Bu yaşananlar bir savaş görüntüsüdür.
Hükümete
Hükümetin başına karşı açılmış savaştır.
Savaşın fitilini ne ateşledi?
Elbette içki düzenlemesi!
Borsa İstanbul turizm sektörü
İETT büyük zarar gördü.
Provokasyonlar polisin gazlı müdahalesi
siyaset kesiminden gelen açıklamalar da eklenince
Türkiye gergin ve olaylı günler geçirdi.
Halkın huzurunu bozmanın yanı sıra;
büyük çapta maddi hasara da neden oldu.
89 polis aracı 42 özel araç
4 otobüs 18 belediye otobüsü
4 bina 99 işyeri 1 konut
1 polis merkezi
çok sayıda otobüs durağı
ankesörlü telefon
trafik ışıkları zarar gördü.
İstanbul en büyük zararı gören il!
En talihsiz Hatay!
kimliği belirsiz kimseler tarafından sıkılan kurşun
22 yaşındaki bir gencin hayatına mal oldu.
Protestoların yapıldığı illerde çok sayıda gözaltı var.
En büyük maddi zararı Borsa İstanbul görürken,
turizmdeki rezervasyon iptalleri;
turizm sektörünü kaygılandırdı.
uzun süreli imaj kaybı korkusu var.
İstanbul'da toplu taşıma araçlarındaki hasar;
ana arterlerde seferleri aksattı.
Borsa İstanbul;
son 10 yılın en sert düşüşünü yaşadı;
yüzde 10.5 düşüş kaydetti.
Borsa şirketlerinin toplam piyasa değeri
bir günde 33 milyar dolar eriyerek
291 milyar dolara geriledi.
Dolar 1.90 TL'ye fırladı,
gösterge tahvilin faizi yüzde 6.51 oldu.
KESK'in bünyesindeki sendikalar
Olayların havasıyla grev kararı aldı
Turizm kırılgan bir sektördür.
Her türlü olaydan çok hızlı etkilenir.
Sonrasında toparlanması güç ve zaman alıcı olur.
Olaylar kentimize gelecek büyük kongre
organizasyonları da etkileyebilir.
Bu durum kongre pazarında
dünyanın sayılı kentlerinden biri haline gelmiş
İstanbul için ciddi bir tehlikedir.
İETT'nin yeni araçlarının;
5 yıllık bakım onarımları..
sigortaları var ama
diğer araçların maliyeti tamamen
İETT tarafından karşılanacak.
Ağır hasar gören 7 araçla birlikte
diğer araçların bakımı;
birkaç gün sürecek.
BDP İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder;
"Direnişi biz başlattık.
CHP ambulans arkasında giden
fırsatçı taksi gibi konmak istedi.
Yemezler gözüm..." dedi.
Kılıçdaroğlu hemen cevap verdi:
Biz hiçbir zaman fırsatçılık yapmadık.
Ben oraya sivil bir yurttaş olarak gittim.
Çok partili sistemi Türkiye'ye getiren
bir siyasal partinin yani CHP'nin duyduğu
saygının gereği olarak mitingimizi iptal ettik.
Herkes Taksim'e gitti.
Biz bayraklarımızı da oraya götürdük dikkat ederseniz.
Çünkü eylem halkın eylemi.
Bir partinin eylemi değil.
Öyle anlaşılıyor ki;
Aziz Türk halkına;
Bunca zararı reva gören;
Önce BDP;
Sonrasında CHP'dir.
Dağdaki silahlı eylemleri, şehre taşıdılar.
Türk ekonomisine daha ağır zararlar ödettiler.
Meydanlarda hiç sıkılmadan CHP lideri diyor ki;
Bunu Sayın Başbakan'ın çok iyi anlaması gerekir.
Türkiye kendi bildiği Türkiye değildir.
Sayın başbakanın;
halka rağmen iktidar olunamayacağını bilmesi lazım.
Halk en büyük güçtür demokrasilerden.
Medya özgürlüğü çok önemlidir.
Halkın özgürlük tepkisini
medya gerektiği kadar sunabildi mi hayır.
Ama bunun sorumluluğu
medya çalışanlarının değildir.
Lise önlerinden toplanan;
Üç beş genç yürüyorsa;
Bunların çoğundan anne babalarının haberi yok.
Solcu öğretmeni
Militan arkadaşlarına katılmış;
Gerilla özentili sürüdür.
Halk hareketi Mısır'da
Tahrir meydanında;
İran'da;
Azadi Meydanında;
Toplanan halktır;
Sürü değildir.
Köye gidemeyen;
Köyün mis gibi havasını koklamayan;
Köy meydanlarında;
Çelik çomak oynamayanlar;
Halk mı olur sandınız!
Seçimle milletvekili seçilemeyeceğini;
İktidar olamayacağını anlayan Kılıçdaroğlu;
İstanbulluların kentine ağacına
doğasına sahip çıktığını belirterek,
Ama bütün bunları talan eden bir diktatör var.
O diktatörün adı; Recep Tayyip Erdoğan'dır.
Herkes bunu çok iyi bilsin diye konuştu.
'Polislerini geri çek.' İkinci koşul bu.
'Halk bırak eylem yapsın, enerjisini boşaltsın.'
Üçüncü koşul da bu.
Sen bu ülkenin başına bela oldun
Recep Tayyip Erdoğan.
Bu ülkenin başına bela oldun.
Bu milletin yakasından düşme zamanı geldi artık.
Adam gibi adamsan,
demokrasiden nasibini aldıysan istifa et.
Ağacına sahip çıkanın üzerine
biber gazıyla mı gidilir?
Polisle mi gidilir,
panzerle mi gidilir? dedi.
Kılıçdaroğlu kendi resmini;
Erdoğan'ın aynasında görmeye devam ediyor.
Kendi sıfatlarını Erdoğan'a yakıştırmaya çalışıyor.
İnşallah bu eylem son olur;
Üç sandığa giderken ilk olmaz.