GIDA OSB DE BAL TUTANLAR PARMAKLARINI YALAYACAK MI?
Her zaman söylediğim bir şey vardır özür dilemek erdemli kişinin işidir. Hepimiz insanız ve bazı konularda yanlış da yapmış olabiliriz. Yazdığım yazılarla ilgili bu güne kadar ilk kez hakkında yazı yazdığım birisi arayarak yanlış yazdığımı söyledi. Dünkü yazımda Atakum Belediyesi"nde işe alımlarla ilgili Hamza Türkpençe"nin basın danışmanı olarak işe alındığını yazmıştım. Hamza ağabey dün arayıp, böyle bir görevlendirmenin olmadığını, CHP Atakum İlçe Başkanı olarak görevinin başında olduğunu söyledi. Aslında yazımda da belirttiğim gibi Hamza Türkpence, hayatını CHP"ye adamış bir insan olarak maddi, manevi neyi varsa bu uğurda bitirmiş, yenge hanımın emekli maaşı olmasa geçim sıkıntısı çekecek bir insandır. Keşke ona görev verilse de diğer verilenlere verilmese idi. Demek ki yazdıklarımızdan sadece Hamza ağabeye görev verilmemiş, olan yine bizim garibana olmuş. Hamza Türkpençe"nin gazetemize konu ile ilgili gönderdiği yazıyı da aynen yayınlıyoruz, ama yine de ben Hamza ağabeyimizden özür dilerek bu günkü yazıma başlamak istiyorum.
Gelelim asıl konumuza; Şehrimizdeki önemli projelerden birisinin de Gıda OSB olduğu hepimizin malumu. Bu proje ile ilgili eski Ticaret Borsası Başkanı Yusuf Özer Bey, Samsun Milletvekili Cemal Yılmaz Demir Bey"in hayli uğraş veren isimlerin başında geldiğini söylemez isek onlara haksızlık etmiş oluruz. Çünkü bu insanların gıda OSB ile ilgili yaptıklarını birebir müşahede etmiş birisiyim. İnsanların yaptıkları doğru şeyleri görmezden gelmek hakkı inkârdır. Hakkı inkâr ise inancımızın tarifi gereği zulümdür. Bizim işimiz doğru yapanların yaptıklarını övmek, yanlış yapanların da yanlıştan dönmeleri için onları uyarmaktır. Gıda OSB ile ilgili planlar Büyükşehir Belediye Meclisi"ne geldiğinde ben de orada idim. Bazı ufak, tefek değişikliklerin ardından planları meclis onayladı. Daha sonra tahsis edilen alan biraz daha büyütülmek istendi. Ancak bazı bakanlıklar buna izin vermeyince olmadı. Organize sanayi bölgeleri ile ilgili bilgisi olmayan okurlarımız için bazı açıklamaları yapmamız gerektiği kanaatindeyim. Organize Sanayi Bölgeleri devlet tarafından yatırımcıya değerinin çok altında, nerede ise bedava sayılacak fiyata yer tahsis edilip, üretici firmaların desteklenmesi anlamına gelmektedir. Bu firmalar kendilerine tahsis edilen arsalara belli bir süre içerisinde bina yapıp, faaliyete geçirmek zorundadırlar. Aksi halde yapılan tahsisler iptal edilir, ancak bu yönetmelik veya yasanın (her ne ise) amir hükümleri, daha önce yapılmış olan organize sanayi bölgesinde kendilerine yer tahsis edilen birçok firmaya uygulanmamış. Bazıları nerede ise bedavaya aldığı arsayı, fahiş rakamlarla satarak rant elde etmiş, yatırım ve istihdam sağlamamıştır. Yeni yapılacak olan Gıda OSB"nin de aynı akıbete uğramaması için, şimdiden bazı önlemlerin alınması gerektiği kanaatindeyim. Zira bazı uyanık arkadaşların şimdiden tezgâhlarını kurmuş, alt yapılarını hazırlamış, götürmekte oldukları mal yetmemiş gibi, biraz daha götürmenin peşinde olduklarını duymaktayım. Örneğin bizim keresteci kardeş yemek fabrikasındaki hissesini yanında çalışan işçisine devretmiş. Bir yandan Büyükşehir Belediyesi"nin yaptırdığı Hafif Raylı Sistem"in yemek ihalesini almış, birileri ne oluyor dediği zaman, kardeşim benim orada hissem yok diyebilmek için. Diğer yandan yönetiminde bulunduğu Ticaret Odası"nın üç veya dört üyeyle temsil edildiği Gıda OSB yönetiminden, elindeki yetkileri kullanarak yemek fabrikasına yer tahsisi yaptıracak, böylece bu Mütevazi! Sessiz! Sedasız! kardeşimiz Allah"ın izni, keremi ile ve nurlu imanının nurundan faydalanarak! Böyle büyük bir dünya nimetine kavuşmuş olacak! Nasıl? Yemede yanında ya değil mi?
Gazetemiz kurulduğu günden bu güne dek yazdığım yazılarla ilgili yorum yapan arkadaşlarımızın en büyük eleştirisi, Vezir Hazretleri ile ilgili hırsımdan yazdığım yazılara idi. Bu arkadaşlarımızın haklı tarafları da var. Çünkü dört yıl birlikte çalıştığınız insanla ilgili oradan ayrıldıktan sonra yazı yazmanızda nefis elbette olmuştur, aksini iddia etmek doğru olmaz. Ancak kimin neyi yazdığından ziyade, yazılanların mahiyeti, doğruluğu araştırıldığında çok daha farklı bir durumun ortaya çıkacağını herkes görecektir. Son zamanlarda hakkında yazı yazdığım insanların hiçbirisi ile aramda en ufak bir problem olmamıştır ama benim bu insanlarla aram iyi diye doğruları yazmayacak olursam, o zaman daha önce yazdıklarımın kıymeti, harbiyesi olmaz ve eleştiren arkadaşlarımız haklı olurdu. Örneğin bu keresteci kardeşimizle aramda en ufak bir olumsuz olay olmamıştır ama yaptığı yanlışları yazmazsam diğer yazdıklarıma haksızlık olmaz mı? Hak, adalet bu işin neresinde kalır? Herkes şunu çok iyi bilsin ki bu şehirde iyilik veya kötülük adına kim ne yapmışsa, zamanı gelince tüm ayrıntıları ve açıklığıyla yazacağız. Bizim gazetecilik anlayışımız da budur zaten. Allah"a hamd ediyorum ki, biz gazeteyi kurduktan sonra diğer meslektaşlarımız da politikalarını değiştirip, eleştiri yapabilmekteler. Bu benim için çok önemli bir olay ve bana fazlasıyla mutluluk veren bir durum. Hassasiyetlerinden ötürü bu meslektaşlarıma şükranlarımı sunuyorum. Demek ki Hak ve doğru üstündür, üzerinde de hiçbir şey yoktur ilkesi ağır, ağır camiamızda ilke edinilmeye başlanmıştır. İşte olay da budur. Kalın sağlıcakla