Belediyelerin temel görevleri yol, su, çöp, kanalizasyon gibi toplumun temel ihtiyaçlarını karşılayacak işleri yapmaktır. Gerek 5393 sayılı Belediyeler kanunu gerekse 5216 sayılı Büyükşehir Belediyeleri kanunu da bunu emretmektedir. Bu kanunlar AK Parti iktidarlarında çıkmış kanunlardır. 2005-2006 yıllarında çıkarılan bu kanunlar toplumun ihtiyacı olan yol, su, çöp, kanalizasyon dışında sosyal amaçlı bazı çalışmaları yapma konusunda da belediyelere izin vermekte ancak belediyelerin temel görevleri yol, su, çöp, kanalizasyon gibi halkın temel ihtiyaçlarını karşılamaktır. Bu yatırımları yaptıktan sonra artan paraları olursa sosyal içerikli projeler de yapabilirler ama maalesef belediyeler bu izni bir görev gibi addedip asıl görevlerinden uzaklaşarak sosyal içerikli projelere öncelik verince borç batağından çıkamadılar. Oysaki insanların asıl ihtiyaç duydukları yol, su, çöp, kanalizasyon gibi çok önemli projeler kulak arkası yapılmayıp gençlik merkezleri, sosyal tesisler, kuş cennetleri gibi saçma sapan yatırımlar yapılmasa belediyeler bu kadar borç batağına girmezdi. Bunlar yetmezmiş gibi bir de gereksiz personel alımları olunca işin içinden çıkılmaz bir hal aldı. Keşke bu gereksiz işlere hiç girilmeseydi de belediyeler asıl işlerini yapmış olsalardı.
Yeni seçilen başkanların işinin zor olduğunu her fırsatta dile getiriyoruz ancak onların da geçmişten ders alarak bu tür yatırımların önünü açmamaları gerektiği de ortada. Her kurum kendi işini yapmalı, öğrencilerin barınma işiyle belediyeler değil Kredi ve Yurtlar Kurumu ilgilenmeli, gençlik merkezlerini yapma işini Gençlik ve Spor Bakanlığı yapmalı, okulları Milli Eğitim Bakanlığı yapmalı. Siz Büyükşehir Belediyesi’ne bilmem hangi vakfa bina yaptırırsanız o belediye personel maaşlarını ödeyemez. Ondan sonra da kalkıp başkanları suçlayamazsınız. Hiçbir Belediye Başkanı kafasına göre durup dururken bu tür yatırımları yapmaz. Mutlaka bir yerden talimat gelir ve yapmak zorunda kalır. Talimat gelmeden kendi egolarını tatmin etmek için de milletin parasını hoyratça harcayanlar yok değil. Örneğin vezir hazretlerinin Batıpark’ta yaptırdığı aslan heykellerine ödediği milyonlarca lirayı kimseden talimat almadan sırf egosunu tatmin etmek ve masonları sevindirmek için yaptığı ortada. Aynı şekilde kuş cennetine yaptığı yatırımları hiç yapmadan orayı koruma altına alıp Kültür Bakanlığına devretseydi, belediyenin kasasından bir kuruş dahi çıkmayacaktı.
Üzülerek ifade etmek gerekirse Samsun tam 20 yıl bu adamın egoları yüzünden bir adım ileriye gitmediği gibi 3 milyar liraya dayanan bir borç batağına girdi. Sorarım size Allah aşkına bu şehirde 3 milyar liralık hangi yatırım yapıldı? Gözle görünen iki yatırım var, biri hafif raylı sistem, bir diğeri de çöp depolama sistemi, bunların dışında yapılan ne var? Akrabalarının yaptığı göbek çiçeklemeleri, ağaç dikme işleri, bir de üç şerit dahi yapılamayan ikinci bulvar yolu. O beğenmediğiniz Kemal Vehbi Gül yokluk içinde bu şehre üç şeritli bulvarı kazandırdı. Hâlâ daha onun bıraktığı şehir mobilyaları ve binaları ile övünüyorlar. Bu mantık sosyal demokrat mantığıdır. Partisi ne olursa olsun bir insanın ruhu iman etmeli ve şehrine yatırım yaparken toplumun manevi değerlerini ön plana tutarak yatırım yapmalıdır. Heykeller, çiçekler, böcekler, göbek süslemeleri hizmet değil israftır. Olay sadece Büyükşehir’le de sınırlı değil tabiki. İlçe belediyelerinin de bu tür çok yanlış yatırımları var. Örneğin Lâdik Belediyesi son beş yılda Lâdik Belediyespor kulübüne 6 milyon lira para aktardığı iddia edilmekte. Şayet doğruysa Lâdik gibi meteliğe kurşun atan bir belediyenin toplam 12 milyon borcu olup bunun yarısını da futbola yatırmış ise yazıklar olsun demekten başka bir şey diyemiyorum.
Son 5 yılda Lâdik ilçesinde yapılan tek bir kuruşluk yatırım yoktur. Yapılan belediye hizmet binasının ödeneği eski başkan Karahan döneminden ayrılmış. Döşenen taşlar onun döneminde alınmış, kalan meydan düzenleme işi de Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılmıştır. Sizin anlayacağınız son 5 yıllık süreçte yapılan iş olarak lüks bir makam aracı almanın dışında bir şey yoktur. Ama belediyenin borcunu tam 12 milyon liraya çıkarmayı başarmışlardır. Bunu yapanlara ne demek lazım siz takdir edin.
Bu arada hoşuma giden bir gelişmeyi aktarayım sizlere, eski Gazi Belediyesinin binasının olduğu alanı vezir hazretleri akaryakıt istasyonu yapılmasına izin vermediği için kimse satın almak istemiyordu. Necattin başkan Mustafa Demir’den oranın akaryakıt istasyonu olması için okey almış olmalı ki meclise gelen satış talebi plan değişikliği yapmak üzere geri çekildi. Demekki iyi niyetli olunca parti farkı önemli olmuyor. Anlayışla hareket edilip işlerin önü açılıyor. Bu konuda her iki başkanı da tebrik ediyorum. Güzel bir gelişme, en azından İlkadım Belediyesi biraz rahatlamış olur. Demekki iyi niyetli olunca şehre güzel hizmetler yapılabiliyormuş. Bundan sonraki süreçte fuzuli yatırımlardan vazgeçilerek her kurumun asli görevlerini yapmasını tavsiye ederek sözlerime son veriyorum. Allah’a emanet olunuz.