimde şimdi olacağım yer bel ki çok farklı bir yer olacaktı. Belki de ben çok lunpen birisi olacaktım.  Tamda bunları düşünürken ve yazmaya karar vermişken Eğitim-Sen Samsun Şubesi Başkanı Kenan Gülçiçek"ten bir açıklama geldi Samsun kamuoyuna duyurulmak üzere. Kenan Gülçiçek"in yaptığı açıklama da benim yazmaya karar verdiğim konu üzerindi. Bir eğitimci olan Sendika başkanının söylemleri aynen şöyle: “Son günlerde çocuklarımız ve gençlerimiz arasında şiddet olaylarının arttığı birbirlerine, ailesine, öğretmenlerine karşı uyguladıkları şiddet ve olumsuz davranışlar artışı dikkat çekiyor. Yaşanılanları sıradan olaylar olarak yorumlamak, basit asayiş olayları olarak değerlendirmek yerine nedenlerini irdelemek gerekiyor. Öğretmenlerimizin sorunları çözüm beklerken biz okullarda zaman zaman öğrenciler ve veliler tarafından şiddete uğramalarını kabul etmiyoruz. En son Cumhuriyet Lisesi"nde bir öğrencinin öğretmenine şiddet uygulaması durumun ciddiyetini bir kez daha ortaya koymuştur. Zor koşullarda fedakarca görev yapan öğretmenlerimize bir de okullarda öğrencileri tarafından şiddet uygulanarak darp edilmelerini kınıyor, öğretmenimizin yanında olduğumuzu bir kez daha ifade ediyoruz.  Yaşanan şiddet olaylarının ana nedeni çocuklarımızın yaşadığı sorunlardır.  Toplumsal adalet sağlanmadan şiddetin önüne geçmek mümkün değildir. Bu olumsuzlukları, sistemin ortaya çıkardığı sorunları atlayarak çözmek mümkün değildir. Rekabete dayanan, eleyici, ezberci sınav sistemi çocuklarımızı mutsuz, gergin, gelecek kaygısı içine sokuyor. Eğitimli gençlerimiz de dahil işsizlik gençlerimizin korkulu rüyası... Spor ve kültürel olanaklar yetersiz. Çocuklarımızın oyun, spor ve sanat alanlarına ihtiyaçları var. Gençlerimiz okul ortamlarında bu imkana kavuşamayınca sokaklarda sağlıksız ortamlarda uyuşturucu, taciz, şiddet tehdidi altında yaşıyorlar.  Eğitim sistemimiz ise gençlerimizi rekabetçi, bencil, bireysel çıkarlarını düşünen, seviyesiz ve mutsuz bireyler olarak yetiştirmeye devam ediyor.  Bunca sorunu görmezden gelerek yaşanan olayları polisiye önlemlerle, güvenlik kameralarıyla çözmeyi düşünüyorlar.
Sorunların çözümü için;
Eğitimin okul öncesi dönemden yüksek öğrenimin sonuna kadar bireyin mutluluğu ve toplumun yararını düşünerek her kademede ücretsiz olması, Çocuklarımızın ilgi, istek ve yeteneklerine göre rekabete dayanmayan sınavsız hale getirilmesi,  Gençlerimizin oyun, spor, eğlence ve kültürel etkinlik olanaklarının çoğaltılarak, ücretsiz hale getirilmesi ve herkesin yararına sunulması, Şiddete dayalı oyun ve programların denetlenmesi,  Okul çağındaki çocukların çalıştırılmaması, çocuk emeğinin sömürüsüne son verilmesi, İhtiyacı olan tüm çocuklara karşılıksız burs verilmesi,  Gençlerimizin eğitim, sağlık, sosyal güvenlik ihtiyaçlarının karşılanması, bütçeden daha fazla pay ayrılması, Sevgi, saygı, hoşgörü ve dayanışmaya dayalı bir sistemle sağlıklı kuşaklar yetiştirmek gerekiyor. Sevgiyle ve demokrasi kültürünün geliştirilmesiyle, sorunların çözülmesi ve başka bir Türkiye yaratılması mümkündür.  Konu ile ilgili Milli Eğitim Müdürlüğü"nü duyarlı olmaya, öğretmenimize sahip çıkmaya davet ediyoruz.” Kenan Gülçiçek"in talepleri çok yerinde. Kırsallardaki okullarımızda hariç belki de bir çok okulumuzda Rehber Öğretmenlerimiz var. Ancak bildiğim kadarıyla hiçbir okulda Psikolog yok. hemen soruyorum. Neden Yok? Eğer bütün okullarda psikolog olsa ve bütün çocuklar böylelikle profesyonel yardım alarak yaşamlarını sürdürseler. Yetkililer hemen olmaz diyecekler midir acaba? O kadar çok psikologu nerden ve nasıl buluruz derler mi acaba? Diyerek bir türlü sesli düşünüp konuşamadım. Böyle bir konuyu yazarsam ne olacak diyerek deli bir cesaretle yazdım. Belki çok olumsuz tepki alacağım belki de çok olumlu tepki alacağım ama ben düşüncemin her zaman arkasında olacağım.  Bütün amacımız nedir bizim? Gençlerimizi şiddetten uzak tutmak madde bağımlılığından uzak tutmak değil mi?  Eğitimcilerimize destek olmak adına ailelerimize destek olmak adına neden okullarda görevlendirilmek üzere psikologlar bulundurulmamakta? Sanıyorum mantıklı bir açıklama yetkililerden gelir de, hep beraber, gençlerimiz, aileler, öğretmenler ve idareciler ahenk içinde eğitim ve öğretim görürüler. Tabiki umut ederim!.. Saygılarımla…     Mehmet Özdemir