Kim; dünyanın ve özellikle Ortadoğu'nun barışa, istikrara ve güvene ihtiyacı olduğu bugünlerde, İsrail'in 6 aylık bir ateşkesin sona ermesinin hemen ardından Gazze'ye hava saldırısında bulunarak 300"ü aşkın sivilin hayatını kaybetmesine sebep olması insanlık açısından kabul edilemez bir eylemdir diyemez!
Kim; insanlığın kördüğüm haline gelerek içinden çıkamadığı sorunlarının çoğunun şiddete şiddetle cevap verilmesi mantığı ve yöntemiyle çare aranmasının öteden beri çözüme yönelik doğru bir politikaymış (!) gibi algılandığı 2008 yılının son günlerinde, Filistin"de sivilleri hedef alan saldırı, insanlığını kaybetmiş olmaktan başka bir şey değildir diyemez!
Kim; dünya liderleri tarafından halklarının önünde, salonlarda, medya karşısında bolca dillendirdikleri demokrasi, diyalog, hoşgörü, dünya barışı gibi kavramlar bu saldırılarla anlamını kaybetmemiştir diyebilir!
Kim; masum, çaresiz sivillere yönelik yapılan bu saldırı zulüm değildir, vahşet değildir diyebilir!
Kim; Ortadoğu coğrafyasında yaşanan problemlerin çaresi silah değil, şiddete şiddetle karşılık vermek değil, farklılıkların kucaklaşması ekseninde diyalog ve hoşgörü değildir diyebilir!
Kim; saldırıların önlenmesi ve durdurulması için ABD ve B.M."nin yanında ABD Devlet Başkanı Bush tarafından da kınanmayıp, eleştirilmemesi, üstelik Filistinlilerin suçlanması da gerilimi arttıran ayrı bir vakıa değildir diyebilir!
O halde; bölgede daimi barış, ancak ana omurgasını oluşturan bu unsurlarla birlikte insani taleplerin yerine getirilmesiyle mümkündür Aksi, kin ve nefret tohumlarının yıllardır ekilmesine neden olan dün ve bugün yaşanılan içler acısı dramdır İnsanlığın şevkat ve merhameti elleriyle yarası sarılmayan bu coğrafya yarın da, çözümsüzlük sarmalında kanayan, ağıtların susmayacağı bir coğrafya olmaya devam edecektir
O halde; İsrail, Filistin halkının insani talepleri karşısında savaşı tırmandırma politikasından bir an evvel uzaklaşarak kendi topraklarında barış ve huzur içinde yaşamak isteyen Filistin halkını düşman halk olarak görmekten ve tecrit etmekten vazgeçmelidir İsrail, ağır silahlarla orantısız güç kullanarak silahsız bir halkın üzerine kustuğu saldırılarının bir an önce ve tamamen durdurulması için, ne yazık ki bugüne kadar atılan adımlar hep sonuçsuz kalmıştır Birleşmiş Milletlerin girişimleri ve kınamalar İsrail üzerinde etkili olmamaktadır Bu süreçte bir taraftan Birleşmiş Milletlerin artık kesin çözüme ulaşacak tedbirleri almasını beklerken, öte yandan İslam dünyasının İsrail'e karşı oluşturulacak ortak blok etrafında keskin bir tavır almasının gerekliliği artık gün gibi ortadadır
Öyleyse; bu konuda uluslararası kuruluşlar ve özellikle İslam Konferansı Teşkilatı'nın (İKT) bir an evvel, genç, yaşlı, kadın, bebek demeden masum sivillerin ölümüne engel olması için acil olarak harekete geçmelidir
Öyleyse; İsrail'in insanlık dışı katliam saldırılarının bir an önce durdurulması için gerekli yaptırımların bir an önce uygulanmasıyla bu vahşete yüksek sesle dur denilerek seyirci kalınmamalıdır
Öyleyse; hem Türkiye'nin hem de bölgedeki diğer ülkelerin ve bu ülkelerde yaşayan tüm halkların menfaatleri gereği bölgedeki savaş ve çatışma ortamının bir an önce sona ermesi kaçınılmazdır Bölgeye huzur, barış ve istikrar ancak bu soykırıma varan savaşın ortadan kalkmasıyla mümkün olacaktır
Her gün her saat, yavruları gözlerinin önünde ölüme kanatlanan anaların, gökyüzünü yumruklayan elleriyle, kan gözyaşlarına bulanmış bedduaları uzaktan seyredenleri de vurur!!!