Konuşmaya sıra gelince geleceğimizin teminatı gençler diyoruz ama sıra icraata gelince tam tersini yapıyoruz. Gerek siyasette gerek sosyal hayatta gerekse de diğer konularda kimsenin gençlerin önünü açmak gibi bir niyeti yok. Neden böyle söylediğime gelince; başımızı iki elimizin ortasına koyup bir düşünelim, şehrimizde hangi siyasi partide genç vekil var? Hangi sivil toplum kuruluşunun başında genç başkan var? Hangi sosyal aktivitenin başında gençler var? Pek çok siyasi partide yaşı yetmişe dayanmış siyasetçiler iş başında, şehrimizde vekil olarak seçilen isimlere bir bakın; Vezir Hazretleri yetmiş yaşında ve ona kalsa geriye dönüp belediye başkanı olmak için yapmayacağı bir şey yok. Diğer vekillerin de yaş ortalaması altmışın üzerinde. Belediye başkanları da aynı şekilde orta yaşın üzerinde. Hele hele oda başkanlıkları yok mu onlar adeta odaların başından hiç gitmeyecekmiş gibi yıllardan beri değişmiyorlar. Bu insanlar kötü demiyorum, elbette iyi insanlar ama Allah aşkına bırakın da biraz da gençler bu işleri yapsınlar. AK Parti, iktidara ilk geldiği dönemde oda başkanlarının üç dönemden fazla başkanlık yapamaması yönünde bir kanun çıkarmıştı ama sanırım Anayasa Mahkemesi iptal etti onu. Keşke iptal olmasaydı da kimse üç dönemden fazla oda başkanı olmasaydı. Bu dediğim sadece oda başkanlıkları için değil, belediye başkanlıkları ve milletvekillikleri için de durum farklı değil. Adam yirmi beş yıldan beri siyasetin içinde, vatandaş onları görmekten bıkmış ama onların siyasetten asla kopmak gibi bir niyetleri yok.
Geçtiğimiz günlerde ziraat odası başkanını görevden almışlar, kendisiyle çok yakın bir temasım olmadı ama bana göre düzgün bir adam. Geçmişte ona yapılan bazı teklifleri elinin tersiyle ittiğini çok iyi bilenlerdenim ancak ajanslara düşen haberlerde yolsuzluk yaptığı gerekçesiyle görevden alındığı belirtilmiş. Bizler de haberini yaptık, onlar da cevap verdi. Yolsuzluk yapmadıklarını, 2015 yılında ekonomik zorluklar çeken esnafa borç para verdiklerini, daha sonra paraları geri aldıklarını ama müfettişlerin bunu suç saydığını, mahkemeden beraat ettiklerini belirttiler. Biz de beyanatı aynen haber yaptık. Bu işlerden çok çekmiş birisi olarak insanların beyanatlarını topluma vermek insanlık görevimizdir, kimsenin haksız yere onuruyla oynamanın âlemi yok. Burada üzerinde durulması gereken asıl konu yukarıda da belirttiğim uzun süreli oda başkanlıklarının önüne geçmektir. Doğrusunu ararsanız bu kadar uzun süreli oda Başkanlığı yapan insanların da bana hak vereceklerini düşünüyorum. Neden derseniz; bu insanların tamamı iş güç sahibi, oda başkanlıklarının işlerine ayırdıkları zaman nedeniyle kendi işleri ile ilgilenemiyorlar, hal böyle olunca da pek çoğu ekonomik sıkıntılara düşmüş durumda.
Zaman zaman okurlarımız neden oda başkanlıklarıyla ilgili yazı yazmadığımı sorup dururlar. Geçmişte çok yazdığımdan gerek duymuyorum ancak olaya farklı boyuttan bakıldığında hem bu insanların mağduriyet yaşadıklarını hem de yıprandıklarını görmek mümkün. İşin bir de esnaf boyutu var, kredi kullanmayan esnaf için esnaf odalarının hiçbir kıymet-i harbiyesi yoktur, sadece aidat öderler bunun dışında hiçbir işlerine yaramaz. Keşke bu odaların tamamını tek oda altında toplasalar, mesela TSO’nun altında toplasalar vatandaş için daha doğru olurdu. Esnaf odalarının verdiği krediler devlet bankaları üzerinden verilmekte, esnaf odalarını araya sokmaya da gerek olmadığı kanaatindeyim. Bankalar gerekli işlemleri zaten yapıyorlar, parayı da onlar veriyor zaten. Bankalar derken Halkbank üzerinden veriliyor sanırım, odalar teminat noktasında devredeler, normalde onu da bankanın bir servisi yapsa odalara da gerek kalmaz. Bu konuda ciddi bir çalışma yapılıp kredileri odaların aracılığıyla vermekten vaz geçilmeli diye düşünmekteyim. Zaten bazı esnaf kredi kooperatifleri kredileri kullandırmada yanlış yaptıklarından ya kapatılmış ya da kredileri bittiğinden çalışamaz duruma gelmişler. Devlet bu konuda ciddi bir çalışma yapmalı ve esnafı odalarla baş başa bırakıp hem odaları hem de esnafı sıkıntıdan kurtarmalı.
Görevden alınan arkadaşımıza da geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum, inşallah mahkemeden aklanarak görevine döner. Bir de oda başkanlarının siyasetçilerle dolaşma işi var ki o tam bir sıkıntı. Herkes işini yapmalı, siyasetçi siyasetini yapacak, oda başkanı da kendi işini yapacak. Sanırım matlup hâsıl oldu, bugünlük de bu kadar. Kalın sağlıcakla.
NOT: Dün İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğü önünde gerçekleştirilen hain terör saldırısını kınıyor, yaralanan emniyet mensuplarımıza Allah'tan şifa diliyorum.