Hepimiz hayatımızı devam ettirebilmek için kendimize en yakın bir işte çalışmak durumundayız. Bazen severek, bazende istemeyerek de olsa işimizi yapmak, ya da yapmaya çalışmak zorundayız dır.
Ancak, yaptığımız işteki başarımız yapabileceğimizin çok azıdır. Bilimsel olarak ispatlanmıştır ki, bugün çok yoruldum dediğimiz zaman , beynimizin en fazla yüzde ikisini çalıştırmışızdır. Beynimizin kalan yüzde doksan sekizi ise beklemektedir. İnsanlar beyinlerinin kalan yüzde doksan sekizlik kısmını kullanmadıkları için çok pişman olacaklardır.
Büyük işler güç kullanarak değil, o işte sabır ve sebat ederek,çok çalışarak başarılır. Ancak bizler işlerimizde sabır ve sebat etmekten çok bir an önce zirveye çıkmayı hedeflemekteyiz. Bu uğurda yıllarını vermiş insanları kıskanmakta ve neden bizlerde onlar gibi olamıyoruz, yahut onun bildiklerini bende biliyorum,ben ondan daha iyi biliyorum gibi düşüncelerle beynimizi meşgul ediyoruz. Her zaman kendimizi haklı görüyoruz. Bunun tipik örneklerini her gün görüyoruz hayatımızda. En çok yanıldığımız nokta ise her zaman iki kere ikinin dört ettiğini düşünmemiz oluyor. Her zaman bu kural işlemediğini zor kabul ediyoruz.
Başarı mutlaka yorgunluğun ödülüdür.Bu da değişmez bir gerçektir. Yorulmadan büyük başarılar elde etmeye çalışmak imkansızdır. Yanlış içinde yanlış yapan insanlar bir yere kadar giderler. Bir yer vardır ki, orada en büyük engel o kişilerin önüne set çeker. Hepimiz hayatımızda büyük küçük yanlışlar yapmışızdır. Bu yanlışlardan bir an önce dönüp gerçek hedefimize kilitlenelim. Hiç kimseyi kıskanmadan kendimizi kıskandıracak derecede çalışalım. İşte o zaman gerçek kimliğimizi ortaya çıkarırız.
Hayatımızdaki en büyük zevk, başkalarının bizim yapamayacağımızı söyledikleri veya düşündükleri şeyleri bizim yapmamızdır. Bunun örneklerini görenlerimiz vardır mutlaka. Öyle ise kendimizi bu zevkten neden mahrum edelim.
Genç arkadaşlarım bilhassa size şu söyleyeceklerim: Bir insanın gençlik dönemindeki en büyük tehlike risk alamamasıdır. Risk alınmadan yükselinmez. Gelin gençliğinizin bu güzel çağında değişik riskler alarak geleceğiniz için önemli başarılar elde edelim. Unutmayın kaybedeceğiniz bir şey yok ancak kazanacağınız çok şey vardır. Karşımızda gördüğümüz şeyler bizim gördüğümüz gibi değildir. Onların gerçeklerini görmeye çalışalım. Bakın nelerle karşılaşıyoruz. Sizler hepiniz çok değerlisiniz. Ama değerinizi çok iyi bilin ve geliştirin. On yıl sonra nerede olacağınızı tahmin edin, bakalım tahmin ettiğiniz yere on yıldan önce varabilecek misiniz?
Başarısızlık hakkında hiçbir şey yazmadım buraya kadar. İsterseniz önümüzdeki diğer yazımızda başarısızlığın en büyük tehlikelerinden olan Olumsuz kişisel tutumlar dan bahsedelim. Bakalım neler göreceğiz?
Bir insanın hayatından daha değerli bir şeyi yoksa, o insanın hayatının da bir değeri yoktur.