Dün yazdığım yazı ile ilgili Dursun Şensoy Hoca yorum yazmış, yorumunda diyor ki ben seninle ilgili bir şey yazmadım, neden karnın ağrıdı? İlahi Dursun Hoca ben ne zamandan beri şahsımla ilgili karnım ağrıdığı zaman yazı yazıyorum da şimdi sen yorum yazdın diye yazı yazacağım? Hem sen bilmiyor musun ki benim işimin bu şehirde yanlış yapan insanları topluma tanıtmak olduğunu. Biz Erbakan Hoca"nın Rahlei tedrisinden geçmiş insanlarız, hoca bize derdi ki her zaman av köpeği gibi olun, kurt köpeği olmayın, zira av köpeği tuttuğu avı sahibi için tuttuğundan avı tam ısırmaz, böylece dişlerindeki zehiri ava akıtmaz, işte o yüzden av köpeğinin yakaladığı av helaldir, ama kurt köpeği veya başka bir köpek yakaladığı avı tam ısırır, dişlerindeki zehiri ona akıtır, işte bu yüzden diğer köpeklerin tuttukları avlar yenmez. Biz yaptığımız işi kendimiz için değil, toplum için yapmaya çalıştığımızdan, yazdıklarımızın kıymeti harbiyesi var, yoksa bu insanlar bizim yazılarımızı neden okusunlar ki?
Her gün yazılarımla ilgili olumlu veya olumsuz telefonlar alırım, elimden geldiğince gelen telefonlara cevap vermeye çalışırım, dün adeta telefonum hiç susmadı, telefona cevap yetiştirmekten, köşe yazısını ta akşam ezanına bırakmak zorunda kaldım. Meğer bu bizim Hocalar neler, neler yapmış da benim de haberim yokmuş, bende olan bilgilerin belki on katı, belki yirmi katı bilgi dün geldi bana. Şimdi size Din Görevlileri Cemiyeti"nin uzun yıllar başkanlığını yapmış olan ve hala daha bu görevi yapmakta olan Dursun Şensoy Hoca"ya birkaç küçük sorum olacak, Hoca cevaplarını verdikten sonra kalan sorulara devam ederiz. Kıymetlü ve de Devletlü Dursun Hoçam şimdi sana acizane, fakirane ve fakat halisane birkaç sualim var. Bunlardan birincisi şu; Kutlu Doğum Haftası etkinliklerinde yapmış olduğunuz güreşlerle ilgili kaç adet bilet bastırırsınız, kaçı satılır, satılan biletlerle bastırılan biletlerin envanterinin tutulduğu defter var mıdır? Varsa bunu topluma gösterebilir misin? Soru 2; Yine kutlu Doğum Haftası etkinliklerinde yapılan güreşlerde açık artırmaya çıkartılan ağalığı bundan evvel uzun yıllar alan eski imam, böyyük tüccar, turizimci Güreş Ağası kaç sefer para ödedi? Eski İl Müftüsü İbrahim acar döneminde bu böyyük tüccar ile il müftüsü ve senin aranda ne gibi bir bağlantı vardı? Soru 3; Eşin ve sen çift maaşla yapmakta olduğunuz kooperatifte üç tane daire sahibi nasıl oldunuz? Sizlerden çok daha fazla maaş alan insanlar değil üç daire, tek bir daire dahi alamazlarken, sizin evin gideri ne kadar az ki tamı, tamına üç tane daire aidatı ödeyebildiniz? Soru 4; Görev yapmakta olduğun site Camiinde haftanın kaç günü izin kullanıyorsun veya haftada kaç gün görev yapıyorsun? Benim Camide cemaatle namaz kılmaya pek zamanım yok, ama Site Camiinde namaz kılanların senin o mübarek cemaline hasret kaldıklarını çok iyi biliyorum. Soru 5; Sana dernekte olup, bitenlerle ilgili soru soran veya merakını gidermek için bilgi almak isteyenler geldiğinde onlara hakaret ettin mi? Etmedin mi?
Şimdilik bu kadar soru yeter, Dursun Hoçam bir zuhuratta bulunur da suallerime cevap verirse, suallerimin devamını daha sonraki yazılarımda devam ederim. Dün bir kez daha toplumun bu konuda patlama noktasında olduğunu gördüm, hatta o kadar enteresan ki namuslu, şerefli, dürüst hoca efendiler bu insanlara adeta isyan ediyorlar, ancak şerlerinden emin olmak için seslerini çıkartmıyorlar. İnsanda biraz Allah korkusu, biraz arlanma, biraz da vicdan olsa bunların yaptıklarını yapamaz. Bu insanlar öyle kaşarlanmışlar ki yıllardır başında bulundukları dernekte çöreklenip, kalmışlardır, yetmemiş, kendi camialarının dışındaki insanları da kooperatif yapacağız diye söğüşleyip, yıllarca insanları para ödemek zorunda bırakmışlardır. Birileri kalkıp bir şey demeye kalksa bunlar hemen ayetten, hadisten dem vurup, insanları susturmanın yolunu aramışlardır. Zavallı iyi niyetli insanlar da Allahtan bulsunlar mantığı ile hareket edip, ses çıkarmamışlardır. Adamlardaki pişkinliği görebiliyor musunuz? Her türlü yanlışı yapacaklar, birisi azıcık eleştirmeye kalktığında derhal susturmaya kalkmaları yetmezmiş gibi bir de masum insanları suçlu ilan etmeleri insanı çileden çıkartıyor. Bu insanlar kullandıkları mihrabı, kürsüyü, minberi babalarının tapulu malı sanıyorlar, orası kendi evleri, hatta yatak odaları imiş gibi davranıp, mahremiyetlerine, menfaatlerine en ufak zarar getirecek işi derhal bertaraf etmek için her yolu deniyorlar. Bre gafiller o mihrabın da, o minberinde, o kürsünün de, hatta o caminin de Allaha ait olduğunu görmezden gelip, ona göre hareket etmeye kalkmayın, aksi halde Allah"ın gazabının bir gün size gelip, çatacağını unutmayın, isterseniz unutun, aha da geldi de çattı, şimdi ne yapacaksınız bakalım. Bu günlük de bize ayrılan yer bittiğinden sizlere veda etmek zorunda kaldık, kalın sağlıcakla